X

Yalnız başınıza doğum günü kutlaması için ilham veren fikirler

Doğum günlerini sever misiniz? Özellikle de kendi doğum günlerinizi? Çoğu insanın yaşamındaki en güzel, en özel günlerden biridir kendi doğum günü. Ancak ne kadar özel olsa da herkes her zaman büyük bir kalabalıkla kutlamak istemez… Ya da bazen şartlar kişinin sevdikleriyle beraber doğum gününü kutlamasına müsaade etmez. Mesafeler, tatiller ya da işler engel olabilir…

Çocukluğunuzu bir düşünün. Doğum gününüz yaz aylarına geldiği ve okullar tatil olduğu için hiçbir sınıf arkadaşınızın yanınızda olamadığı günler yaşadınız mı? Bu durum sizi üzmüş müydü? Başınıza gelmediyse bile illaki bu durumu yaşayan birilerini tanıyorsunuzdur… Ancak zaman geçtikçe küçükken daha coşkulu, daha kalabalık kutlanması arzu edilen doğum günleri, daha samimi ortamlara taşınabiliyor. Ya da şartlar gereği birçoğumuz doğum günümüzü yalnız geçirmek zorunda kalabiliyoruz…

Durum ne olursa olsun; ister kalabalıklarla kutlamayı ister sadece çok yakın arkadaşlarınızla olmayı tercih edin veya doğum günlerinizde yalnız kalmaktan keyif alıyor olun sadece kendinize özel bir kutlama planı yapabilirsiniz. Artık doğum gününüzde yalnız olduğunuzda üzgün hissetmenize ya da kutlamadan geçiştirmeye hiç gerek yok. Gelin, bu özel günün hakkını verelim! İşte tek başına doğum günü kutlamanız için ilham verecek fikirler…

Doğum gününüzü neden kutlamalısınız?

“Aman ne gerek var” ya da “sıradan bir gün işte, zaten yanımda kimse de yok” diye düşünmeyin. Ve dünyaya gelişinizin ne kadar önemli bir gün olduğunun farkına varın! Bugün, sizin gününüz. Hayata gelişinizi, bu dünyadaki yerinizi, benliğinizi, varlığınızı onurlandırın ve kutlayın. Doğum gününüzü kutlamak, ne kadar eşsiz bir varlık olduğunuzu kendinize hatırlatmak için harika bir fırsat. “Teksin, özelsin, biriciksin…” bunları kendinize söyleyin. Varlığınız, kutlamaya değer!

Evet, belki de doğum günleri her geçen yıl bir yaş daha yaşlandığımızın bir hatırlatıcısı ama sadece yaş almaktan ibaret değil. Her geçen yıl daha güçlü, daha bilge, daha deneyimli oluyor; gelişiyor, değişiyor ve büyüyorsunuz. Doğum gününüz aynı zamanda bunların da birer hatırlatıcısı.

Kendi yolunuzda biricik olduğunuzu ve attığınız her adımın çok kıymetli olduğunu hatırlamak için mü-kem-mel bir gün!

Tek başına doğum günü nasıl kutlanır?

Kendinizi doğum gününüzde yalnız bulduğunuzda ya da yalnız kalmayı tercih ettiğinizde yapabileceğiniz harika öneriler:

1. Gelecekteki halinize bir mektup yazın

İster gelecek yıl doğum gününüzde okumak ister 10 yıl boyunca her sene yazıp biriktirmek için kendinize bir mektup yazın. Bugünkü sen nasılsın, nasıl hissediyorsun, neler yaptın şimdiye kadar, daha neler yapmayı planlıyorsun, 1 yıl sonra ya da 5 yıl sonraki haline neler söylemek istersin, seni nasıl hatırlasın? Ne hissettiğinizi, nasıl hissetmek istediğinizi, kendinizi bundan birkaç sene sonra nasıl görmeyi hayal ettiğinizi kelimelere dökün ve kendiniz için güzel ve anlamlı bir hediye bırakın.

2. Doğada zaman geçirin

Zamanımızın çoğunu kapalı alanlarda geçirdiğimiz ve git gide ekranlara daha da bağımlı hale geldiğimiz için doğadan uzaklaşıyor, bağımızı koparıyoruz. Oysa ki doğanın iyileştirici gücü kelimelere sığamayacak kadar fazla. Doğum gününüzü evde tek başınıza geçirmek yerine sizi iyi hissettirecek, kendinizle yeniden bağlantı kurmanızı sağlayacak, zihninizi, bedeninizi dinlendirmenize yardımcı olacak bir yer seçin; bol yeşillikli olmasına özen gösterin. Çiçekler, çimenler, kuşlar ve sonsuz sayıda ağaçlarla bu özel günü geçirin. Kamp sandalyenizi ya da hasırınızı kapın, küçük bir piknik sepeti hazırlayın ve afiyetle mis gibi açık alanda yiyin.

3. Kendinizi ‘date’e çıkarın

En sevdiğiniz restoran neresi? En sevdiğiniz yemek? Ya da kahve içmekten en çok keyif aldığınız mekan… Kendinizle randevulaşın ve kendinize enfes lezzetler ısmarlayın. İster kocaman bir pizza ister bir dilim pasta ister favori kokteyliniz olsun, sevdiğiniz lezzetlerle o özel günü kutlayın! Sonradan caymamak için dilerseniz rezervasyon yaptırın ve kendinizle olan ‘date’nizi resmiyete dökün. Böylece ‘neyse en iyisi evde kalayım’ diyecekken kendinizi dışarı çıkarabilirsiniz.

4. Giymeye/kullanmaya kıyamadığınız her şeyi değerlendirin

Gardırobunuzda etiketiyle duran o harika elbiseyi ya da giymeye kıyamadığınız şık ayakkabılarınızı giymenin zamanı gelmedi mi? Doğum gününüzden daha harika bir fırsat olamaz! “Özel bir gün” için sakladığınız kıyafetlerinizi, takılarınızı ya da parfümünüzü kullanmak için daha fazla beklemeyin ve doğum gününüze yaraşır bir şıklık için en sevdiğiniz eşyalarınızı değerlendirin. Kendiniz için süslenin, aynada kendinize bir öpücük gönderin ve devam edin!

5. Kendinize özel bir hediye alın

Doğum günlerinde sevdiklerimize hediyeler alıyoruz ya da doğum günümüzde onlardan hediye bekliyoruz da kendimiz için neden bir şeyler almıyoruz? Doğum gününüzün hakkını vermek ve kendinizi kutlamak için güzel bir hediye seçin. Çok pahalı ya da büyük bir şey olmasına da gerek yok. Kendinizi bir sevdiğinizin yerine koyun ve zevkinize, tarzınıza, ihtiyacınıza göre bir hediye satın alın. Hediye paketi yaptırmayı da unutmayın, hatta dilerseniz kendinize ufak bir kutlama notu bile yazabilirsiniz . Kendinize çiçek göndermek de iyi bir seçenek olabilir…

6. İlham veren bir şeyler yapın

En sevdiğiniz filmi yeniden izlemenin, favori kitabınıza tekrar başlamanın ya da hayran olduğunuz bir konuşmacıyı dinlemenin elbette ki tek bir zamanı olmaz ama doğum gününüz tüm bunları yeniden değerlendirmek ve kendinize ilham aşılamak için güzel bir fırsat olabilir. İlham kaynaklarınızı gözden geçirin, yenilerini bulun, veda ettiğiniz yaşınızı değerlendirin, yeni yaşınız için yeni hedefler belirleyin, heyecan veren kararlar alın.

7. Şükredin

Doğum günleri, geçen zamanın ve potansiyel olarak geriye kalan zamanın hatırlatıcısıdır, bu yüzden elinizdekilerin değerini hatırlamak için de iyi bir fırsattır. Şükretmek için zaman ayırın ve sahip olduklarınızın kıymetini bir kez daha anlayın. Ayrıca, kendinize teşekkür etmeyi de unutmayın. Ne de olsa bu yolculukta size eşlik ediyor .

8. Yeni bir bakış açısıyla yenilenin

Nasıl ki yeni yıl yeni bir dönemin başlangıcı ise, doğum gününüzü de taze bir başlangıç yapma fırsatı olarak kullanabilirsiniz. Yeni yaş, yeni bir sen! İster saç kesiminizde ister kıyafet tarzınızda değişikliğe gidin fark etmez, size özgüven ve heyecan aşılayan farklılıkları benimseyin. Ama en çok da düşüncelerinizde değişiklik yapın. Yeni bir ‘mindset’ geliştirin. gelecekte başarmak istediğiniz hedeflere ulaşmanız için ihtiyaç duyduğunuz ilhamı ve motivasyonu size sağlayacak bir zihniyet için düşüncelerinizi yönetin.

9. Bir ritüel belirleyin

Kendinizi şımartmak için doğum gününüze özel bir ritüel belirleyin. Örneğin, evde enfes bir kahvaltı, dışarıda lezzetli bir kahve, sonrasında masaj randevusu ve akşam yemeği planı… Kulağa harika gelmiyor mu? Size gün boyunca kendinizi iyi hissettirecek, “İyi ki doğmuşum, canım kendim!” dedirtecek bir akış çizin ve mümkünse her yalnız geçen doğum gününüzde uygulayın.

10. Bonus: Bir çılgınlık yapın

Yeni yaşınızı daha önce hiç yapmadığınız bir şey ile kutlamak da harika olmaz mıydı? İşte size unutamayacağınız bir doğum günü! Dalış yapmak, kite surfing denemek ya da offroada çıkmak… Zihninizin sınırlarını zorlayın ve hem giden hem de gelen yaşınıza meydan okuyun! Lunaparkta gondola binmek veya araba ile tek başınıza bir yolculuğa çıkmak da olabilir. Kendinizi sınırlamayın.

Tercihiniz ne olursa olursa doğum gününüzü sizi en çok mutlu edecek şekilde kutlayın! Unutmayın, çok değerlisiniz ve bu kesinlikle kutlamaya değer…

İlginizi çekebilir: Doğum günü depresyonu (birthday blues) ile nasıl başa çıkılır?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Aldığımız iki nefesten biri denizden: #MaviNefesProjesi

Denizler, gezegenimizin kalbinde atan en önemli yaşam kaynakları. Sadece tatil rotalarını ya da en şahane manzaraları süslemekle kalmayan bu su ve hayat kaynaklarımız, gezegenimizin dengesi ve canlı yaşamlarının devamı için de kritik bir rol sahibi. Çünkü, ihtiyaç duyduğumuz oksijenin yarısından fazlası denizlerden geliyor. Ancak, denizlerimizin karşı karşıya olduğu tehditler, ekosistemin geleceğini tehlikeye atıyor.



İklim değişikliği, çevre kirliliği, insan müdahaleleri, plastik atıklar, petrol sızıntıları veya müsilaj gibi pek çok faktör, denizleri kirletmekle kalmıyor geleceğimizi de adım adım yok etmeye başlıyor. Çünkü denizlerdeki kirlilik, hem denizdeki hem de karadaki canlı yaşamını tehdit ediyor ve ekosistemin dengesini bozarak gezegenimizin geleceğinden çalıyor.

Denizlerimizin ve gezegenimizin karşı karşıya olduğu tehditler karşısında sessiz kalmayan Garanti BBVA, DenizTemiz Derneği/TURMEPA iş birliğiyle sürdürdüğü Mavi Nefes Projesi ile bu yıl da denizlerimize, yani yaşam kaynağımıza, sahip çıkıyor. Mavi Nefes Projesi, başta plastikler olmak üzere deniz çöplerinin toplanmasına ve deniz ekosisteminin korunmasına katkı sağlıyor ve denizlerimizdeki oksijen kaynakları olan deniz çayırlarını ve mercanları çoğaltıyor.

“Dünyaya iyi bakıyoruz, geleceğe iyi bakıyoruz.”

“Dünyaya iyi bakıyoruz, geleceğe iyi bakıyoruz.” misyonuyla yola çıkan Garanti BBVA, DenizTemiz Derneği/ TURMEPA ile birlikte hem deniz kirliliğini azaltmak hem de denizlerdeki biyoçeşitliliği korumak ve deniz ekosistemini rehabilite etmek için uzun soluklu bilimsel koruma ve izleme çalışmaları yürütüyor.

Mavi Nefes Projesi kapsamında Eylül 2021-Haziran 2024 döneminde Marmara Denizi, Adrasan ve Van Gölü’nde yaklaşık 200 bin kişinin günlük üretimine eşit 230 ton katı ve sıvı atık toplandı, uygun olan atıkların geri dönüşüme kazandırılması içinse çalışmalar sürüyor.



Projenin eğitim ayağında ise deniz temizliği konusundaki farkındalığı artırmak amacıyla ortaokul öğrencilerine ve öğretmenlerine denizlerin önemi, deniz ekosisteminin korunması ve sürdürülebilir su kaynakları için bireysel sorumluluklar konularında eğitimler veriliyor. Mavi Nefes Eğitim Otobüsü ve çevrim içi eğitimlerle 3 yıl boyunca 8 ilde yaklaşık 80 bin öğrenciye ulaşıldığı biliniyor.

Bu başarılı iş birliği, hem denizlerimize hem de gezegenimize hayat verirken; temiz denizlerin, sağlıklı ve uzun ömürlü bir yaşamın temelini olduğunu da bir kez daha bizlere hatırlatıyor. Denizlerdeki deniz çayırlarını ve mercanları koruyup çoğaltmak için çalışmaların sürdürüldüğü Mavi Nefes Projesi sayesinde “aldığımız iki nefesten biri denizden” diyen Garanti BBVA, DenizTemiz Derneği/ TURMEPA ile tertemiz ve sağlıklı yarınların kapısını aralıyor. Bu başarılı iş birliğinden ilham alarak geleceğimizden çalmak yerine geleceğimizi korumak için çalışmak ve denizlerin yaşam kaynağımız olduğunu her an hatırlamak ve hatırlatmak, hepimizin yarınlarımıza yapacağımız en büyük yatırım.

*Bu yazı Garanti BBVA katkılarıyla hazırlanmıştır.



Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.



Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.

Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sofralarda sürdürülebilir şıklığın yeni adı: Porland Re-Gen

Doğaya olan etkimiz, her gün attığımız adımlarla yeniden şekilleniyor. Günlük yaşamımızda aldığımız kararlar, tüketim alışkanlıklarımız ve yaşam tarzımız, doğa üzerinde hiç silinmeyecek izler bırakıyor, üstelik bu izler günden güne daha da derinleşiyor. Ulaşım tercihlerimizden yeme-içme alışkanlıklarımıza, satın aldığımız ürünlerden şehir hatta ülke dışından verdiğimiz siparişlere kadar hayatımızın her alanında karşımıza çıkan bu etki, yani karbon ayak izimiz, aynı zamanda günlük yaşamda kullandığımız eşyalarla da yakından ilişkili. Ne yediğimiz, ne içtiğimiz kadar yediklerimizi-içtiklerimizi nasıl tükettiğimiz de karbon ayak izimiz üzerinde etki sahibi.



Bu durumun farkında olan ve çevre bilinciyle hareket eden Porland, kırık porselenleri yeniden hayata döndüren Re-Gen Koleksiyonu ile sürdürülebilirlik anlayışını bir adım daha ileriye taşıyor ve dünyada bir ilke imza atıyor. Dünyaya karşı sorumluluk ilkesini odağına alarak üretim süreçlerini yürüten Porland, bu yenilikçi adımıyla bize de gezegenimize olan sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlatıyor. İklim krizine karşı geliştirdiği iş modeli sayesinde çevre dostu üretim ve sıfır atık felsefesini benimseyen vizyoner marka, Re-Gen Koleksiyonu ile hem sofraları iyi tasarımla buluşturuyor hem de daha sürdürülebilir bir dünya için yeni şanslar yaratıyor.

Kırık porselenlerden geleceğe: Daha sürdürülebilir bir dünya

Re-Gen ile artık kırık porselenler, sıradan bir atık olmaktan çıkıyor ve yeniden işlenerek hem doğaya hem insana hem de gezegenimize dost bir anlayışı temsil ediyor. Doğayla her şekilde uyumlu, sosyal açıdan faydalı, toplumsal olarak kapsayıcı ve kültürel bağlamda sürdürülebilir bir yaklaşımın öncüsü olan Re-Gen Koleksiyonu, ayrıca tamamen doğal bileşenlerle üretildiği için bakteri ve mikrop barındırmıyor. Dayanıklı ve uzun ömürlü olmasının yanı sıra sağlıklı bir kullanım deneyimi de sunuyor.

Böylece, koleksiyonda yer alan her bir parça sadece bir tabak ya da kupa olmaktan öte, doğaya saygılı ve sürdürülebilir bir yaşam döngüsünün parçası haline geliyor ve gezegenimize olan borcumuzu ödeme yolunda atılmış küçük ama etkili bir adımı simgeliyor.

Doğanın estetik yansıması, sofralara taşınıyor

Porselenin yeniden hayat bulduğu bu koleksiyon, Salda, Ontario, Birdsong ve One and Only isimli dört farklı tasarımdan oluşuyor ve ömürlük desen garantisiyle de zarafetini uzun yıllar koruyor. Re-Gen, sadece estetik açıdan harikalar sunmakla kalmıyor, aynı zamanda çevresel sorumluluğun mükemmel bir örneği olma misyonunu da üstlenerek döngüsel ekonomiye katkı sağlıyor.



Koleksiyonda yer alan her bir parça, doğanın izlerini üzerinde taşıyor. Doğanın sakinliğini, huzurunu, zarafetini yansıtan bu parçalar, sağlıklı, şık ve sürdürülebilir sofralar sunarken sadece bugünü değil, yarını da düşünerek hareket etmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Ve günlük hayatın içerisinde çoğu zaman fark etmediğimiz küçük tercihlerin bile ne kadar büyük öneme sahip olduğunu gösteriyor.

İlhamını doğadan alan Re-Gen Koleksiyonu’nun bir parçası olan Salda, Türkiye’nin güneydoğusunda bir volkanik krater gölü olan Salda’nın eşsiz kumsalını yansıtırken; Kanada’nın en güzel eyaletlerinden Ontario’nun masmavi göllerinden esinlenilerek yaratılan Ontario ise mavinin her tonunda derinleştirici bir etki sunuyor. Öte yandan, kuş seslerinin doğadaki varlığını temsil eden yaprak, çiçek ve kuş motifleriyle bezeli Birdsong ise huzur ve mutluluk duygularını sofralarda ön plana çıkarıyor. Gökyüzünün en ihtişamlı halini yansıtan One and Only tasarımları ise göz alıcı renkleriyle doğanın büyülü dokunuşlarını sofralara taşıyor. Karbon emilimini azaltma amacıyla tasarlanan ve güncel teknolojiler kullanılarak üretilen bu koleksiyon, porselen atıklarını sanatla buluştururken geleceğe de şekil veriyor.

Geçen bir yıldaki sürdürülebilirlik çalışmalarıyla 61 ton plastik, 169 ton kağıt, 80 ton ahşap, 80.800 ton su, 301 ton porseleni geri kazandıran Porland, bu sayede 735 ton CO2 emisyonunun engellenmesine öncülük etti. Sürdürülebilirliğe sağladığı katkılarla sektörün öncüsü olan ve ilklere imza atan Porland’ın ilham verici Re-Gen Koleksiyonu’nu daha yakından keşfetmek için hemen tıklayın.

*Bu yazı Porland katkılarıyla hazırlanmıştır.



“Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması” için başvurular başladı

İnsanlığın varoluşundan bu yana kadınlar, toplumda pek çok ilham veren, güçlü roller üstlendi. Her ne kadar toplumsal cinsiyet eşitsizliği kadınların mücadelesini her dönemde zorlaştırmış olsa da; günümüzde kadınlar iş hayatından siyasete, eğitimden medyaya toplumun pek çok alanında yer almaya, seslerini duyurmaya ve görünürlüklerini güçlendirmeye devam ediyorlar. Artık başarılı kadın hikayelerinin pek çok örneği var; özellikle de girişimcilik sektöründe.



Kadınlar girişimcilik dünyasına isimlerini altın harflerle yazdırmaya ve pek çok farklı sektörde muhteşem izlere imza atmaya devam ettikçe, kadın girişimcilerin hikayelerini paylaşmalarına aracı olacak pek çok etkinlik ve yarışma düzenleniyor. Böylelikle hem kadınların girişimcilik konusunda daha aktif olmalarına hem de ilham verici hikayelerini diğer kadınlarla paylaşmalarına olanak sağlanıyor. Bu yarışmaların ilki ve en köklülerinden biri de Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması.

 “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması, kadın girişimcilerin çevrelerinde yarattığı farka ve faydaya da odaklanırken, girişimcilikteki başarısını Türkiye’ye duyuran kadınların başka kadınlara katkı sağlama konusundaki motivasyonlarını da artıyor. Kadın girişimcileri ve kooperatifleri, büyük bir heyecanla gerçekleşen jüri değerlendirmesi sonucu belirlediğimiz birincilerden biri olması için Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’na başvurmaya davet ediyoruz.” – Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Sibel Kaya

Garanti BBVA, Ekonomist Dergisi ve KAGİDER iş birliğiyle: Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması

Türkiye’de, kadın girişimcilere yönelik çeşitli çalışmalar yürüten ilk özel banka olan Garanti BBVA, girişimcilik konusuna büyük önem veren, konuyu sayfalarına taşıyan Ekonomist Dergisi ve Türkiye’de kadın girişimciliği ve liderliğini geliştirmeyi hedefleyen sivil toplum örgütü KAGİDER’in iş birliğiyle 2006 yılından bu yana kesintisiz olarak gerçekleşen Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması” bu yıl 18. kez düzenleniyor.

Yarışmada başvurular, Türkiye’nin Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Teknolojide Gelecek Vadeden Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Yöresinde Sürdürülebilir Fark Yaratan Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Kadın Sosyal Etki Girişimcisi ve Türkiye’nin Kadın Kooperatifi olmak üzere 5 kategoride değerlendiriliyor.



Yarışmanın kazananları ise Şubat ayında yapılacak olan ödül töreni ile açıklanacak. “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi” ödülünü alacak girişimci 250.000 TL, “Türkiye’nin Yöresinde Sürdürülebilir Fark Yaratan Kadın Girişimcisi”, “Türkiye’nin Teknolojide Gelecek Vadeden Kadın Girişimcisi”, “Türkiye’nin Kadın Sosyal Etki Girişimcisi” ve “Türkiye’nin Kadın Kooperatifi” kategorilerinin birincileri ise 200 biner TL’lik ödülün sahibi olacak.

“Kadın girişimciliğinin sürdürülebilir kalkınmaya olan etkisini görmek ve bu başarıları ödüllendirmek bizim için büyük bir mutluluk. Kadın girişimcilerin ekonomiye kazandırdığı değer, ülkemizin geleceği için büyük önem taşıyor. Yarışmaya katılacak tüm kadınlara başarılar diliyorum. Hep birlikte, kadınların gücünü daha da ileriye taşıyacağız.” – KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Esra Bezircioğlu

2025 yılının kadın girişimcisi siz olabilirsiniz

Hikayenizle tüm kadınlara ilham olmak ve başarılarınızı tüm Türkiye’ye duyurmak istiyorsanız; 15 Kadım 2024 tarihine kadar www.garantibbvakadingirisimci.com adresindeki formu doldurarak yarışmaya başvurabilirsiniz.

“Türkiye’de kadının ekosisteme katkısını daha da artırmayı, girişimci kadınları cesaretlendirmeyi amaçladığımız bu yarışma önemli bir aşama kaydetti. 17 yılda 45 bin başvuru olmamız, yıllar içinde kategori sayısının bir iken geçen yıl itibarıyla beşe çıkması çok kıymetli. Ekonomist dergisi, Garanti BBVA ve KAGİDER olarak kadın girişimcilerimizi yarışmamıza davet ediyoruz.” –Ekonomist Dergisi Yayın Yönetmeni Talip Yılmaz



İlgili Makale