Tazelenme zamanı: Neler size ait, neler değil?
Sevdiğiniz şeyler gerçekten sizin sevdikleriniz mi? Yoksa başkası seviyor diye mi siz de onları seviyorsunuz? Belki de, size onları sevmeniz gerektiği öğretilmiştir.
Peki ya sevmedikleriniz? Mesela hiç denediniz mi o sevmediğiniz şeyi? Önyargılarınıza mı teslim oldunuz, yoksa deneyiminiz sonucu bir yargıya mı vardınız? Belki de diğerleri de onu sevmediği için ve siz de onlarla aynı grupta olmak istediğiniz için sevmiyorsunuzdur. Zevkleriniz size mi ait, yoksa başkalarına mı?
Ya değerleriniz, onlar size mi ait? “Değerleriniz nedir?” diye sorsalar, içinize sinen bir liste hazırlayabilir misiniz? Biliyor musunuz onları, hiç üzerine düşündünüz mü?
Sınırlarınız var mı peki? Yoksa sadece başkalarının size çizdiği sınırlar içinde mi hareket ediyorsunuz?
Rahat ne demek sizin için? Nasıl rahat olunur? Hangi yükler rahatınızı kaçırıyor mesela, ya da hangi insanlar? Rahatınızı kaçıranları hayatınızdan ayıklayabiliyor musunuz? Tam tersine, belki de rahatınıza fazlasıyla düşkün olabilir misiniz? Rahatınız kaçmasın diye birçok fırsatı kaçırıyor olabilir misiniz?
Kişinin kendine sorması gereken böyle sayısız soru var aslında. Ve bu soruları sormaya bir yerden başlamak gerekiyor. Bu bahar kendimizi daha iyi tanımaya vakit ayırsak, kendi alanımızı belirlesek, onu temizlesek, “Ne kalsın, neyi atalım?” diye düşünsek ne güzel olur… Kendi zevklerimizi, heyecan duyduğumuz şeyleri, yorulduklarımızı, artık istemediklerimizi fark etsek mesela.
Hayatın akışında bir yolda yürürken, tercihlerimizi, neden o yolda yürüdüğümüzü, yolun bize ait olup olmadığını sorgulamadan devam etmektense, bazen mola verip kendimizi dinlememiz gerekir. Bahar tazelenme zamanıdır, biz de bu zamanı kendimizi tazelemek için kullanabiliriz.
İlginizi çekebilir: Kendini bilmenin yolu her zaman soru sormaktan geçiyor