Bu soğuk Şubat sabahında sizi sımsıcak bir yere götürmek istiyorum. Hindistan cevizi adası olarak da tabir edilen, Tayland’ın bence en egzotik adası Koh Samui’ye. Aslına bakarsanız şu an kendimi de bu egzotik adaya ışınlasam ne tatlı olur ama malum euro ve doların hali ortada… Neyse buna çok fazla girip hevesinizi kaçırmayacağım. “Her zaman güzel bir tatil yapmak için zaman ve imkan yaratılmalı” diyenlerdenim çünkü ben.
Tam da muson zamanı bu adaya yolum düştü aslında benim. Meşhur, bayram tatillerini birleştirme huyumuz kurusun, Güney Amerika mı Uzak Doğu mu derken kendimizi Kuala Lumpur’da bulduk önce. Oradan destinasyonumuzu Langkawi – Surat Thani – Koh Tao – Koh Samui ve Bangkok olarak belirledik. Her birinden ayrı ayrı keyif alsam da, gözlerimi kapatıp düşündüğümde en çok iç geçirdiğim yer Koh Samui oldu. Koh Samui’nin insanı kendine çeken farklı ve mistik bir havası kaldı çünkü bende…
Adaya ayak bastığınız ilk an saçlarınızda farklı bir rüzgar dolaşarak sizi kendine çekiyor. Abartmıyorum tam da böyle oldu bende. Malezya’nın karışıklığından mıdır tam olarak bilmiyorum fakat Malezya sonrası Tayland ilaç hatta bal kaymak gibi geldi bana. 2 günümüzü geçirdiğimiz Langkawi adasından kalkan uçağımız önce Surat Thani adasına indi ve buradan feribota bindiğimizde yaklaşık 4 saatlik yolculuğumuz sonunda Tayland Körfezi’nin en güzel yerine konmuş olan Koh Samui adasına ulaştık. Tamam Türkiye’de de çok ama çok güzel adalar, kıyılar var zaten; deniz tatilinde Ege, Akdeniz sahillerinin üstüne tanımam fakat dedim ya masalsı bir yer burası. Bu yüzden belki de balayı için bu kadar fazla tercih ediliyor olması Samui’nin. Adayı biraz hayalinizde canlandırmanız için size Leonardo Di Caprio’nun Kumsal filmini hatırlatabilirim.
Biz adaya deniz yoluyla geldik fakat eğer havayoluyla gelmeyi tercih ederseniz Kuala Lumpur ya da Bangkok aktarmalı Koh Samui havaalanına inebilirsiniz. Bu hava alanının dünyanın en otantik ve egzotik hava alanı olduğunu söyleyenler oldukça fazla. Fakat deniz ulaşımı da oldukça keyifli. Tek zor yanı uçak iniş biniş saatlerinizi feribotlara göre ayarlama zorluğu. Yine de hiç sıkıntı yapmayın uçakla ilgili herhangi bir rötar yaşadığınızda oldukça fazla yardımcı oluyorlar ve otobüsleri bekletiyorlar siz binene kadar. Hatta internetten feribot biletinizi alırken, size uçağınızın iniş saatlerini sordukları bir alan var, orayı dolduruyorsunuz ve eğer aktarma için yeterli zamanınız yoksa site, size en baştan o bileti satmıyor. Ne muhteşem bir uygulama değil mi? İki aktarma arası maksimum limiti 50 dk olarak belirlemiş sistem. Arada 1 saat varsa eğer o bileti satmıyorlar, fakat sistem manuel, eğer yetişebileceğinizi düşünüyorsanız yanlış bilgi verebilirsiniz ama siz yine de vermeyin derim.
Adada dolu dolu 3 gün geçirdik. Bu 3 gün için arabamız hep altımızdaydı. Gitmeden önce bisikletle tüm adayı dolaşırsınız yazılarını okumuştum fakat o işler pek öyle olmuyor, iyi ki de araba kiralamışız diyoruz. Bu arada oldukça uygun fiyatlı arabalar var, çok lükse kaçmak istemiyorsanız. Trafik sağdan aktığı için direksiyon konusunda biraz sıkıntı yaşamanız muhtemel ilk başta, fakat alışmanız 1 saat. Türkiye’ye döndüğümüzde hiç soldan akan trafik görmemiş gibiydik hatta, o derece alışmışız.
Konaklama
Kaldığımız yerlerden biraz bahsetmek istiyorum size, hatta uzun uzun anlatasım var çünkü; yazarken bile içimi müthiş bir mutluluk kaplıyor. Son birkaç senedir zaten aşırı huzurlu, sessiz, sakin yerlere çok büyük bir ilgim vardı. Koh Samui’de kaldığımız yerler de üzerine cuk oturdu diyebilirim.
İlk kaldığımız otelin adı Charming Fox Samui’ydi. Çok zor şartlarda bu oteli bulmamıza rağmen (çok alakasız bir tepede, otelin olamayacağını düşündüğümüz bir yerde karşımıza çıktı kendisi) çıkmak istemedik buradan. Kiraladığımız aracı bile ilk başta iade mi etsek diye düşünmedik değil. Kahvaltı, odalar, havuzu, çalışanları, mimarisi neresini anlatsam bilemedim, en iyisi aşağıdaki fotoğraflara bir göz atın siz.
Diğer otelimiz ise aylarca ne araştırmalar yaparak bulduğumuz Bandara Resort Samui. Ne yalan söyleyeyim burası da enfesti be dostlar. Biraz şımarıklık yapalım dedik ve upgrade bir oda seçtik, havuzumuz içinde olsun, her şeyiyle bize ait olsun dedik. Değdi de… Hem insan kendini bazen şımartmalı bence, yaşadığımız onca stresi düşünürsek İstanbul’da. Tatil ve seyahat için yaşayanlardanım ben de. Neyse..
Otel bildiğiniz Antalya’daki 5 yıldızlı tatil köyü konseptinde aslında. Ne farkı var derseniz dediğim gibi adanın mistik havası otellere de ayrı bir dokunuş katmış. Küçük detaylarda tatiliniz farklılaşıyor. Onlarca çeşit egzotik meyveler kahvaltınızı renklendiriyor, diğer tarafta müthiş doğanın içerisinde Thai Box eğitmeni size enerji veriyor, günün diğer kısmında da kendinizi bırakıyorsunuz palmiyelerin altına, Hindistan cevizi suyunuzu yudumlamaya başlıyorsunuz. Gitmiş kadar oldum bak yine, yaşıyorum resmen o anı her anlatışımda.
Her iki otel de adanın kuzeyi olan Bophut bölgesinde yer alıyor. Gitmeden oldukça fazla araştırdım, adanın hem en merkezi hem de denizinin en iyi olduğu yer konusunda. Chaweng ve Lamai’ye göre daha lüks otellere sahip bu bölge genelde balayı için tercih edilse de bence her açıdan daha kaliteli. Naçizane ada tavsiyelerim ise aşağıda!
Wat Phra Yai
Adanın en bilinen yeri olan Budist tapınağı. Tam tamına 15 metre yüksekliğinde olan bu Büyük Buddha heykeli 1972 yılında inşa edilmiş ve meditasyon yapan bir Buda resmedilmiş.
Giydiğim miniminnacık şortum yüzünden tabii ki de görevliler merdivenlerden yukarı çıkmama izin vermediler. Malezya’da gördüğüm onca Buda’dan sonra çok da ısrar etmedim doğrusu. Heykelin üzerinde bulunan iki yılan ise, Buda’nın kendisini yoldan çıkartmaya çalışan güçlerle mücadelesine yardım eden Nagaları temsil ediyormuş bu arada. Enteresan.
Plai Laem Tapınağı
Adanın kuzeydoğusunda bulunan bu tapınağın üzerinde merhamet tanrıçasının 18 kollu heykeli bulunmakta. Gidip görülebilir. Biraz çizgi film gibi bir an yaşıyorsunuz bu tapınağa bakarken. Vaktiniz varsa görebilirsiniz fakat kesinlikle görmelisiniz de demiyorum.
Wat Khunaram
İşte en ilgimi çeken tapınak. Mumyalanmış gerçek bir keşişi, bağdaş kurmuş bir şekilde, bir camekan içinde sergilendiğini görebilirsiniz burada ve gerçekten inanılmaz bir deneyim.
Fisherman’s Village
Burası bizim de kaldığımız ve denize girdiğimiz yer olan Bophut Bölgesi’nde ve sahile oldukça yakın. Kısa bir yürüyüş ve yemek yemek için en doğru adres. Birbirinden farkı mutfakların olduğu restoranlara ev sahipliği yapıyor ve gerçekten kafanız karışıyor nerede, ne denesek diye. Adada seyahatimiz süresince çok farklı mutfakları tercih ettiğimiz için, değişiklik olsun diyerek, İtalyan güzel bir hanımefendinin açmış olduğu ekstra şirin bir İtalyan restoranında müthiş deniz mahsullü pizza ve makarnalar denedik. Kesinlikle tavsiye ederim.
Samui Hayvanat Bahçeleri
Samui Hayvanat Bahçeleri’ni yazmayacağım, çünkü gerçekten çok üzülüyorum para uğruna hayvanların uyuşturulup görsel malzeme olarak sunulmasına. Çekilmeyin arkadaşım o kaplanla, fille fotoğraf ne olacak. Sanki hayatınız boyunca kaplanlarla iç içe yaşadınız. Yapmayın, etmeyin.
Ben çektirmedim mi evet çektirdim ama tamamen çiftlik ortamında doğal yaşayan fillere birkaç muz verdim, o sırada da hatıra fotoğrafı çekildim ama hiçbir maddi amacı yoktu fil sahiplerinin bu fotoğraflar çekilirken.
Na Muang Şelalesi
Ben gitmedim fakat gidenlerin mutlaka gitmeniz gereken yerlerden biri olarak anlata anlata bitiremediği yerlerden biri, gidin bana da fotoğraf yollayın.
Chaweng Beach
Koh Samui’ye gitmeden önce en fazla duyduğum plaj burasıydı, fakat biraz araştırdığımda Bophut’u tercih ettim ve iyi ki de etmişim. Evet adanın merkezi burada, her şey Chaweng’de, fakat çok kalabalık olduğu için plajın tadını çok çıkaramıyorsunuz. Biz 1-2 saat güneşlendik, hızlıca denize girip çıktık. Deniz de çok temiz değildi doğrusu. Buraya akşam yemeği için tekrar geldik çünkü geceleri gerçekten çok hareketli ve ışıl ışıl.
Lamai Beach
Adanın batısında bulunan Lamai en az Chaweng kadar popüler adada. Bungalov tarzı otelleri burda tercih edebilirsiniz. Gece hayatı olarak da en az Chaweng kadar hareketli olduğuna dair bolca yazı okudum dostlar. Malum biz balayımsı bir tatil yaptığımız için dımtıs bizi çekmedi ama siz gençsiniz eğlenin.
Son olarak belki duymuşsunuzdur; Tayland’da her yer masaj salonu dolu, abartmıyorum iki adımda bir masaj salonuna rastlamanız mümkün. Bu salonların iyileri olduğu gibi kötüleri de tabii ki mevcut. Koh Samui yukarıda da bahsettiğim gibi biraz daha özel bir ada olduğu için masaj salonları da tasarım ve konsept olarak daha farklı. Kendimize güzellik yaparak hemen hemen her gün kendimizi masaj için profesyonel ellere teslim ettik, ne de olsa masajın anavatanındaydık. Konsept aynı gördüğünüz gibi, önünüz deniz içerisi çok şık.
Koh Samui, en iyi geçirdiğim tatiller listesinde şu an ilk 3 sıraya girdi efendim kendisi. Daha iyileri gelene kadar şimdilik hepinize kocaman sevgiler.
İlginizi çekebilir: Filipinler’in sakin ve huzurlu doğasında büyük bir macera sunan köşesi: Oslob