X

Tatminkar bir yaşam için: Kobe Bryant’ın 6 ilkesi

Geçtiğimiz ay önemli başarılara imza atmış dünya şampiyonu Kobe Bryant’ın helikopter kazası sonucu yaşamını yitirdiğini öğrendim. Yakın çevremde basketbolla ilgilenenler gözleri dolarak bir efsaneyi kaybetmenin acısını anlattılar. Bu bende merak uyandırdı ve hakkında okumaya başladım.

Dinlediklerimden ve okuduklarımdan ben de oldukça etkilendim. Yaptığı işte en iyisi olmak için gösterdiği çabayı takdire şayan buldum. Hedefine ulaştıktan sonra da oraya nasıl ulaştığının yol haritasını da paylaşmaya başlamış olduğunu okuyunca hayranlığım daha çok arttı. Bununla da kalmayıp kendi deneyimlerinden süzdüğü yol haritasını çocuklara aktarmak için “The Legend” adlı bir kitap bile yazmış.

Ben de bu yazımda sizlerle bu başarı hikâyesini yazmasını sağlayan ilkeleri ve kendi deneyimimle örtüşen noktaları becerebildiğim kadarıyla paylaşmak istiyorum. Paylaşacağım bu bilgilere pek çok röportajından ulaşabilirsiniz.

Videolarından birisinde şöyle diyordu: “Kendiniz için üzülmeyi bırakıp sizin için umut ışığı olan her neyse onu bulmanız için aynı adanmışlıkla çalışın. Kendini başkaları tarafından zarara uğratılmış zavallı bir kurban gibi görüp ahla vahla zamanı geçirmek yerine bütüncül bir dikkat ile hedefe odaklanın.”

Çok yönlü olmak

Bunlardan ilki, çok yönlü olabilmek. Dar görüşlü ve katı fikirli olmayı bırakıp deneyime açık olabilmek. Yeni şeyler denemek; başka bir ifadeyle zihnin yeni bağlantılar kurması için ortam yaratmak. Ve bu bağlantıları kurmayı sağlarken de sahip olduğunuz kapasitenizi en iyi şekilde kullanmak. “Ne kadar çok kuyu kazarsanız, o kadar çok suya ulaşma şansınız olur. Ama şunu unutmayın iyi kazılmış tek bir kuyu yarım kazılmış yüz kuyudan daha iyidir,” denir. Daha detaylı bilgiye ulaşmak isterseniz Joe Dispenza “Kendiniz Olma Alışkanlığını Kırmak” kitabında konuyu bilimsel yönden etraflıca ele almıştır.

Bilgi edinmek

İkincisi, hangi konuyla, işle ilgileniyorsanız, onun hakkında elinizden geldiğince çok bilgi edinmek. Bilgilendikçe güçlenebileceğinizi hatırlamanın öneminden bahsediyor. Kendi deneyimlerimden öğrendiğim ise deneyimlerimi hayata geçirirken bilgi sayesinde nerede bulunduğumu tayin edebilmem oldu. Nerden nereye geldiğimi ya da gelemediğimi görebilmem için bilgi referans noktası olmuştur. Bilgi edinirken sadece okumak ve izlemek değil, aynı zamanda çevrenizdeki güvendiğiniz kişilerden geri bildirim istemek, bunlardan çıkarsamalar yapmak ve az konuşup çok dinlemek de bu kazanımı destekliyor.

Soğukkanlı kalabilmek

Üçüncüsü, soğukkanlı kalabilmek. Son derece soğukkanlı olabildiği için takım arkadaşları Kobe’yi mamba yılanına benzetirmiş. Black Mamba ise lakabıymış. Bunu şöyle açıklıyor; manipülasyon ve alaycı tavırlara tepki vermemek. Kendi deneyimimde bu hali, meditasyon yoluyla elimden geldiğince tutmaya çalışıyorum. Meditatif haldeyken kendinizle düşünceleriniz arasında boşluk yaratmanız mümkün oluyor ve artık kendinizi düşünceler olarak tanımlamıyorsunuz. Onları görüyorsunuz ama onlarla dans etmiyorsunuz ya da kısa süreli bir dans ediyorsunuz. Aslında bu noktaya dair bahsettiklerim aynı zamanda hedefe odaklı olmak anlamı da taşıyor.

Kararlı olmak

Dördüncüsü kararlı olmak. Hedefinizi belirleyip dikkatinizin dağılmasına izin vermeden hedefinize odaklanmak. Stephen Covey “Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı” kitabında odaklı olmayı geliştirme yöntemlerinden etraflıca bahsetmiştir. Kobe’nin bu konuda izlediği yol ise hedefini parçalara bölmek. Şöyle ki: Önce en büyük hedefini belirlemek, sonra nispeten küçük hedeflerini ve en son orta hedeflerini belirlemek. Örneğin, üç yüz sayfalık bir kitabı dört gün içerisinde okuyup bitirmeniz gerekiyorsa; büyük hedefiniz üç yüz sayfayı dört günde okumaktır. En küçük hedefiniz, tamamlayabilmeniz için günde kaç sayfa ve ne kadar okuyacağınızı belirlemek. Orta hedef olarak da dört günlük sürenin ortası olan ikinci günde, ne kadar okumuş olacağınızı belirlemektir.

İş etiği

Beşincisi ilke olarak iş yapış etiği yer alıyor. Bazı tanrı vergisi yeteneklerimiz olabilir ancak işlenmeden parlaması pek olası değil. Bu nedenle o tanrı vergisi yeteneğimizi her seferinde bir adım daha öteye götürmeyi hedeflemek ve bunu günlük rutinimiz olarak oturtmamız gerektiğinden bahsediyor. Örneğin çalışma hayatının içerisinde sabah 9.00, akşam 5.00 çalışıyorsunuz ancak gerçekleştirmeyi arzu ettiğiniz başka bir hayaliniz var. O zaman yapacağınız şey bu hayalinizin üzerinde çalışmak için iki saatinizi ayırmak. Akşamları yorgunum derseniz sabah erken kalkarak bunu rutininiz haline getirebilirsiniz. Zamanım yok kararını verirken ne kadar dürüst olduğunuzu değerlendirmekte fayda var. Ya da yaptığınız işi seviyorsunuz diyelim, o zaman yine aynı durum söz konusu, kendinizi bir adım daha ileri taşımak için bu yöntemi uygulayabilirsiniz.

Adaptasyon yeteneği

Sonuncu olarak adaptasyon yeteneğinden bahsediyor. Bu, şartlara, değişen durumlara ayak uydurma kapasitenizi geliştirmenizle ilgili. Durumlar bazen sizden bağımsız gelişebilir ve kontrol etmeksizin ne oluyorsa olana uymanız gerekebilir. Belirleyici sonuç tam da bu noktada başlıyor, ki ne kadar çabuk adapte olabilirseniz o kadar kolay yol alabilirsiniz diyor.

Kısa ömrüne pek çok başarıyı sığdırdığı için hayran olmamak elde değil. Aslında herkes, her gün bu ilkelerden bahsediyor ancak Kobe Bryant tüm bunları deneyimlerinden süzmüş olduğu için daha da değerli buluyorum. Benim çıkarımım, tüm ilkeleri bir araya getirdiğimde ortak nokta olarak adanmışlık çıkıyor. Başarıya giden yol biraz rahatsız olmayı göze alarak ilk adımı atmak olabilir. Hem bu kadar kolay, hem de bu derece zor.

İlginizi çekebilir: Başarıya giden yolda kendinize koyduğunuz zihinsel bariyerleri aşmanın yolları

Birsen Ertan Yükseltürk: 1981’de Aydın’da doğdu. Bilkent Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. University of California, Los Angeles’ta (UCLA) Uluslararası Ticaret Yüksek Lisansını tamamladı. Yurt dışı satış pazarlama sorumlusu ve bölge yöneticisi olarak görev yaptı. Şu an İngilizce - Türkçe çeviriler yapmakta, öykü ve denemeler yazmaktadır. Sevgiye ve özgürlüğe doğru yolculuğu devam etmekte. Evli ve bir kız çocuk annesidir.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale