Tatil sonrası çocuklardaki okula dönüş krizleri ile başa çıkmanıza yardımcı olacak ipuçları
Tatil dönüşleri biz yetişkinler için olduğu kadar çocuklar için de zorlayıcı bir durum yaratabiliyor. Uyku saatlerinin şaştığı, evden farklı bir yerlerde kalınması, okul düzeninin bozulması, rutinlerin aksaması özellikle bayram zamanları gibi uzun aralardan sonra okula adapte olma sürecinde sorunlara neden olabiliyor. Tatil moduna hızlıca geçiş yapabilen çocuklar, okula dönüşte aynı hızdaki uyumu yakalayamıyorlar. Tatil boyunca heyecanlı, rahatlamış, aktif, istekli olan çocuklar okula geri dönme zamanı geldiğinde endişeli, stresli ya da korku dolu hisler yaşayabiliyorlar.
‘Tatil dönüşü krizi’ olarak da adlandırabileceğimiz okula dönmeme isteğiyle baş edebilmek için ebeveynlere ve öğretmenlere düşen onları anlayışla karşılayabilmek oluyor. Onlara bu süreçte anlayışla yaklaşırken hem sizin hem de çocuğunuzun işini kolaylaştıracak ipuçlarına göz atabilirsiniz:
Konuşun ve duygularını anlamaya çalışın
En büyük yaşamsal ihtiyaçlarımızdan birinin anlaşılmak olduğunu unutmayın. Empati, büyük-küçük kiminle iletişim kurarsanız kurun sizi çözüme ulaştıracak en önemli unsurlardan biri. Çocuğunuza duygularını anladığınızı, hissettikleri konusunda yalnız olmadığını anlatın. Kendinizden örnekler vererek iletişiminizi daha da güçlendirebilirsiniz. Örneğin, sizin de tatil dönüşünden sonra mutsuz hissedebildiğinizi, işe dönmek istemediğinizi ama yaşamlarımızı şekillendirebilmek, büyümek, gelişmek için hepimizin yapması gereken sorumlulukları olduğunu ve bu nedenle eski düzeninize ne kadar hızlı dönerseniz kendinizi sonrasında daha iyi hissedebileceğinizi çocuklarınızla paylaşın. Sizin de benzer duyguları yaşıyor olmanız onları rahatlatacak ve ilham almasını sağlayacaktır.
Doğanın gücünden faydalanın
Doğa, kendimizi iyi hissetmediğimizde ilk sığındığımız liman olabilir. Hele ki çocuklar için bir limandan çok daha fazlası. Her zaman daha güzel duygulara alan açmamıza yardımcı olan doğadan faydalanarak geçiş sürecini kolaylaştırabilirsiniz. Richard Louv’un sevilen kitabı Doğadaki Son Çocuk’ta bahsi geçen bir deneyim, size de yol gösterebilir: Sabahları çocuğunu okula götürmekte zorluk yaşayan bir anne her sabah okuldan önce çocuğuyla birlikte doğada zaman geçirdiklerinde okula gitmeye daha istekli ve hevesli olduğunu anlatmış. Eğer sabahları 10-15 dakikada olsa evden erken çıkabilirseniz çocuğunuzla birlikte doğanın keyfini çıkarabilir, sonra onu okula kendinizi de işe hazır bir şekilde adapte edebilirsiniz. Sabahları vakit ayıramıyorsanız bunu okul çıkışları için de bir rutine dönüştürebilirsiniz. Çocuğunuzun keyif aldığı, sevdiği etkinliklerle rahatlayıp mutlu olması adaptasyon sürecini kolaylaştırmanıza yardımcı olabilir.
Rutinlerinize geri dönün
Tatiller hepimizin özellikle gece uyuma ve sabahları uyanma saatlerinin şaştığı zamanlar olduğundan iş-okul günlerinin uyku düzenine dönmek zor olabiliyor. Ancak, geçiş sürecini ne kadar uzatırsanız geriye dönmesi o kadar zor olabilir. Tatilden geldikten birkaç gün içerisinde mümkün olduğunca eski rutinlerinize dönmeye ve bu konuda istikrarlı olmaya gayret edin. Özellikle uyku saatleri konusunda zorluk yaşayan çocuklarınıza uykunun, rutinlerin ve alışkanlıkların öneminden bahsedebilir; gece uyumadan önce birlikte kitap okuyabilir, resim yapabilir, kısaca keyifli vakit geçirip rahat bir uykuya ortam hazırlayabilirsiniz. Okulun açıldığı ilk birkaç gün uyanmakta güçlük çekiyor olsa da siz aynı rutinde devam ettiğinizde çocuğunuz da buna uyum sağlayacaktır. Aynı durum, ödevler, ders çalışma, sorumlulukları yerine getirme gibi konularda da geçerli. Eve döner dönmez rutinlerinize her konuda dönüş yapmanız hem evin düzenini devam ettirmeye hem de çocuklarınızın alışma sürecini hızlandırmaya yardımcı olabilir.
Kararlılığınızdan ödün vermeyin
Hepimizin çocukken en az birkaç kez denediği okula gitmeme yöntemlerini hatırlarsınız. “Karnım ağrıyor.” “İyi hissetmiyorum.” “Öğretmenimiz hasta.” ve benzeri söylemleri okula dönüş sürecinde çocuğunuzdan sık sık duyabilirsiniz. Özellikle tatil dönüşü ilk birkaç hafta çocuklar sabahları yataktan çıkmamakta, pijamalarını çıkarmamakta ya da kahvaltı etmemekte ısrarcı olabilirler. Hepsinin altında yatan temel sebep evde kalma isteğidir. Bu gibi durumlarda eski düzeninize daha hızlı kavuşabilmek için kararlı olduğunuzu ve okula gitmemek için herhangi geçerli bir sebebin bulunmadığını göstermeniz gerekir. Ancak, zorlayarak, çocukları çekiştirerek evden çıkarmak değil; konuşarak, mantıklı bir şekilde kendinizi ifade ederek, okula dönüş sürecinin zor olduğunu anladığınızı hissettirerek ve onun da kendisini anlatmasına olanak tanıyarak süreci kolaylaştırabilirsiniz. Genellikle evden çıkmadan ya da okulun kapısından girmeden önce bir anda ortaya çıkabilecek ‘ikna seansları’ için uyum süreci oturana kadar biraz daha erken yola çıkmanızda fayda var. Aksi halde çocuklarınızı ikna etmek için konuşurken siz işe onlar da okula geç kalabilirsiniz.
İş birliğine açık olun
Bazen çocuklar okula dönme konusunda daha ciddi uyum sıkıntısı yaşayabiliyorlar ve ne kadar konuşup anlaşmaya çalışsanız da eski rutinlerine dönmemek için direnebiliyorlar. Ev-okul arasındaki bağın güçlü olması ve birbiriyle tutarlı bir düzen içerisinde ilerlemesi her zaman çok önemli. Özellikle tatil dönüşlerindeki adaptasyon sürecinde de ekstra önem kazanıyor. Sınıf öğretmeni, müdür yardımcısı ya da okul psikolojik danışmanı ile iş birliğine açık olmanız size zaman ve alan kazandırabilir. Öğretmenleriyle çocuğunuzun hızlı adaptasyonu için neler yapabileceğinizi tartışabilir, onların da görüşlerini alabilirsiniz.
Cesaretlendirin
Çocuklar zaman zaman okula döndüklerinde yapamayacaklarını düşündükleri için de kaygı yaşayabilirler. Özellikle anaokulu, ilkokul gibi daha küçük yaş gruplarında okuma yazmayı yeni öğrenme ya da matematik işlemlerinde sorun yaşama gibi öğrenme sürecinde karşılaşılan zorluklar çocukların okula dönüş sürecinde isteksizlik yaşamalarına neden olabilir. Bu nedenle ona geçmiş başarılarını hatırlatmanız ya da öğrenme şevkini tetikleyici etkinliklere birlikte katılım sağlamanız öğrenme isteğini, dolayısıyla okula dönme arzusunu artırabilir. Sadece akademik başarıya değil, okuldayken keyif aldığı resim, müzik, dans gibi farklı alanlardaki yeteneklerini hatırlatabilir; daha fazla keyif aldığı alanlarda geçirdiği zamanı hem okulda hem okul dışında artırmaya çalışabilirsiniz. Kendine olan güveninin artması okula dönüş için daha istekli olmasını sağlayabilir.
Profesyonel destek alın
Adaptasyon süreçleri zor olsa da çoğunlukla belli bir süre geçtikten sonra sancılı süreçler bitebilir. Ancak, birkaç ay geçmesine rağmen çocuğunuz okula gitmemekte ısrarcıysa ya da bir türlü uyum sağlamak istemiyorsa sorun ‘tatil dönüşü krizi’nden daha farklı ve ciddi olabilir. İyi bir gözlemci olup süreci iyi takip etmeniz ve yeterince zaman geçmesine rağmen bir gelişme olmadığını fark ettiğinizde profesyonel bir destek almanız sorunun asıl kaynağına ulaşmanıza yardımcı olabilir.
İlginizi çekebilir: Çocuklarınızla iletişiminizi güçlendirerek gelişimlerini desteklemek için öneriler