X

Tasarruf etmenizi sağlayacak ekolojik hareketler

Yıllardır bilirkişiler tarafından “Atmosfer ısınıyor”, “İklimler değişiyor”, “Su kaynakları azalıyor” ve “Ekolojik denge bozuluyor” laflarını duyuyorduk ama bu insanlara kulak veren ve bu konuda elini taşın altına koyan çok az kişi vardı. Günümüzde ise küresel çapta farkındalığın arttığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Artık daha fazla kişi çevre kirliliği ve ekolojik denge konusunda bilgi sahibi ve artık çok daha fazla yaratıcı çözüm fikirleri yükseliyor. Ancak çevre dostu çözümler sadece ekolojik sorunlara değil, bireysel ekonomik sorunlara da çözüm getiriyor. Karbon ayak izi düşük ve plastikten uzak bir yaşam rutini oluşturarak kişisel masraflarınızı azaltmanız mümkün. İşte, tasarruf etmenizi sağlayacak çevre dostu öneriler…

Benzin yerine elektrik (ya da tabanvay)

Fosil yakıtlar sınırlı, yani tükenebilir yakıtlardır. Rezervlerin de sonuna her geçen gün daha fazla yaklaşıyoruz. Daha nadir bulundukça daha değerli oluyor ve haliyle de fiyatları artıyor. Üstelik yüksek oranda sera gazı açığa çıkardığı için de atmosferin ısınmasına ve iklim değişikliğine sebep oluyor.

Kişisel otomobilinizi veya motorlu araçları kullanmak yerine elektrikli araçları tercih ederek hem karbon ayak izinizi hem de masraflarınızı azaltabilirsiniz. Yeni bir otomobil alacaksanız elektrikli veya hibrit modelleri tercih edin. Toplu taşımada mümkünse metroyu kullanın. Eğer mesafe yakınsa bisikletle ya da yürüyerek gidin. Benzin yerine kalori yakmak çok daha az masraflı ve çok daha fazla sağlıklı!

Enerji tasarrufu

Sıradan, normal bir günde evimizde ne kadar enerji harcıyoruz? Isınmak için doğalgaz ve geriye kalan her şey için elektrik kullanıyoruz. Elbette bu enerjiler gökten avucumuza düşmüyorlar, bir üretim ve dağıtım maliyetleri var; dolayısıyla da fazladan yaktığınız her bir ampul faturanıza yansıyor.

Isı yalıtımı yaptırarak, ampullerinizi düşük enerjili LED ampuller ile değiştirerek, çalışmayan elektronik eşyaları prizden çekerek ve daha önce bahsettiğim pek çok farklı yöntemle enerjide tasarrufa gidebilirsiniz. Bu şekilde daha az fatura ödeyip, daha az karbon salınımına sebep olursunuz.

İlginizi çekebilir: Dünyanın dengesini korumak ve iklim değişikliğini önlemek için: Karbon ayak izimizi nasıl azaltırız?

Su tasarrufu

İçilebilir ve ulaşılabilir tatlı su kaynaklarının payı, gezegendeki toplam su kütlesinin %1’inden bile daha az. Bir de biz o kaynakları kirleterek ya da ihtiyaç dışı tüketerek kullanılmaz hale getirirsek neler olur, bir düşünün. Dünya dışı yaşam formu arayışlarında bilim insanlarının bir dış gezegende aradıkları en önemli kriterlerden biri de sıvı halde suyun varlığı, çünkü su varsa hayat var. Bizim ve bizden sonraki tüm nesillerimizin geleceği, bugün atacağımız doğru adımlara ve hayatta kalmak için muhtaç olduğumuz temiz içme suyu kaynaklarını korumamıza bağlı.

Su tüketimimizi azaltarak faturaları hafifletmenin ve var olan kaynakları kirleten unsurlardan uzak durarak su kaynaklarını korumanın pek çok yolu var. Tek tek saymayayım, çünkü zaten bu konuda oldukça detaylı bir yazı hazırlamıştım.

İlginizi çekebilir: Küresel su krizi: Suyumuz nereye gidiyor ve onu nasıl koruyabiliriz?

Kendin yap, kendin yetiştir

Balkonunuzun bir köşesini küçük bir seraya dönüştürdüğünüzü ve marulunuzu, domatesinizi, limonunuzu, maydanozunuzu vb. yeşilliklerinizi kendiniz yetiştirdiğinizi düşünün. Market alışverişleriniz daha az tutmaz mıydı? Bir örnek de kendimden vereyim; kışın başında güzel bir kazak beğendim bir mağazada ama çok pahalıydı, 70 lira gibi bir şeydi. Annem 35 liralık yünle hem o kazağın aynısını ördü hem de ip arttı, artan ipten de kulakları soğuktan koruyan bir bandana yaptı.

Bitki yetiştirmek, kendi deterjanını kendin yapmak, bir şeyler örüp dikebilmek; yani hazır almak yerine yapabileceğiniz şeyleri kendi imkânlarınızla yapmak, artan masraflara karşı her zaman ekonomik bir çözümdür. Üstelik daha az ambalaj atığı çıkararak çöpünüzü de azaltırsınız.

Daha fazla yeşil, daha az hayvansal

Yazılarımı düzenli takip edenler bunu söylememden bıktılar, biliyorum ama yine söyleyeceğim; insan faaliyetlerine dayalı karbon salınımının %51’i hayvancılık sektöründen geliyor. Sektör faaliyetlerinin tümü hava, su ve toprak kirliliğine sebep olmakla kalmayıp, verimli tarım arazilerini işgal ettiği için küresel açlığı da arttırıyor. Üstelik düşündüğünüz kadar da gerekli bir besin grubu değil, hatta sağlığınıza faydasından çok zararı var. Çevre için, sağlığınız için ve en önemlisi, acı çeken hayvanlar için sofranızdaki hayvansal gıdaları azaltmakta (hatta yapabilirseniz tamamen hayatınızdan çıkarmakta) fayda var.

İlginizi çekebilir: Vegan Dosyası 1: Hayvancılık ve çevre

Gıda israfına son

Gıda israfı, açığa çıkan bireysel atıklar arasında en iç acıtıcı olandır. 690 milyon insanın açlık çektiği bir dünyada (Birleşmiş Milletler Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenmenin Durumu Raporu, 2020) küresel gıda israfı 1,6 milyon ton (FAO Raporu). Bunlar korkunç rakamlar. Üstelik, her ürünün üretim ve dağıtım maliyeti vardır. Ekonomik maliyeti cebinizi, karbon maliyeti ise gezegeni yakar. Gıda israfının azaltılması, ne açıdan bakarsanız bakın, bir zorunluluktur.

İlginizi çekebilir: Sıfır Atık Rehberi 9: Yiyecek atıkları ve gıda israfı

Tek kullanımlık yerine yeniden kullanılabilir ürünler

Yıkanabilir ve yeniden kullanılabilir makyaj temizleme pedleri aldığımdan beri pamuğa para vermiyorum. İçinde 6 adet bulunan kumaş pedlerin fiyatı, yaklaşık 2 aylık pamuk masrafım ediyor ve parçalanana kadar kullanabildiğimden, belki de yıllarca bir daha pamuk satın almam gerekmeyecek ve plastik ambalaj atığı açığa çıkmayacak. Aynısı streç film yerine kullanabildiğim lastikli kumaş kapaklar, 25 kuruşluk poşetler yerine kullandığım bez çantalar ve tek kullanımlık maskelerin yerini alan yıkanabilir maskeler için de geçerli. Bir ürünün tek kullanımlık plastik versiyonu yerine sürdürülebilir bir alternatifini aldığınızda, uzun vadede tasarruf edersiniz.

Minimalizm

Alışverişi azaltmanın daha ekonomik olacağını söylesem, şaşırır mısınız? Bu o kadar bariz bir madde ki, belki de açıklama yazmama bile gerek yoktu. Bir şeyi gerçekten (ama gerçekten) ihtiyacınız olmadığı takdirde satın almamak, son derece basit bir şekilde tasarruf etmenize yardımcı olur. Dördüncü bir çizmeye, yeni bir dekoratif vazoya, elinizdeki bozulmamışken son model bir telefona gerçekten ihtiyacınız var mı? İhtiyaç dışı tüketimi minimumda tutarak sadece cüzdanınıza değil, gezegenimize de iyilik yapmış olursunuz. Çünkü her ürünün üretim ve dağıtım aşamasında toksik atıklar açığa çıkar, dolayısıyla her tüketimim bir karbon maliyeti de vardır. Daha az tüketim, daha az masraf, daha temiz bir dünya!

İlginizi çekebilir: Fazlalıklardan kurtulurken sürdürülebilir olmanın yolları

İkinci el alışveriş

Her yeni ürün üretimi, hammadde ve enerji tüketir ve her tüketim, atık açığa çıkarır. Bu da satın aldığınız hemen her şeyin bir karbon maliyeti olduğu anlamına gelir. İkinci el pazarı bu maliyeti azaltır, çünkü bir ürün birden fazla kişiye hizmet ettiğinden, üretim ihtiyacını azaltır. Daha az üretim, daha az karbon salınımı demektir. Bir kitabı 15 kişinin okuması ve 15 kişi için aynı kitaptan 15 adet üretilmesi aynı şey midir? Kitap, giyim, mobilya, beyaz eşya, elektronik eşyalar, aklınıza gelebilecek neredeyse her ürün için bir ikinci el pazarı mevcut. Üstelik, daha önce kullanılmış oldukları için, ne kadar iyi durumda olurlarsa olsunlar, yeni üretilmiş versiyonlarına göre fiyatları daha düşük oluyor. Şimdiye kadar hiç ikinci el eşyalar kullanmadıysanız, bir şans vermeyi düşünebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Yeni yılda kendinize kazandırmak isteyeceğiniz 10 çevre dostu alışkanlık

Çağla Lotinac Akman: AgeSA'da birikim ve güvence danışmanı ve çevre aktivisti. Hafta içi 9-5 danışanlarına finansal danışmanlık vererek insanları daha varlıklı hale getirmek, hafta sonu da deniz kenarında sabah koşusu yapıp koşarken kumlardaki çöpleri toplayıp ayrıştırmak en büyük hobileri arasında. Uplifers'ta 2018'den beri çevre kirliliği, sıfır atık, gezegen dostu yaşam, koşu, kişisel finans ve bütçeleme konularında yazılar hazırlamakta, gezegenimiz için farkındalık yaratmayı ve finansal okur yazarlığı arttırmayı hedeflemektedir. Kendisine ulaşmak ve ücretsiz finansal danışmanlık almak için: (0530)-767-24-64.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale