Her yıl yaz yaklaşırken bizi kendimizi ve hayat tarzımızı sorgulamaya iten, çok güçlü iki parçalı giysiye biz kadınlar “bikini” diyoruz. Şahsen benim kendisiyle çok uzun yıllar aşk-nefret ilişkim oldu. Ne zaman bikiniler vitrinlere çıksa yaz geldi diye bir yandan sevinir bir yandan da kilo, selülit gibi yersiz streslere girerdim.
Ne zaman ki bikini tarihçesini öğrendim, kendisine saygım arttı. Biz kadınlar bu iki parçalı ve daha iyi bronzlaşmamıza olanak sağlayan, ufacık, minicik kumaş parçasını giyebilmek için bayağı ciddi bir savaş vermişiz. Vatikan’ın bikini karşıtı açıklama yaptığını okuyunca gözlerime inanamadım. İlk defa Cannes sahillerinde kullanılmış ve Fransız hemcinslerimiz bu konuda öncü olmuşlar. Zaten sosyal statüden, maaşa, evdeki iş bölümünden her şeye kadar her gün savaşıyoruz; bari kazanarak aldığımız bikinin kıymetini bilelim. Günlük hayatımızda kendisine daha da iyi yer edinmesini sağlayan ikonik modellere de bir göz atıverelim;
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.