X

Tanrıyla karşılaşmalar: Korkudan özgürlüğe giden bir yol

Tanrıyla ilk karşılaşmamda o kadar çok korktum ki, sorduğum tüm sorulardan vazgeçtim. Her yeri kaplayan bir “şey.”
Oysa normalde sorsalar, tanrıdan korkmadığımı söylerdim. Bu gerçekleşmeye ramak kalınca, aslında tanrıyı görmenin ölmek demek olduğunu anladım. Yani benim için.
Yoksa tanrı neden görünsündü ki?
Beni sevdiğinden olacak hali yok ya!

O gün, bu korku dolu yaşamın içinde, sevgiyi aramaya başladım. Tanrının bile korkunç olduğu bu dünyada, bize güzel gibi gelen, kabul ettiğimiz “şeyler” aslında sevgisiz, korkunç olabilir miydi?

Bundan sonrası dünyanın en sıkıcı işi, gardrop düzenlemek gibi, yazlık, kışlık, küçük gelen, büyük gelen, atılacak, verilecek…
Öğrendiğim her şeyin karşısına geçip, ayıklama yapma zamanı. Sevgisiz olan her şeyi atmaya, dönüştürmeye dair bir ayıklama. Hangisini ne zaman giyeceğin, hangisini kime vereceğin, hangisini artık atacağını tayin etme zamanı…
Tabii garip de bir korku, ya bu koca gardrobun içi tamamen işe yaramaz “şeyler” ile dolu ise?
O zaman işte, o verilecekler, atılacaklar kıymete biner. Yaz gelince giyerim, düğüne giderken şey ederim…
Bırakmak kolay da, bırakamıyor insan. 
Nostaljik, romantik, kendini acındırmalar, vedalar, hiç edilmemiş…
Hakkı ödenemeyecekler, selam vermeyi bile unuttuklarımız, derken…
Bir cinnet hali, hepsi çöpte!
Özgürlük!
Tanımsızlık!

Ama gözününün bir ucu toprakta değil mi hala, geride bıraktığında?

Sonra tekrar karşılaştım tanrıyla, bu sefer… Kaçmadım ama hala korkuyordum. Ya ölürsem?
Bana can ne demek anlattı, kendi diliyle, kendi bakışıyla.
Utandım, ölmekten beter utandım.
Ama ölmedim!
Tanrıyı sevmeye başladım diyemem, bu sefer de ona layık olmadığım için kaçtım.
Yine başka bir ölüme gittim, reddedişe.

Sonra reddedilen hallerimin diyarında gezindim durdum, sevgiyi o reddedişin ardında aradım. Bir amaç, bir sebep!?
Sevgisizlikten buruşmuş, içine göçmüş, bebe yaşında yaşlılıktan kırılan çocukluğumla karşılaştım.
Reddediş taşının altına saklamış kendini.
Oysa çok sevilmiş, kalbin tam orta yerinde parlıyor olması gerekmiyor muydu onun?
Tabii… 
Ona bakacak olursak tanrının da bizi seviyor, ışıklar içinde kucaklıyor olması gerekiyordu!
Aldım kucağıma buruşuk tenli çocukluğumu diyeceğim de, elimi her uzattığımda solucan gibi toprağın altına kaçışını izledim daha çok.
Hadi gel!
Gelmez.
Çok tatlısın gel!
Boşa kürek çekişler…
Belki biraz sevgi versen, buruşukluğu açılır, kalbi atar?
Korkmuş…

Yaşadığımız kuraklığa bak, dünya sevgiden yaratılmış ama küçücük bir çocuğun kalbini açacak kadar bile sevgimiz yok! İroniler!
Yalanlar! Sürekli boş boş konuşmalar!

Seviyor musun? Gerçekten?
Yoksa yok!
Ne bilsen bana ne! Öğrendiklerinin kıymeti ne?
Seviyor musun? Bana sadece bunu söyle! Tek soru.

Sonra tekrar gördüm tanrıyı, bu sefer çok sakindi gelişi. Şaşaasız.
Sabır doldu içim. Oturdum direnç taşının başına, beklemeden beklemeyi öğrendim. Ara ara kendini gösteren çocukluğuma göz ucuyla bakıp, hikayeler anlattım. Gerçek, içinde sevgi olan. Peri masalı değil, gerçek hikayeler! Bunca deliliğin arasında minik minik yeşeren hayatlardan. Kendi hayatımdan. İzlediklerimin hayatlarından. Bitmeyen çabadan. Sürekli tazelenen umuttan. Sevgi dışında bir şeyi kabul etmeyen yüreklerimizden…

Anlattıkça değişti dünyam, direnç taşı koca bir kayadan çakıl taşına dönüştü. Dibinde oturan küçük bedenim devleşti, çocukluğum mememden beslenirken, annem başımda bana kendimi, kucağımdaki bebek halimi nasıl seveceğimi, sevmeyi öğretti.
Çocukken görmediğim, büyüyünce anlamadığım dildeki sevgiyi.
Benim güzel ruh kardeşim, omzuma yaslanıp, bu hayatta bana annelik etmenin ne olduğunu, nerelerde canının yandığını, nerelerde can yaktığını… Ama her şeyden önemlisi planı ne güzel oynadığımızı, öğrendiklerimizi anlattı.
Şimdi yeniden sevmeyi anlattı.
Tanrıyı ilk gördüğünde duyduğun korku gibiydi sevgiyle karşılaşmak!
Ya ölürsem?
Sanki bunun dışında kalan zamanlarda yaşarmışsın gibi…

Anne dediğinin, en yakın kardeşten daha yakın, tanrıdan öte yoldaş olduğunu görünce, hani ikinizin de yaşsız ve sınırsız olduğu anı… hHani “şeyler” başlamadan önceki zamanlarda. Eğer zaman varsa anladığımız anlamda!
Affedip, affedilmenin “kepek problemi yüzünden saçlarını kestirmek zorunda kalan neşenin, şampuanı ile karşılaştığı anda, onun karşısında çözüm gibi duran makasının ortadan ikiye kağıt gibi bölünerek yere düşmesi gibi” anlamsız, gereksiz, hatta “ne alakası var!” olduğunu anlama halleri.
Ölümlünün anlamayacağı, ancak ölümsüz olanın yaşayacağı… Mistik falan değil, gerçek. Şifreli değil, apaçık!

Yaşam a, b, c, seçeneklerinden hiçbiri. Sunduğun seçeneklerin dışında kalan.
Tanrı, seçenekler ve üzerindeki kare kökleri, çarpanları ile a, b, c ve hiçbiri seçenekleri karşısında kıs kıs gülen, hatta hızını alamayıp kahkaha atan!

Sonra tanrıyla tekrar karşılaştım!
Giderken, bütün hippie kıyafetlerimi, şaman tüylerimi, kitaplarımı, bilmem ne tekniklerimi kenara bırakıp rugan stilettolarımı giyip, dibi gelmiş saçlarımı boyadım. En sevdiğim kıyafetimi, taşımaktan çok hoşnut olduğum bedenime giydirip, hafif alaycı gülümsememi aldım yanıma.
“Naber afili?” dedi.
“Senden naber şakacı?” dedim.
Sonra bir rüzgar esti, soluğu soluğuma değdi sevdiğimin…

İlginizi çekebilir: Kendini dinlemek: Tek yapman gereken akan suyu takip etmek

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale