X

Tanıştığımız kişi hakkında hemen sonuca varmak: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyor olabilir miyiz?

Geçen gün çok acaip bir şey fark ettim tüm çıplaklığıyla. Birisiyle tanıştım. Tanıştığımın hemen ertesi, hakkında yorumlarım, bayağa inanışlarım, hatta emin olduğum birçok şey var oldu üzerinde dillendirdiğim. Sanki sadece bir kere görüp konuşmamışım gibi nasıl bu kadar çok şeyden emin emin konuşabilirdim kişi hakkında? Sonra fark ettim. Sonra da kendime şaştım. Hayatım boyu bunu yapmıştım. O zaman hayatımı ne kadar gerçekten gerçeklikte yaşamıştım?

Beyin ne kadar kuvvetliydi! İnsanın kendi istekleri ve beklentilerini alıp karşı tarafa yükleyip kişi hakkında hikaye kurduruyordu. O an canı ne isterse ona inandırıyor, bir de üzerine kendi arzu ettiği beklentileri yüklüyordu kişiden bağımsız. Tabii eğer ki sen bu oyunun farkına varmazsan!

Sonra anladım ki kişiyi tanımadan, kendi ağzından gerçekliğini duyup yaşamadan iyi, kötü diye sıfatlandırmamak ve hiçbir yorumda bulunmamak gerekiyormuş. Çünkü bilemezmişiz; bilmiyoruz, bilmeyeceğiz. Beynin kurguladığı hikayeler senin daha önceki subjektif tecrübelerinin yansıması sadece. İçerisinde sahip olduğun kalıpları, öğretileri, inançları barındırıyor ve tüm hepsini kapsayan bir hikaye geliştirmeye başlıyor. Ve aydınlık olan haber ise şu: Bu hikayelerin yüzde 99’unun gerçeklerle hiçbir alakası olmuyor.

Hele ki sonrası… Kişinin üzerine oturttuğun beklentiler, kalıplar, kişinin kendi gerçeğiyle uyumlu olmadığında geliyor hayal kırıklıkları, öfkeler, hüzünler. Ne saçma değil mi yahu? Resmen kendimiz çalıp oynuyormuşuz ciddi ciddi.

O zaman bundan sonra herhangi bir insanla tanıştığında ya da hakkında bir yorum yapmaya kalktığında dur hemen orada. Bak bakalım o yorum ya da inanış nereden geliyor? Sana mı ait yoksa kişiye mi? Tüm bunları anla, gör ki kendi kurguladığın hikayede kaybolma. İllüzyonda yaşama. Saf gerçeklik her zaman en açık, en hafif olan; unutma.

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Saf gerçekliğe ulaşmanın ilk kuralı: Varsayımda bulunmayı bırakmak

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com
İlgili Makale