X

Takımdaşlık ve birlikte büyümek üzerine

Hayatta en keyif aldığım şeylerin başında yeni bir şey öğrenmek, bu öğrendiklerimi paylaşmak geliyor. Gezdiğim, gördüğüm, lezzetinden keyif aldığım, havasının bana iyi geldiği, güzel bir deneyim kazandığım yerleri ve güzelliği paylaşmak benim de deneyimimi büyütüyor. Bir deneyimi paylaştığımda ben de farklı bir hikaye duyup yeni bir şey öğreniyorum, üstelik paylaştığım kişiyle aramda yeni bağlar da kuruluyor. Bilgi saklamanın bir faydasını görmedim ama paylaştığımda ne kadar büyüdüğüne defalarca şahit oldum.

Paylaşmanın ve birlikte iş yapmanın birçok olumlu etkisi var. Araştırmalar özellikle iş birliğiyle problemleri çözmenin daha mümkün olduğunu ve daha iyi iş sonuçları getirdiğini gösteriyor. Birlikte iş üretirken daha fazla hesaplanmış risk alınabildiğini, korkmadan, çekinmeden inovasyonu getiren sonuçlar doğurduğunu gösteriyor. Takım ile çalıştığınızda kişisel olarak büyümeniz, hayattan daha memnun olmanız ve keyif almanız, hatta stresi de azaltmanız mümkün. Bir işin sonucundan ve başarısından tek başına faydalanmak isteyen biri tüm bu faydalardan kendini mahrum bırakıyor aslında.

Bazen belki kendinize “Ben daha iyi yerleri hakediyorum, daha iyiyim, pek çoğu benim sahip olduğum özelliklere sahip değil” gibi fazla pozitif bir düşünceye girebilirsiniz. Bunlar doğru da olabilir fakat tek başına değerinizi parlatabilmek, takım olarak parlatabilmeye göre çok daha zor. Farklılıkların gücünden faydalanarak hem daha yaratıcı işler yapabilir hem de performansınızı katlayabilirsiniz. McKinsey’nin yaptığı son araştırmalar çeşitli ve birlikte çalışan ekiplerin %35 daha yüksek performans gösterdiğini ortaya koyuyor. Ayrıca bir arada olduğunuz kişilerle uyumunuz ve artan mutluluğunuz size %20 başarı avantajı sağlıyor çünkü mutlu bireyler daha üretken oluyor.

“Ben” körlüğü, dış gözlerden uzak kalmış iç sesini değil de, dışarıdan birilerinin sesini duyma, geri bildirim alma, hepsi ancak bir şeyler paylaşabildiğiniz takımlarda, ilişkilerde mümkün. Amerikan Psikoloji Derneği’nin Takım Olma Sanatı makalesinde özellikle takım içinde olup iyi bir dinleyici olmayı öğrenen birinin aynı zamanda aile yaşantısında veya günlük iletişimlerinde bu özelliğinden faydalanıp aslında bireysel olarak kendini nasıl farklılaştırabildiğini ve potansiyelinin üzerinden bir potansiyel çıkarabildiğini anlatıyor.

Birlikte büyümenin bilimsel metotlarla anlatıldığı örnekler de mevcut, bunlardan biri Metcalfe Yasası. Elektrik Mühendisi Robert Metcalfe’ın ortaya koyduğu bu yasa aslında bir iletişim ağının sahip olduğu değeri matematiksel formülle açıklamış. Eternet kablolarının bağlama etkisinden yola çıkan bu yasayı günümüze uyarladığımızda tek bir takipçisi olan bir sosyal ağın aslında tek başına bir değeri olmadığına ama ağdaki kullanıcı sayısı artıkça ağın ilgi ve çekiciliğinin artmasına örnek verebiliriz. Kullanıcı artıkça içerik zenginleşir, kalite artar, tavsiye edilme ve görünürlük miktarı yükselir. Birlikte değer ortaya koyarken kendi değerinin de artması mümkün olur.

Ayrıca bunu network için de düşünebilirsiniz. Bir markanın büyüme sürecini düşünürsek markanın network ü artıkça bu markanın sahibi daha çok ihtiyaca yanıt vermek için daha fazla ve yeni araç üretmeye çalışıyor. Daha fazla değer yaratıyor. Daha iyi yapmak, daha iyi ara yüzler sunmak gibi opsiyonları sürekli değerlendirmesi gerekiyor. Birlikte çalışmanın hayatımızı nasıl kolaylaştırdığını matematiksel olarak da ispatlayan çok fazla örnek var, bir örneğini bu linkten görebilirsiniz.

Etki alanını büyütmek isteyenlerin yapması gereken ilk adım bilgi paylaşmak belki de. Paylaşmak çoğalmayı, yeni deneyimler kazanmayı ve yeni takımdaşlıkları sağlayabilir. Ayrıca farklı güçlerin bir araya gelmesi inovasyon, yaratıcılık ve başarı ile oldukça ilintili. Paylaşmaya alışmak, paylaşmayı artırmak ve birlikte büyümek için adım atmaya hemen başlayabilirsiniz. Önünüzde yeni kapıların açılması dileğiyle.

İlginizi çekebilir: Doğru kararlar almak için hayata nasıl bir pencereden bakmak gerek?

Didem Sümer Tiryaki: Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji lisans eğitimi ardından Galatasaray Üniversitesi'nde işletme yüksek lisansını tamamladı. Yaklaşık 10 senedir özel sektörde İnsan Kaynakları alanında çalışıyor. Kadın Girişimciler Derneği'nin Geleceğin Kadın Liderleri programından 2013 yılında mezun oldu. Kagider ve Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği'nde öğrenci veya yeni mezun kadınlara mentorluk yaptı. BÜMED'in yürüttüğü Next-Gen programında mentorluk çalışmalarına devam ediyor. Deneyimsel oyun terapisi eğitimleri ardından supervizyonlarını tamamladı ve Oyun Terapisi Uygulayıcısı oldu, son iki senedir gönüllü olarak 2-11 yaş arası çocukları destekliyor. Öğrenmeyi, gezerek/okuyarak veya deneyimlerek yeni bilgiler keşfetmeyi, bu öğrenme ve keşiflerinden insan doğasına dair çıkarımlar yapmayı ve bunları yazmayı seviyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale