Su; 100 derecede kaynar, oda sıcaklığında sıvı haldedir. Lise yıllarına geri gittiğimizde su hakkında öğrendiğimiz bu bilgileri hatırlarız. Dünyanın %70’ini oluşturan suyun, elbette bundan daha fazla özelliği bulunmaktadır.
Bu yazı ile Fen Bilgisi dersinde öğrendiğimiz bilgilerimizin üzerine biraz daha ekleyerek, aslında suyun ne kadar çok ve ne kadar önemli özelliklerinin olduğunu göreceğiz. Bir DNA’dan bahsedildiğinde, gün yüzüne çıkan özelliklerinin dışında daha bilmediğimiz birçok özelliğinin olduğunu biliriz. İşte su da tıpkı bir DNA gibi içerisinde keşfedilmeyi bekleyen sırlar taşır. Keşfedilmiş birçok özelliğinin yanı sıra, henüz keşfedilmeyi bekleyen sırları vardır.
Suyun özellikleri
1. Katı halde iken suyun hacmi genişler:
Suyun, Fen dersinden öğrendiğimiz özellikleri arasında katı, sıvı ve gaz hali olduğunu ve katı fazda iken hacminin genişlediğini biliyoruz. Su katı haldeyken hacmi genişlemeseydi; dere, göl gibi su birikintileri donduğunda belki de tüm su kütlesi donacaktı. Oysa hacmi genişlediği için suyun özgül ağırlığı sıvı fazdaki sudan daha hafif hale gelir ve buz kütleleri yüzeye doğru çıkar. Sadece yüzey donar ve soğuk hava tabanı dondurmaz. Bu sayede su altına yaşayan canlıların hayati tehlikesi ortadan kalmış olur.
2. Su yavaş soğur ve ısınır
Suyun bir diğer özelliği de yavaş bir şekilde ısınıp yine yavaş bir şekilde soğumasıdır. Yazın, denize gideceğiniz zaman suyun ısınmasını beklersiniz. Sabahları son derece serin olan su, öğlen saatlerinde ılımaya başlar ve ancak akşama doğru ısınmış olur. Güneş doğduğunda su hemen ısınmaz, zaman içinde ısınır. Yine bu özelliği sayesinde insan ve canlı hayatındaki önemli bir dengeyi korur. Bu özellik olmasaydı, sıcak evinizden dışarı kar topu oynamak için kapıyı açtığınızda, aniden içinizdeki su donardı ve büyük ihtimalle çizgi filmlerdeki gibi kristal bir heykele dönüşürdünüz.
3. Yanıcı ve yakıcı atomların birlikteliği
Suyun, 2 hidrojen ve 1 oksijen atomundan oluştuğunu hepimiz biliriz. Suyun formülü ise H2O’dur. Ancak ilginç olan; biri yakıcı, diğeri ise yanıcı atomlar olmalarıdır. Birlikte “mutlu evlilik” olarak tabir edilen bir molekülü oluştururlar.
4. Kutuplu yapısı
Su moleküllerinin, tıpkı Dünya gezegeni gibi kuzey ve güney kutupları vardır. Yani her su molekülü, elektromanyetik bir kuşak ile çevrilmiştir, (+) ve (-) kutbu bulunmaktadır. Böylece kimyasal bir oluşum içerisinde olabilmektedir.
5. Hidrojen bağları ve küme yapısı
Tüm su molekülleri birbirleri ile güçlü bir bağ oluşturmuştur. Yani bir su molekülünü parçalamak çok zordur. Bu nedenle de H2O, ‘mutlu bir evlilik’ olarak tanımlanır. Su moleküllerini birbirine bağlayan hidrojen bağları bulunmaktadır. Bu bağlar için el ele tutuşmak gibi bir benzetme yapmak mümkündür. Moleküller sürekli farklı kişiler ile el ele tutuşurlar ve sürekli farklı kümesel gruplar oluştururlar.
Suyun kümesel yapısının insan hayatındaki etkisi son derece büyüktür. Su kümeleri büyük (kalabalık) olursa, örneğin; 40 su molekül kümesi gibi, o zaman su kanalından geçmesi zorlaşır ve su kümeleri yanında taşıdığı besinleri hücreye ulaştıramazlar. Oysaki küçük kümeli sular, su kanalından rahatlıkla geçer ve hücreye besin taşıyabilirler. Küçük kümeli sular hücreyi terk ederken beraberinde hücrenin atığını da taşırlar.
Doğal kaynak ve iyileştirilmiş sular daha küçük su küme yapısına sahip oldukları için; hücreleri, su ve taşıdıkları ile besleme ve vücuttaki atıkları dışarı atma yetenekleri daha fazladır.
Hidrasyon için su küme boyutlarının küçük olması önemlidir. Küçük küme yapılı sular büyük olanlara oranla yaklaşık 6 kat daha fazla hidrate ederler.
6. Yüzey gerilimi
Küme yapısı, suyun yüzey gerilimini ve akışkan yapısını etkileyen bir durumdur. Kanın yüzey gerilimi de oldukça düşüktür. Yüzey gerilimi düştükçe, su kanın yüzey gerilimi ile uyumlu hale gelir.
7. Arındırıcıdır
Hava ve toprak dahil doğadaki her şey kendisini su ile temizler, arındırır. Yağmur yağdığında havadaki kir toprağa, topraktaki kir ise süzülerek su kaynaklarına karışır. Bu şekilde hava ve toprak arınır. Su, daha sonra kendisini yıllar süren bir su çevrimi döngüsü ile temizler ve tekrar su kaynaklarına karışır.
Vücudumuz da su ile arınır. Su içtikçe vücutta biriken toksinler atılır ve arınma gerçekleşir. Özellikle sabah aç karnına ve uyanır uyanmaz su içerek, arınma sürecinin en verimli gerçekleştiği zamana katkıda bulunmuş olursunuz. Toksinlerden kurtuldukça; enerjimiz artacak ve bağışıklığımız güçlenecektir.
İlgili yazı: Sağlıklı yaşam önerileri: Su içmek için en doğru zamanlar ve nedenleri
Suyun birçok özelliğinden sadece birkaçına yer vermiş olmamıza rağmen, bu kadarı bile suyun özelliklerinin hayatımızdaki önemini açıklamaya yeterdir. Asırlar boyunca ab-ı hayatın (Hayat suyu) peşinden koşulmuş olması bir tesadüf değildir.
Araştırmacı yazar Sayın Ali Polat’ın belirttiği gibi: ‘Su, bazılarımız için sadece iki hidrojen ve bir oksijenden oluşan bir molekül, bazıları içinse sağlığın anahtarıdır.’
Yazarın Notu: Bu haftaki yazım, hem suyun ne kadar çok mucizevî özelliği olduğunu anlamamız için önemlidir, hem de önümüzdeki haftalarda “Canlı ve şifalı suların özelliklerine” değinmeden önce hazırlık olması için bir giriş niteliğindedir. Yine de elimden geldiğince konuyu, Fen Bilgisi dersini sevdirmeye çalışan öğretmen gibi anlatmaya çalıştım.