X

Sürekli pozitif olabilmek imkansız diyenlere: Sadece bir gülümseme yeterli

Başlıktan da anlaşılacağı üzere yine zorlu bir yola giriyoruz. Çok fazla aldığımın bir diğer soruyu yanıtlamaya çalışacağım. Kendim için de bir dönem beynimi saran “kara bulutlar” ile dolaşırken sıkça düşündüğüm bir soruydu bu (ne yazık ki o zamanlar cevabı dışarıda aramaktaydım, tüm cevaplar üzere olduğu gibi cevabın sadece kendimde ve kalbimde olduğumu görememiştim!); pozitif hissedebilmek veya pozitif olabilmek mümkün mü?

Hemen kendimden vereceğim çok ağır bir örnek ile başlamak istiyorum (ki bunu burada ilk defa açıklıyorum!). Evliliğimin son döneminde,  son derece kalbim kırık ve o derece gergin bir durumdaydım. Bu “kalbi kırıklık” eski eşim ile olan ilişkimde “oldukça kırılgan” ve kolayca sinirlenebilen bir tavır benimsememin ve her şeyi daha da kötüye götürmenin yanında (aslında o ilişkide yaşadığım tüm derin ve kalbime, aklıma ve ruhuma sığdıramadığım kırgınlıklarım!) ailemle olan ilişkimde de kendini göstermekteydi. Ben kendimi adeta tanıyamaz hale gelmiştim. Genel olarak iş yaşamımda yansıtamadığım bu hal bende yüksek bir gerilim hattı yaratmaktaydı(!). Tüm kırgınlıklarım adeta içimde bir sel gibi birikiyor sonra da kontrolsüz bir şekilde en sevdiklerime yansıttığım hoş olmayan sinirli tavırlara ve kırıcı sözlere dönüşüyordu…

Bir kere pozitif olabilmek hayatımızda “gerçek” bir kişisel seçimdir.

Bir keresinde çok sevgili ve çok sevdiğim canım annem ile birlikteydik ve ben çok ama çok basit bir yemek için ona hem yüksek ses ile bağırmış hem de onu hiç suçu yokken hayatta yapamadıkları ile suçlamıştım. Tabii ki bu tavrımı anlamlandıramayan sevgili annem ağlamaya başladı ve ben o an adeta şok oldum… “Ben nasıl bir insan” oldum diye sorguladım, yaşadıklarım ve kendime yaptıklarım (ayrılmak kararını verememem ve sürekli sevgisizlik ortamında yaşamaya “devam etmeye” çalışmak gayretim!) beni buna dönüştürmüştü. Hiç düşünmeden en değer verdiklerimi kırabiliyordum, çok mutsuz olmam çok sinirli olmamı sağlıyordu. Ve o sevdiğim adamdan bunca yıl sevgi verdiğim ve çok güzel sevgiler aldığım adamdan aynı sevgiyi “artık alamıyor” olmak beni çıldırtıyordu… Sanki dünyamın ve mutluluğumun tek kaynağı buydu. Yani bu sevgiyi kaybetmekteydim ve bunu tam olarak hayatımdan çıkaracak olursam nefes bile alamayacaktım…

Peki, bu gerçekten doğru muydu? Yani bu derece “negatif” bir yaklaşım benimsemek, bu kara bulutlar ile beni seven insanları görmemek, onlara hiç suçları yokken sinirlenebilmek, onları hiç hakkım yokken böylesine kırabilmek… Bu gerçekten doğru muydu? Ve bu benim olmak istediğim kişi miydi? Ben Pınar olarak bu kadar kalpsiz bir insan mıydım? Ama işte yaşadıklarım, kimseye göstermemeye çalıştıklarım, paylaşamadıklarım, ihanete uğramış olmanın verdiği kırgınlık ve en önemlisi hayatımda çok ama çok değer verdiğim bir adamı kaybetmiş veya kaybediyor olmanın ağırlığı; beni sonunda o “son derece negatif” diyebileceğimiz insanlardan birine dönüştürmüştü…

İşte şimdi yazımızın ana sorusuna geri dönelim; sürekli pozitif olabilmek mümkün mü? Bunun için dışarıdan yardım alabilir miyiz? Bunu nasıl sağlayabiliriz? Gelin sizlerle birlikte güzel bir yolculuğa ve hatta maceraya çıkalım… Bir kere pozitif olabilmek hayatımızda “gerçek” bir kişisel seçimdir. Olaylara gerçekçi yaklaşarak kendimiz için en iyiyi görmek demek, var olanı yadsımak anlamında değildir. Örneğin, benim için paylaştığım örnekte, eğer daha erken durumla “yüzleşmeye” cesaret etsem ve artık sevgi ve en önemlisi saygı anlamında sonlanmış olan evliliğimi bitirmek üzere daha önce adımlar atabilsem, hayata bu kadar “negatif” bakmak durumum oluşmazdı (veya bu akışı çok daha önce durdurabilmem mümkün olabilirdi !).

Bu yüzden eğer pozitif olmak istiyor isek hepimiz bir seçim yapacağız; pozitif olmayı seçiyorum… Bunu gün içinde binlerce yüzlerce kez tekrarlamamız gerekse bile yeniden ve yılmadan tekrar edeceğiz “ben bugün hayata karşı her daim olduğu üzere pozitif olmayı seçiyorum”… İkinci adımımız ise bunu sürekli hale getirmek için, “hayatta karşımıza çıkan zorluk” olarak nitelendirdiğimiz veya bizi negatif bir bakış açısına sürükleyen olayları bir “fırsat” olarak görebilmekten geçiyor.

Bunu şöyle paylaşabilirim, hepimiz bu dünyaya geldik ve birbirimizden bağımsız, tek olarak, biricik olarak yaratıldık. Ve kimse bir diğerinin hayatını yaşayamıyor. Yani hayatımızda karşımıza çıkan o bizim “negatif” olarak bitiverdiklerimiz bize özel tasarlanmış “yokuşlar”. Yani sadece bizler o yokuşları “çıkabilecek” güçteyiz veya cesaretteyiz.

Bu bilinci edindiğimizde, ortada “negatif” hissettirecek bir şey de kalmıyor. Sadece “evet ben karşıma çıkan negatif olayları birer nimet olarak algılıyor ve benim için bahşedilmiş yaşam yolumda ilerlemeye ve severek yaşamaya devam ediyorum” diyerek ve bunu gün içerisinde binlerce tekrarlamamız gerekse bile bunu yaparak, hayatımıza sürekli pozitif kalabilmeyi gerçekleştirebiliriz.

Peki, bunun için dışarıdan yardım alabilir miyiz? Cevabım kesinlikle “evet”, fakat burada çok önemli bir detay bulunuyor. Bu detay ise yine kişiye özel “ihtiyacımız” yani kalbimizin, yüreğimizin ve ruhumuzun neye ihtiyacımız olduğunu bilmek… Herkes terapiye gidiyor diye terapiye gitmek değil, herkes kitap okuyor diye okumak değil, herkes yoga yapıyor diye yoga yapmak değil, herkes yalnız kalacaksın diyecek diye arkadaşlarımıza derdimizi aktarmak değil…

Önemli olan tam olarak neye ihtiyacımız olduğunu kendimize sorabilmek, bundan kaçmamak ve kaçınmamak. Bazen yüzleşmek istemediğimiz için ve özümüzü saklamak üzere diğerlerinin yaptığı ile ilerleriz, fakat o kimsenin yapamadığı her şeyi bırakıp gitmek te bir “ihtiyaçtır”. Bunu herhangi bir dış güç bize gösteremez, sadece ve sadece “fikir” verebilir. Bu yüzden en önemli olan hayatta her daim pozitif kalabilmek için bunu anlamanın ötesinde kalbimizin ihtiyaçlarına her daim içerden cevaplar aramaktır; dışarıdan içeriye almamızın mümkün olmadığı tek gerçek “yaşam sevincidir”… Bugün bu yazımı okuyorsanız, kendinizi sormanızı dilerim, hayata gerçekten pozitif bakabiliyor musunuz, korkularınız, endişeleriniz, kırgınlıklarınız, kızgınlıklarınız, kaybettikleriniz sizi diğerlerini suçlamaya mı götürüyor?

İşte bu noktada kendinizin en yakın arkadaşı olarak, bu dünya ve kâinatta “tek” olduğunuzu ve her daim siz nasıl bakarsanız hayatınızın, evreninizin ve kalbinizin o şekle bürüneceğini hatırlatmanızı dilerim… Sadece bir gülümseme yeterli!

 

 

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale