X

Geçmişi romantize ederek şimdinin güzelliğini kaçırıyor olabilir misiniz?

Eski bayramlar bir başkaydı… Pandemiden önce sosyalleşmek daha eğlenceliydi. Bir zamanlar İstanbul, harika bir şehirdi… Çoğumuz eskiden çimlerin daha yeşil olduğu konusunda ısrarcıyız. Geçmişteki güzel anılara odaklanıyoruz, kötü olanları unutuyoruz ve bunu yaparak mevcut hayatımızın olumlu taraflarını değersizleştiriyoruz. Daha da önemlisi, muhtemelen yakın gelecekte de bugünleri özleyeceğiz.

Neden geçmişi romantize ederiz?

Bazı psikologlar, geçmişi böyle pespembe hatırlama yanılgısına “rosy retrospection” adını veriyor. Bağımlılıktan kurtulma topluluklarında ise geçmişi romantikleştirmeye bazen “öforik hatırlama” deniyor ve bu durum “olumsuz sonuçlar yerine sadece uyarıcı kullanımıyla ilişkili zevkleri hatırlamak” olarak tanımlanıyor. Geçmişi romantize etmeyi ifade eden terim hangisi olursa olsun; bu duyguyu hepimiz biliyoruz. Peki bu, kötü bir şey mi?

Geçmişe özlem duymak zaman zaman bunaltıcı olsa da aslında bir amaca hizmet ediyor. Kişilerarası ilişkiler ve kimlik konusunda uzmanlaşmış bir terapist olan Dr. Nikki Coleman, “Gün boyunca milyonlarca bilgiyle dolup taşıyoruz, bu nedenle tüm bu verileri anlamlandırmak için kısa yollara güveniyoruz.” diyor. Araştırmalara göre de beynimiz bu tür bir kestirme yol izlemek için olumsuz anıları unuturken doğrudan olumlu anlara gidiyor. Dr. Coleman, bu durumu“Tüm olumsuzlukları, tehditleri ve korkuları yeniden yaşamak çok fazla bilişsel enerji gerektirir, bu yüzden doğal olarak ‘Hiçbiri o kadar da kötü değildi’ diyoruz.” şeklinde belirtiyor.

Geçmişi ve bugünü adil değerlendirmek için neler yapabiliriz?

2019 tarihli bir araştırma, kötü anıların iyi anılardan daha hızlı unutulmasının “psikolojik esenlik ve azim” olarak tanımlanan daha yüksek cesaretle ilişkili olduğunu gösterdi. Psikoterapist Britt Frank “İnsanlar genellikle geçmişi romantikleştiriyor çünkü gerçek acı verici” diyor. Yani aslında bu, bir çeşit duygusal uyuşma hali.

Sonuç olarak geçmişe sevgi ve özlemle bakmak rahatlatıcı ve keyifli olabilir. Ama bunu yapmak şu anki hayatınız hakkında kötü hissetmenize neden oluyorsa, belki de bakış açınızı değiştirmelisiniz. İşte geçmişi ve bugünü adil bir şekilde değerlendirebilmek için bazı uzman tavsiyeleri.

1. Kurduğunuz fanteziyi değiştirin

Uzmanlar, geçmişteki güzel zamanları hatırladığınızda, onları doğru bir şekilde göremediğinizi kabul etmeyi öneriyor. Başka bir deyişle, kurduğunuz fanteziyi değiştirmek için kendinize bir dizi soru sorun. Geçmişin çarpıtılmış bir resmini çizmediğinizden emin olmak için kendinize şu soruyu sormayı alışkanlık haline getirin: “Kendime anlattığım bu hikaye ne kadar doğru?”

Doğru cevabı bulmak için ise pozitifi negatifle veya belki nötrle dengeleyerek anılarınıza bir gerçeklik kontrolü yapmayı deneyin. Örneğin, geçmişteki “mükemmel” ilişkinizi anıyorsanız, bu ilişkiyle ilgili tam olarak aşk romanlarında olmayacak beş şeyi tanımlayın. Buradaki amaç olumsuzlukların üzerinde durmak değil, iyi anıları pek iyi olmayanlarla dengelemek. Böylece gerçekte ne olduğuna dair daha net bir resme sahip olabilirsiniz. Sonuçta geçmişi romantize etme olasılığınız azalır ve şimdiki zamanın yeterli olduğunu görebilirsiniz.

2. Neyi kaçırdığınızı fark edin

Rüya gibi görünen anılarınıza bakın ve kendinize o zamanlarla ilgili tam olarak neyi özlediğinizi sorun. Belki sevildiğinizi hissettiniz ya da yaptığınız şey sizi heyecanlandırıyordu. Nostaljinizin köklerini belirlemek, özlemini çektiğiniz aynı neşeli duyguların bazılarını yaşayabileceğiniz benzer durumları yeniden yaratmanıza yardımcı olabilir.

Elbette yaş, yeni sorumluluklar veya birinin kaybı nedeniyle, geçmişinizde sizi mutlu eden aynı koşulları yeniden yaratamayabilirsiniz. Bu gibi durumlarda insan deneyiminin bir parçası olan “değişim süreci ve kimlik kaybı” için kendinize şefkat göstermeye çalışın. Hayat yolculuğu, kayıplarla dolu ve değişmeyen tek şey değişimin kendisi. Bunun farkına varmak ve geçmişin güzelliğini kabul etmek, onunla bağlantıda kalmanızı ve size huzur getirmesini sağlayabilir. Yani şimdi onu yaşamıyor olmanız, etkisinin artık sizinle olmadığı anlamına gelmez.

3. Minnettarlığı zorlamayın

Elbette minnettar olduğunuz şeylerin bir listesini yapmak, stresin azalması ve daha iyi uyku gibi zihinsel sağlık yararları sağlayabilir. Ancak şu anda iyi hissetmiyorsanız minnettarlığı beslemek zor olabilir. Belki gerçekten geçmişte daha iyi zamanlarınız olmuştu. Bu durumda, şimdiki zamanın sizin için rahatsız edici koşulları olduğunu kabul etmek daha iyi bir stratejidir. Gerçeği inkar etmek yalnızca hislerinizi geçersiz kılar ve toksik bir pozitiflik biçimidir.

Realiteniz size iyi gelmediği için eski güzel günlere hapsolduysanız, bir şükran listesi yapmak yerine, zorlukların sonsuza kadar sürmeyeceğini kabul edin. Unutmayın, neşe tekrar geri gelecek. Kendinizi neşelendirmeye çalışarak oraya varamazsınız. Tüm duyguları hissederseniz, iyileşme ve ilerleme ihtimaliniz daha yüksek olur.

4. Kendinizi bugüne getirin

Geçmişte sıkışıp kalmamak için farkındalık yoluyla kendinizi şimdiki zamana sağlam bir şekilde yerleştirmeye çalışın. Meditasyon, bunu başarmanın bir yolu olabilir. Veya rehberli bir günlük egzersiz programını deneyebilir, yemek yerken duyumlara ve tatlara daha fazla dikkat edebilirsiniz.

Ayrıca kendinizi daha iyi ve daha mutlu hissettiğiniz günleri anarken bulduğunuzda, beş duyunuz ile topraklama tekniğini deneyebilirsiniz. Bu alıştırmayı yapmak için duyuların her birini gözden geçirmeli ve kendinize “Ne hissediyorum / Ne görüyorum? / Ne duyuyorum? / Ne kokusu alıyorum?” diye sormalısınız. Bunu yaparak esasen beyninizi anda olmak üzere eğitiyorsunuz. Tıpkı diğer farkındalık uygulamaları gibi, bu teknik de odağınızı geçmişinizden (veya geleceğinizden) tam önünüzde olana kaydırmanıza yardımcı olabilir; böylece arkadaşlarınız, aileniz, işiniz, tutkularınız için tamamen anda olabilirsiniz.

Sonuç olarak; geçmişteki acı verici deneyimlerimizi hatırlamazsak, kişisel gelişimimizi ve genel refahımızı engelleyen yanlış adımlarımızı tekrarlama riskimiz artar. Bu yüzden tıpkı güzel günler gibi, onları da yok saymamalı ama daha çok şimdiye ve hayatın olumlu yönlerine odaklanarak yolumuza devam etmeliyiz…

İlginizi çekebilir:

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale