Modern yaşamda, özellikle çalışma hayatında rekabet hepimizin kaçınılmaz gerçeği. Pamuk Prenses masalındaki kötü kalpli ve kibirli kraliçe gibi her gün ‘Ayna ayna söyle bana, var mı benden daha iyisi bu dünyada!’ diyerek güne başlamasak da metrobüs sırasında, market kuyruğunda, iş yaşamında, sosyal medyada, hatta aile ilişkilerimizde bile daima bir adım önde olmanın ya da kimsenin başaramadığını başarmanın bizi yaşamda ileriye taşıyacak, diğer insanlar tarafından sevilmemizi ve kabul görmemizi sağlayacak en önemli şey olduğu konusunda yerleşmiş bir inanca sahibiz. Başka bir insanın sahip olduğundan daha fazlasına sahip olmak, yaptığı şeylerden daha iyisini yapmak, ondan daha güçlü ve daha yeterli olmak egomuzun ihtiyaçlarının karşılanması için ‘çok az olmak koşuluyla’ gerekli ve rekabet duygusu bu konuda en büyük destekçimiz. Peki diğer insanların önüne geçme çabanızın ve rekabet duygusunun kontrol edilememesinin ‘üstünlük kompleksi’ne dönüşebileceğinin farkında mısınız?
Güçlü olanın kazandığı doğal seçilimde rekabet ve diğerlerinden daha üstün olma dürtüsü tüm canlılar gibi insanın da doğasında var. Ancak sürekli olarak kendimizi diğerleriyle karşılaştırarak yaşamımızı sürdürmeye çalışmamız uzun vadede üzüntü, öfke, hayal kırıklığı gibi kontrol edilmesi son derece güç olan duyguları deneyimlememize neden olabiliyor. Bu duygularla başa çıkabilmek içinse toplumun beklentilerini karşılamak ve sosyal yaşamda kabul görebilmek için hırsımıza yenik düşerek hem çevremizdeki diğer insanlara hem de kendimize zarar verebiliyoruz. Toplumun beklentilerini karşılayabilmek ve ait hissetmek içi kendi eksikliklerimizi, hatalarımızı ve başarısızlıklarımızı örtme çabası gösteriyor, olduğumuzdan farklı bir imaj çizmeye çalışıyor ve zamanla kendi yarattığımız bu hayali imaja uyum sağlamak için üstünlük kompleksi geliştirmeye başlıyoruz.
Üstünlük kompleksi (superiority complex) nedir?
Üstünlük kompleksi, genelde kendisiyle ilgili yetersizlik algısı olan kişilerde, bu yetersizliğin diğer insanlar tarafından fark edilmemesi için geliştirilen bir savunma mekanizması olarak biliniyor. Üstünlük kompleksi geliştirmiş olan kişiler çevrelerindeki diğer insanları kendi gelişimlerini ve ilerlemelerini engelleyecek bir tehdit olarak algıladıkları için, bu algılanan tehditle ancak kendilerini üstün gibi göstererek baş edebileceklerine inanıyorlar.
Üstünlük kompleksi genelde abartılmış özgüven ve şişirilmiş benlik algısıyla kendini gösteriyor. Üstünlük kompleksi olan kişilerin kendileriyle ilgili bu çarpıtılmış benlik algıları, çevrelerindeki diğer insanlara karşı küçümseyici ve alaycı bir tavırla yaklaşmalarına neden olabiliyor.
Üstünlük kompleksi ilk olarak 20. yüzyılın ünlü psikologlarından, Bireysel Psikoloji yaklaşımının kurucusu Alfred Adler tarafından, düşük benlik saygısını ve yetersizlik hissini gizlemenin bir yolu olarak tanımlanıyor ve kavramsallaştırılıyor. Adler, üstünlük kompleksini güvensizlik, utanç ve yetersizlik duyguları etrafında şekillenen bir savunma mekanizması olarak tanımlıyor. Utanç ve yetersizlik gibi duygular çok zorlayıcı ve rahatsız edici duygular oldukları için, bu duygularla başa çıkmakta zorlanan kişiler tüm içsel kaynaklarını (davranış ve tutumlar) bu duyguları diğer insanlardan gizlemek, kendi içlerinde inkar etmek ve kaçınmak için kullanma eğiliminde oluyorlar.
Üstünlük kompleksi geliştiren kişiler, olmak istedikleri kişiyle gerçekte oldukları kişi arasında ayrım yapamayacak kadar çarpıtılmış benlik algılarıyla, diğerlerinden daha iyiymiş gibi davranmanın yanı sıra bunun doğru olduğuna da yürekten inanıyorlar.
İlginizi çekebilir: Narsisizm nedir: Narsistik kişilik bozukluğu hakkında merak edilen her şey
Üstünlük kompleksi nasıl ortaya çıkar?
Belirgin bir sebebi olmasa da, özellikle erken deneyimler, gelişimsel problemler ve zorlayıcı yaşam olayları üstünlük kompleksinin gelişmesine zemin hazırlayabiliyor. Çocukluk deneyimlerimiz, özellikle de ebeveynlerimizin fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarımızı ne kadar karşılayabildiği, üstünlük duygusunun komplekse dönüşmesindeki en belirleyici faktörlerden biri.
Erken dönemde yapabildiklerimizin takdir edilmemesi, yapamadıklarımızla alay edilmesi, aşağılanmak, küçük görülmek, zorbalığa uğramak gibi travmatik deneyimler ve beraberinden gelen yetersizlik, utanç, üzüntü gibi ‘aşağılık duyguları’ üstünlük kompleksinin geliştirilmesinde önemli bir rol oynuyor. Benzer şekilde, becerileri ve yetenekleri ebeveynleri tarafından aşırı abartılan, sürekli övgü alan, eleştirilmeyen ve her davranışı onaylanan çocuklar da kendileriyle ilgili gerçekçi olmayan algıları nedeniyle gelecekte üstünlük kompleksi geliştirmeye yatkın olabiliyorlar.
Üstünlük kompleksi ve aşağılık kompleksi arasındaki ilişki
Üstünlük kompleksi aslında, bireyin daha derindeki aşağılık duygularını maskelemek veya gizlemek için üstünlük duygularını abartarak ön plana çıkarmasıyla gelişen bir savunma mekanizması. Düşük benlik saygısının körüklediği aşağılık kompleksinden kaynaklanan üstünlük kompleksi, bir anlamda aşağılık kompleksiyle paradoksal bir ilişkiye sahip.
Alfred Adler, tüm insanların varoluşsal olarak aşağılık duygusuna sahip olduğuna ve bu duygunun aslında bizi başarılı olmak ve hedeflerimize ulaşmak için motive ettiği için faydalı olabileceğine inanıyordu. Bununla birlikte Adler’e göre, toplumun beklentileri bireyin üstünde taşıması zor bir yük haline geldiğinde, aşağılık ya da üstünlük kompleksi uçlarından birine daha fazla yaklaşma eğilimi gösterilebiliyor. Sonuç olarak kişi ya aşağılık kompleksiyle birlikte düşük benlik saygısı ya da üstünlük kompleksiyle birlikte abartılı bir öz-değer duygusu geliştirebiliyor.
Üstünlük kompleksinin belirtileri nelerdir?
Üstünlük kompleksi psikolojik bir sorundan çok bir davranış problemi olduğu için, duyguları ve davranış değişimini odağına alan bir terapi yaklaşımıyla çalışılarak üstesinden gelinebiliyor. Üstünlük kompleksi kendisini, günlük yaşamda, ilişkilerde ve düşünce sistemindeki bazı belirtilerle gösterebiliyor. Üstünlük kompleksine sahip kişiler;
1. Kendilerini sürekli diğer insanlarla karşılaştırırlar
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, kendimizi diğerleriyle karşılaştırmak insanın doğasında olan bir özellik. Ancak üstünlük kompleksine sahip insanlar bunu sürekli yaparlar, çünkü kendi değerleriyle ilgili algıları büyük ölçüde diğer insanları nasıl algıladıklarına bağlıdır. Üstünlük kompleksine sahip kişiler siz farkında bile olmadan, bir şekilde sizde fark ettikleri herhangi bir olumlu özellikle ilgili eksikmiş gibi hissettikleri anda dikkatleri kendi üstlerine çekmek için ellerinden geleni yaparlar.
2. Reddedilme hassasiyetleri yüksektir
Üstünlük kompleksi olan kişiler kontrollerini kaybetmemek için her durumda kendi istediklerinin olmasına yönelik özel bir çaba sarf ederler. Herhangi bir konuda reddedildiklerinde ve ‘hayır’ cevabını duyduklarında karşı tarafa saldırgan ve öfkeli bir tavırla yanıt verebilirler. Söylediklerinin reddedilmemesi için genelde gruplarda liderlik rolünü üstlenmeye ve tüm ipleri ellerinde tutmaya çalışırlar.
3. Herkesten daha üstün olduklarına dair çarpıtılmış bir benlik algısına sahiptirler
Hepimizin diğer insanlardan daha iyi, daha yetenekli ve daha becerikli olduğu konular elbette var. Bazılarımız analitik konularda daha başarılıyken, bazılarımız yaratıcılık gerektiren sorumluluklarda daha iyi performans gösterebiliyoruz. Ancak iyi yaptığınızı düşündüğünüz şeyle ilgili kimsenin sizden daha iyi olamayacağını düşünüyor, ilgi alanınız olan ya da yetenekli olduğunuz konularda profesyonellerden bile daha iyi olduğunuza inanıyorsanız üstünlük kompleksi geliştiriyor olabilirsiniz. Kişinin sahip olduğu beceri ya da yetenekler nedeniyle kendini diğer insanlardan üstün görmeye başlaması, aynı zamanda narsisistik eğilimlere sahip olduğunun da bir göstergesi olabiliyor.
4. Yetenek ve becerileri diğer insanlar tarafından fark edilmediğinde öfkelenebilir ve küçümseyici tavırlar sergileyebilirler
Üstünlük kompleksine sahip olan kişiler ‘görülmemekten’, özellikle de kendilerinin çok iyi olduklarını düşündükleri konulara diğer insanların ilgi göstermemesinden son derece rahatsız olurlar. İlgi çekmek ve bulundukları ortamın odak noktası olmak için sürekli olarak kendilerinden bahseder, iyi oldukları ve öne çıkarmak istedikleri özellikleri hakkında saatlerce konuşup tüm sohbeti domine edebilirler. Eleştirilmekten hiç hoşlanmadıkları gibi, kendileriyle ilgili herhangi bir konuda hoşlarına gitmeyen bir yorum aldıklarında daha da kibirli ve bencil bir tutum sergileyebilirler. Aldıkları eleştirinin kendileri için öğretici, değerli ve doğru olabileceğine kesinlikle inanmazlar. Üstünlük duyguları, kendileriyle ilgili gerçekçi değerlendirmeler yapmalarını çok daha zor hale getirir.
5. Benlik saygıları düşüktür
Üstünlük kompleksine sahip kişiler büyüklenmeci ve ben merkezci tavırlarına karşın son derece düşük bir benlik saygısına sahiptirler. Küçümseyici, alaycı ve kibirli davranışlarının altında genelde düşük bir öz-değer, aşağılık duygusu ve güvensizlik yatar. Eksiklerini gideremeyeceklerine dair inançları kendilerini oldukları gibi kabul etmelerine engel olurken, üstünlük kompleksi geliştirme olasılıkları da benlik saygılarıyla ters orantılı olarak artar.
6. Daima ayrıcalıklı olmaları gerektiğine inanırlar
Üstünlük kompleksine sahip kişiler sahip olduklarını düşündükleri ‘muhteşem ve kusursuz’ özellikleri (zeka, yetenek, beceriklilik vb.) nedeniyle ortalama bir insandan daha fazla sevgi ve ilgi görmeyi hak ettiklerini düşünerek kendilerine ayrıcalıklı davranılmasını beklerler. Terfi almayı, sırada öne geçmeyi, alkışlanmayı, ilgi görmeyi, sevilmeyi, başarılı olmayı sadece kendilerinin hak ettiğini düşünür ve bu ayrıcalıklardan kendileri yerine başkaları yararlandığında içten içe büyük bir öfke ve kıskançlık besleyebilirler.
Üstünlük kompleksiyle baş etmenin yolları
Çevrenizde üstünlük kompleksi olan biri varsa ya da siz üstünlük kompleksine dönüşebilecek davranış ve tutumlara sahip olduğunuzu fark edip bu özelliklerinizi değiştirmek istiyorsanız, ihtiyacınız olan en önemli iki şey sabır ve çaba olacaktır. Üstünlük kompleksine sahip kişilerin küstah, kibirli ve küçümseyici tavırları karşısında zorlanmamanız ya da kendinizin bu tavırları sık sık sergilediğinizi kabul edebilmeniz hiç kolay olmasa da, değişim imkansız değil.
Üstünlük kompleksini aşmanın en önemli adımı, kusurlu olduğunuzu kabul etmek ve üstünlük kompleksinin sinyallerini iyi tanımak olacaktır. Derinlere kök salmış, aşağılık kompleksine neden olabilecek geçmiş deneyimlerinizi ve duygusal tepkilerinizi tek başınıza ya da bir ruh sağlığı uzmanı eşliğinde keşfederek davranışlarınızı anlamlandırmanız, ancak üstünlük kompleksine sahip olduğunuzu kabul etmenizle mümkün olabilir. Kibir, her zaman haklı olduğuna inanmak, empatiden yoksun olmak, ruh hali değişimleri, kaygı, ben merkezcilik gibi davranışlarınızın ve tutumlarınızın ardındaki nedenleri keşfettiğinizde değişim için gerekli olan içsel kaynaklarınızın da farkına varacaksınız.
İlginizi çekebilir: Kibir ve özgüven arasındaki farklılıklar ve kibirli olmadan özgüveni geliştirmenin yolları
Kaynaklar: Mind Body Green, Bustle, Guardian