X

Süper Kadın Sendromu: Kadınların üzerindeki mükemmel olma baskısı

Dün gece, okuduğum kitaplardan bir cümle beni derinden etkiledi ve üzerinde düşünmeye yönlendirdi. “Günümüz kadını, bulanık bir etkinlikler yumağına dönüşmüş durumda. Herkes için her şey olmaya koşullandırılmıştır.” Bu cümle, beni kadın olarak yaşadığım zorlukları düşünmeye sevk etti. Günümüzde var olan Süper Kadın Sendromu‘nun altında yatan sorunları ve değişime dair düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Günümüz kadınına yüklenen sorumluluklar, adeta bir labirenti andırıyor. İyi bir anne, iyi bir eş, üretken bir çalışan olmak gibi beklentiler, kadınları bulanık bir etkinlikler yumağına sürüklüyor. Bu noktada, hem toplumsal beklentilerle baş etmek hem de bireysel olarak başarılı olabilmek adına birçok rolü üstlenmek zorunda bırakılıyoruz. Süper Kadın Sendromu, kadınları her alanda mükemmel olmaya zorlayan bir kısırdöngü haline gelmiş durumda.

Çalışan kadınlar olarak, iş dünyasında var olabilmenin yanı sıra evde de mükemmel olma baskısıyla karşı karşıyayız. Kapitalist ve liberal sistem içinde, bir kadın olarak sadece işimizi yapmak yetmiyor; aynı zamanda ev işlerinde de üst düzey performans sergilememiz bekleniyor. İşe alımlarda çocuk doğurmayacağımıza dair güvenceler vermek, evlendiğimizde çalışsak bile ev işlerini aksatmayacağımızı temin etmek gibi sorumluluklar, kadınları adeta bir maratona sürüklüyor.

Kadınlara yüklenen “en iyi olma” görevi, her meslek dalında, her sosyal statüde var olan bir gerçeklik gibi karşımıza çıkıyor. Bu durum, sadece iş dünyasında değil, evde de her anlamda mükemmel olma baskısı altında koşturan kadınların varlığını sürdürmesine sebep oluyor. Bu, adeta bir otomatik pilota geçiş gibi; kadın, hangi alanda olursa olsun, belirlenen normlara uymak zorunda hissediyor kendini.

Kurumsal hayatta çalışmış bir kadın olarak, iş günümün ardından erkek mesai arkadaşlarım evde nasıl dinleneceklerini veya akşam izleyecekleri maçı konuşurken, kadın arkadaşlarım akşam yapacakları yemeği veya ev işlerini konuşurdu. Sanki hiç yorgunluk yaşamamış, sanki tüm gün çalışmamış gibi, koşturmamış gibi…

Çocuklarını okuldan alan, akşam yemeğini düşünen kadınlar olarak, bir gün kuru fasulye yapmışsak, ertesi gün nohut yapmalıyız ya da dün makarna yaptıysak bugün tavuk pişirmeliyiz. Bu görevler silsilesi, evdeki işleri planlamaktan sorumlu olduğumuzun bir başka göstergesi. Bekar biri olarak bu durumdan şu an kurtulmuş olabilirim, ancak kadın olmanın beraberinde getirdiği bu otomatik görevlerin bana da bir şekilde sirayet ettiğini hissediyorum.

Süper Kadın Sendromu, sadece bir kavram değil, benim ve birçok kadının hayatında gerçek bir labirenti anlatıyor gibi. Psikolog, öğretmen, avukat, mühendis, çalışmayan bir birey; fark etmiyor, her kadın, her koşulda, her meslek dalında, o yemeği yapmak, çocuğu okuldan almak gibi görevlerle yükümlü hissediyor kendini. Başka bir seçenek düşünülemezmiş gibi.

Ancak artık düşünme zamanı geldi. Süper Kadın Sendromu’nu aşmak için birlikte çaba sarf edebilir, toplumsal beklentilere karşı direnç gösterebiliriz. Kadınların omuzlarındaki bu ağır yükü hafifletmek, ancak birbirimize gerçek bir empatiyle yaklaşarak mümkün olacaktır.

İlginizi çekebilir: Senin arketipin hangisi?

Ezgi Aslantas: Psikolog Ezgi Aslantaş istanbul Bilgi Üniversitesi İngilizce Psikoloji bölümünden mezun olmuştur. Lisans hayatı boyunca Kanada Okulları, Humanite Psikiyatri Hastanesi, Çocuk Aile Danışmanlığı merkezi gibi birçok kurumda staj yapmıştır. 2014 yılında Beşiktaş Gençlik Meclisi ile beraber "İstanbul'dan Çorum'a Dostluk Köprüsü" projesini gerçekleştirmiştir. 2016 yılında "Radyo Vesaire" isimli radyo kanalında "Şiirin Ezgisi" isimli psiko-sosyal bir radyo programı hazırlayıp sunmuştur ve yine 2017-2018 yılları arasında Doç. Dr Ayten Zara süpervizyonluğunda "Çocuğa Şiddete Dur De" ve "Van Başkale Okul Yapımı" projelerinde gönüllü olarak yer almıştır. 2019 yılında ise "Bulut Hareketi" isimli şiddete karşı bir sosyal sorumluluk projesi başlatmıştır ve proje kapsamında özel ve kamu kurumlarına seminerler vermiştir. Bilişsel Davranışçı Terapi, Çözüm Odaklı Terapi, Bilişsel Beceri Eğitimi, Adli Görüşme Teknikleri, Objektif Testler, Psikofarmakoloji, Denver II gibi birçok mesleki eğitim ve atölyeye katılmıştır. Mesleki ilgileri arasında; depresyon, anksiyete bozukluğu, yas, ayrılık, obsesif-kompülsif bozukluk, ilişki sorunları, stres yönetimi, duygu yönetimi, motivasyon gibi konular yer almaktadır. Psikolog Ezgi Aslantaş, şu anda ergen ve yetişkin bireylerle yüz yüze ve online olarak çalışmalarına devam etmektedir.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale