Süper Genlerinizin farkında mısınız: İyi gen, kötü gen diye bir şey var mıdır?
“Yalnızca doğduğunuzda sahip olduğunuz genlerin toplamından ibaret değilsiniz. Genlerinizin kullanıcısı ve denetleyicisi, biyolojik öykünüzün yazarı sizsiniz.”
Deepak Chopra & Rudolph E. Tanzi
Hayatımız gerçekten de genlerimizin kontrolünde mi? Önceki yazılarımda da sıkça bahsetmiştim. Bizler kendi biyolojimizin ve inançlarımızın efendisiyiz. Yediklerimiz, içtiklerimiz, düşüncelerimiz, inançlarımız ve yaşam tarzımız ne ise, hayatımız da o yönde şekillenir; buna sağlığımız da dahil…
Ünlü Dr. Deepak Chopra, Süper Genler kitabında bakın ne diyor:
“İyi gen ve kötü gen terimleri aslında yanıltıcıdır, çünkü bu ifadeler bizi daha büyük bir yanılgıya taşır. Bu yanılgı biyolojinin kader olduğu fikridir… Aslında iyi ya da kötü gen diye bir şey yoktur. Tüm genler iyidir. Genleri kötü yapabilen şey mutasyon, yani DNA sırasında veya yapısında meydana gelen değişikliklerdir. Bazı mutasyonlar genleri “iyi” de yapabilir. Bir insanın normal ömrü süresince kesin olarak hastalığa yakalanmasında rol oynayan, hastalıkla ilişkili gen mutasyonları, tüm hastalıkla ilişkili gen mutasyonlarının sadece %5’ini oluşturur. Bu oran her insanın süper genomunda yer alan 3 milyon civarındaki DNA çeşidinin küçük bir kısmıdır. İyi gen ve kötü gen üzerinden düşünmeye devam ettikçe, kendinizi kötü, eskimiş bir inanca hapsetmiş olursunuz.
…Yeni genetik biliminin bize gösterdiği en önemli şey yaradılışın, yetişme şartları ile işbirliği içinde olduğudur. Genleriniz yüzünden obeziteye, depresyona ya da tip 2 diyabet hastalığına yakalanma riskiniz olabilir, fakat bu, tıpkı piyanonun sizi yanlış nota çalmaya yönlendireceğini söylemek gibi bir şeydir. Yanlış nota çalma ihtimaliniz vardır ama bundan daha önemlisi, piyanoyla çok güzel parçalar çalabilecek olmanızdır.”
Kendi düşüncelerinizi yakalayın. Onlar sahip olduğunuz inançlarınızla ilgili sizlere önemli ipuçları veriyor olabilir. Belki de sadece anneniz şeker hastası olduğu için bu genetik mirası “zaten” aldığınızı düşündünüz ve inandığınız şeyi yaratarak siz de şeker hastası oldunuz. Kim bilir?
DNA üzerinde henüz hiçbir çalışma yapılmamışken, bundan yaklaşık 1000 sene önce Hz. Mevlana da bizimle aynı yolculuğa çıkmıştı. Yolumuzun nereye çıktığını ise bize bu güzel dizeleriyle açıklıyor;
‘Toz zerrelerinin ışıkta dansı
Bizim de dansımız.
İçimizi dinlemiyor, müziği duymuyoruz.
Yine de
Hayat dansı sürüyor,
Ve güneşin hazzında
Tanrı saklanıyor.”
Her zaman söylediğim gibi… Bilinçaltınızı değiştirin, dünyanız değişsin. Çünkü ancak o zaman gerçek gücünüzü keşfedip yola çıkabilecek cesaretiniz olacak. Seçerseniz Thetahealing tekniği, bu alanda en hızlı ve en etkili yöntemlerden bir tanesi… Sizler de Thetahealing yöntemiyle ilgili ayrıntılı bilgiye ve eğitimlerin içeriğine www.esindemir.com sitesinden ulaşabilir; her türlü sorunuz için benimle Instagram hesabımdan ve [email protected] mail adresim üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
Bilimle kalın…
Kaynak
Süper Genler (Deepak Chopra & Rudolph E. Tanzi)
İlginizi çekebilir: Frekansınız yüksek dağlarda mı, alçak ovalarda mı: Frekansınızı nasıl yükseltebilirsiniz?