X

Sumak nedir, faydaları ve kullanım alanları nelerdir?

Sumak Akdeniz ve Ortadoğu kültürlerinde yaygın kullanılan bir baharattır. Buna ek olarak bitkisel tıp uygulamalarında da terapötik olarak kullanılır.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

Sumak nedir?

Sumak Anacardiaceae adı verilen bitkiler ailesine dahil olan çiçek açan bir çalıdır. Kaju ve mango bitkileri ile akraba olduğunu söylemek mümkün. Subtropik ve sıcak bölgelerde yetiştirilmektedir ancak üretimi özellikle Akdeniz, Asya ve Afrika bölgelerinde yoğunlaşmaktadır.

Sumağın 200’den fazla türü bulunuyor ancak özellikle Suriye kökenli olan türü mutfak ve tıpta en sık kullanılan türüdür. Büyük, yoğun ve parlak kırmızı renkli meyveleri ile bilinir. İnsanlar bu taze meyveleri demleyerek çayını yapabilirler fakat genellikle kurutulurlar ve toz haline getirilip baharat olarak tüketilirler.

Sumağın potansiyel faydaları nelerdir?

Sumak en bilinen baharatlardan bir tanesidir ve bunun yanında yüzyıllar boyunca tıbbi bir bitki olarak da kullanılmıştır. Sumağın insan sağlığı üzerindeki etkilerine dair bilimsel kanıtlar az sayıdalar ancak erken dönem araştırmalara göre sağlığa pek çok faydası olabilir.

1. Önemli besinler barındırır

Sumağın tam besin profili temel olarak bilinmiyor ancak bazı araştırmalara göre pek çok faydalı bileşene sahip. İçinde lif, sağlıklı yağlar ve bazı temel vitaminler bulunuyorlar.

2014 yılında yapılan bir analize göre kuru sumakta %71 oranında karbonhidrat, %19 yağ ve %5 protein bulunuyor. Sumakta bulunan yağların büyük kısmı oleik asit ve linoleik asit adı verilen türlerden geliyor.

Oleik asit kalp sağlığı ile ilişkilendirilen yaygın bir tekli doymamış yağ asididir. Aynı zamanda zeytin, avokado gibi diğer yaygın bitkisel gıdalarda bulunan temel yağdır.

Linoleik asit ise çoklu doymamış yağ asididir ve cilt ile hücre duvarı mekanizmalarının sağlıklı kalmasını sağlar.

2004 yılında taze sumak meyvesi ile yapılan bir kimyasal analize göre %14 liften oluşuyor ve bu da sindirim sağlığını destekliyor.

Sumağın net profili üzerine çok az veri var ancak bazı araştırmalara göre C, B6, B1 ve B2 vitaminlerine dair içerikleri mevcut.

2. Antioksidanlar bakımından zengindir

Sumak çeşitli antioksidan bileşenler bakımından zengindir. Uzmanlar bunun sumağın terapötik potansiyelinin temel sebebi olduğuna inanıyorlar.

Sumakta güçlü antioksidan etkiler gösterebilen tannin, anthosiyaninler ve flavonoidler bulunuyorlar. Bu antioksidanlar bedeninizdeki oksidatif stresin yarattığı hasarı azaltıyorlar.

Ayrıca sumak gibi gıdalardaki antioksidanların inflamasyonları azaltma konusunda da etkili oldukları gösteriliyor. Kalp hastalıkları ve kanser gibi inflamatuar hastalıkları önleyebilecekleri düşünülüyor.

3. Kan şekerini dengeleyebilir

Bazı araştırmalara göre sumak tip-2 diyabeti olanlarda kan şekerinin kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir.

2014 yılında 41 diyabetli kişiyle yapılan bir çalışmada günde 3 gramlık sumak dozunun kan şekeri ve antioksidan düzeyleri üzerindeki etkileri incelenmiş.

3 aylık çalışmanın sonucuna göre sumak takviyesi alanların kan şekeri ve antioksidan düzeylerinde plasebo alan gruba göre ciddi bir düzelme olmuş.

Benzer bir çalışmada 41 diyabetli kişiye 3 ay boyunca 3 gramlık sumak tozu verilmiş. Sumak grubunun kanında dolaşan insülin düzeyi %25 daha az olmuş ve bu nedenle insülin hassasiyetlerinin artmış olduğu düşünülüyor.

Bu noktada sumağın diyabet yönetimi için nasıl kullanılacağına dair daha fazla araştırma gerekiyor.

4. Kas ağrılarını azaltabilir

2016 yılında 40 sağlıklı kişiye ya sumaklı bir içecek ya da plasebo verilmiş ve kas ağrıları üzerindeki etkileri incelenmiş. 4 haftalık çalışmanın sonucuna göre sumak içeceği tüketen grupta spor kaynaklı kas ağrıları plasebo içenlere göre daha düşük olmuş.

Sumak grubu aynı zamanda kanında dolaşan antioksidan miktarı konusunda ciddi artışlar yaşamış. Bu da ağrıların azalmasının bir sebebi olabilir.

Bu sonuçlar umut verici olsalar da insanların sumağı kas ağrılarını azaltmak için nasıl kullanacaklarına dair daha fazla araştırma gerekiyor.

Potansiyel dezavantajları ve güvenlik önerileri

Sumağın güvenilirliği yüksektir ve klinik araştırmalarda bir yan etki gözlenmemiştir.

Bununla birlikte sumak kaju ve mango ile akraba olduğundan bu gıdalara alerjisi olanların sumaktan da uzak durmaları faydalı olabilir. Sumak kan şekerini düşürebildiği için kan şekerini düşüren ilaçlar kullananlara da pek önerilmez.

Sumağın beyaz türü zehirli olduğu için asla tüketilmemelidir, her zaman kırmızı ve mor renkli olmalıdır.

Mutfakta kullanımı

Çoğu insan sumağı baharat olarak tüketir. Pek çok diğer baharat gibi yemeğin aromasını ve rengini güzelleştirir. Özellikle Akdeniz ve Ortadoğu kültürlerinde yaygın kullanılır.

Zengin bir kırmızı rengi, turunçgil benzeri bir kokusu vardır ve limon suyuna benzer. İnsanlar onu bazen sumaklı limonata adlı tatlı ve ekşi içeceği yapmak için de kullanırlar.

Sumak kurutulup ezildiği zaman sert bir dokusu vardır. Bu sumak yemeklere asitlik, parlaklık ve renk eklemeyi sağlar. Ayrıca ızgara et ve sebzelere, tahıllara, hamur işi gıdalara ve tatlılara katılabilir.

Ayrıca soslarda ve salatalarda da aromayı arttırmak için kullanılabilir.

Bitkisel takviye olarak kullanımı

Sumak ticari olarak besin takviyesi formunda satılır. Genellikle kapsül formunda olur ancak çay olarak da satılır.

Verilerin eksikliğinden dolayı onun tıbbi kullanımına dair net bir doz yoktur. Bununla birlikte günde 3 gram kadar alımının güvenli olduğu düşünülüyor. Ancak yine de herhangi bir besin takviyesi almadan önce doktorunuza danışmanız daha iyi olacaktır.

Sumak tüm dünyada yetişen bir bitkidir ve genel olarak kırmızı meyveleri ile kendini belli eder. İnsanlar bu meyveleri kurutup öğütürler ve hem baharat hem de tıbbi bir ilaç olarak kullanırlar. Sumağın besin çeşitliliği ve antioksidan bileşenleri zengindir. Erken dönem araştırmalara göre kan şekeri kontrolü ve kas ağrılarının azaltılması için kullanılabilir. Fakat bu konuda daha fazla araştırma gerekiyor.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

Kaynak: healthline

İlginizi çekebilir: Zerdeçal, kilo vermeye yardımcı olur mu?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale