X

Şükret, sabret, devam et!

Gökyüzünü şiirlerde, şarkılarda, Instagram paylaşımlarında arama. Yer yerinden oynasa da gökyüzü hep orada. Bugün gökyüzüne bakmayı hatırla. Dışarıdaysan, kaldır hemen başını yukarı. Kapalı bir yerdeysen açıver hemen bir pencere, çıkar kafanı dışarı.

Bir şey arar gibi bak uzun uzun. Çekinme etrafındakilerden. Birini bekler gibi bekle. Bak bakalım nasıl bugün hava? Gökyüzü ne renk? Mavi mi? Veya gün batımı saatine denk geldin, kızıllaştı epey. Gridir belki de, kim bilir. Bulut var mı hiç? Çocukken bakmaya doyamadığımız beyaz pofuduk bulutlar sarmış olabilir etrafı. Bir masalın içindeymişsin gibi hayal et.

Görerek bak şöyle.

En son ne zaman izledin gökyüzünü, bir film izler gibi?

***

Bahar geldi diye içimiz şenleniyor ya hani, sen de baharı kutlayacak bir şey yap. Çiçek ekebilirsin mesela. Ama elin toprağa değsin. Hazır saksı çiçeği alma. Saksını seç, çiçeğini seç. Renkli bir bahar çiçeği olur, gözlerin bayram eder. Veya benim gibi fesleğen seviyorsan, her sabah kokusunu içine çekersin uzun uzun, mest eder seni. Senin çiçeğin hangisi?

Hangi çiçek nasıl yetişir biraz araştır, hakkını ver bu işin. Tadına vara vara buluştur çiçeğini yeni yuvasıyla. Çalışma masana, salonuna, evinin balkonuna… En çok nereye bahar gelsin istiyorsan oraya koy. Özenle, ilgiyle.

Kendinle buluşmak istediğin her an, çiçeğinle buluş. Belki uzun uzun yalnız kalamıyorsundur gün içinde, o kısacık anların kıymetini bil.

***

Gözlerini kapat. En son ne zaman, uyumak için değil de, içine dönmek için kapattın gözlerini? Sakin sessiz bir yer bulmak zorunda değilsin. Her neredeysen, etrafın uygun olduğunu düşündüğün an, kapat gözlerini. Ne düşündüğünü veya düşünmediğini umursama o anlarda. Sadece dur azıcık. Bak nasıl iyi gelecek!

Her gün onlarca insana kibarlık yapıyorsun, ilgi gösteriyorsun, belki özür diliyorsun. Peki en son ne zaman kendine içten bir teşekkür ettin, ‘aferin be sana’ , hatta “seni seviyorum” dedin? Veya ‘beni affet’, ‘iyi ki varsın’…

Söylemeden önce bilemiyor insan ama kendinden bu lafları duyunca ne kadar ihtiyacı olduğunu anlıyor.

Kendine cimri davranma. Bugün kendine iyi davranma günü olsun. Buluş kendinle. Zihnini, kalbini, bedenini, en derinlerindeki sesi duymayı dene.

***

Sevdiğin birine gidip sıkı sıkı sarıl. Öylesine değil ama harbiden sarıl. Kavra kollarınla sırtını, uzun uzun tut, hisset.

Büyük bir iş başarmış da tebrik edecekmiş gibi sarıl. Aylardır ayrı kalmışsın da şimdi kavuşmuşsun gibi sarıl. Kalk yerinden hemen sarıl. Şimdi uzağındaysa fırsat yarat, git sarıl.

Birini sevmek, sevilmek ne büyük hediye. Şükürle sarıl, kıymet bilerek sarıl.

***

Yemek yapmayı sever misin? Sevsen de sevmesen de bugün at kendini mutfağa. Zorlu tariflere gerek yok. Tek diyeceğim; yeni baharatlar dene. Daha önce hiç kullanmadığın baharatlar al. Tek tek kokla hepsini, kokuları neye benziyor? Her koku seni nereye götürüyor? Zaman tanı bunu yaparken kendine. Mümkünse yalnız ol mutfakta, ilgini dağıtacak şeylerden sıyrıl. Sadece kokuları düşün. Koku alabildiğin için şükret. Dünya nimetlerinden yararlanabildiğin için şükret.

Baharat kokularıyla doldur mutfağını ve kalbini. Zencefili kokla, zerdeçalı al eline. Taze kekiği ufala avcunda. Muskat rendele biraz. Bir iki çörekotu at ağzına. Kimyonu hatırla.

Farzet ki koku uzmanısın ve işini yapıyorsun, özenerek yap, hakkını ver işinin. Tadını çıkart.

***

Çocuklarla vakit geçir. Nereden bulayım ben şimdi çocuğu deme, bulursun. Kendi çocuğun olsa da, arada yeni çocuklarla da buluş. Vaktim yok, gücüm kalmadı deme.

Sohbet et onlarla. Yetişkin gibi konuşma ama. İlk sorun “büyüyünce ne olacaksın?” olmasın. Çocuklaştırma da hallerini. İkisini de anlıyorlar valla. Olduğun gibi ol. Merakla ve neşeyle, ilgiyle bak yüzüne.

Çocukların saf enerjisi, hayallerinin sınırsızlığı, türlü türlü halleri, bolca dağıttıkları gülümsemeleri bana hep canlılığı ve cömertliği hatırlatır; canlı olmanın harikalığını, akışta olmayı, umut etmeyi, gönül gözüyle görmeyi…

***

Araba ve insan seslerinin olmadığı veya az olduğu bir yer bul kendine. Müzik de olmasın. Mümkünse açık hava… Şehirde yaşıyorsan bu biraz zor oluyor biliyorum ama bulabilirsin.

Uzun bir yürüyüş yapabilirsin. “Keşif yürüyüşü” olsun adı. Ne var ne yok izle etrafında. Çiçek görürsen kokla, böcek görürsen izle. Telefonunu kapatıver. Koşu uygulaması açıp, kilometre hesabı yapma yürürken. Öylesine yürü…

Oturmayı tercih edersen o da olur. Bedenini dinle, hangisini daha çok istiyorsa onu yap, zorlama. Bir bank, bir kaya, bir duvar… Ne bulursan…

İşin gücün yokmuş gibi, hiçbir sorumluluğun kalmamış gibi, hiiiiç acelen yokmuş gibi otur. Hatta emekli olmuşsun gibi otur.

Listenin başına dön şimdi, kaldır başını gökyüzüne. Kuşları ara, bulutları gör. Havayı kokla.

Şükret.
Sabret.
Devam et.

İlginizi çekebilir: Negatif ve pozitif arasında yeniden dengeyi bulma denemeleri Negatif ve pozitif arasında yeniden dengeyi bulma denemeleri 

Seval Yılmaz: İstanbul’da doğdum, büyüdüm. Üniversiteyi Eskişehir’de okudum. Bir süre İspanya’da yaşadım. Uzun yıllar sivil toplum kuruluşlarında ve firmalarda eğitmenlik yaptım. Şimdilerde ise boyaların ve renklerin büyülü dünyasındayım. Çizip boyadıklarım ve tasarladıklarım, aşkla yürüdüğüm bir yola dönüştü. Çalışmalarımı @miniminidesign instagram hesabından görebilirsiniz. Kendimi bildim bileli yazı yazarım. Son zamanlarda hayata dair, her telden yazdığım yazılarım bir araya geldi ve www.sevalyilmaz.com oluştu. Hayatı sade yaşamayı, az eşyayı, yogayı, temizlik ve bakım ürünlerimi kendim yapmayı, fotoğraf ve video çekmeyi, kamp kurmayı, denizi ve ormanı, her mevsimi, öğlen kestirmelerini ve gün ortası kahvesini, işini aşkla yapan insanları seyretmeyi ve insan hikayeleri dinlemeyi, doya doya yaşamayı, insan olmayı, içinde güzellik, naiflik ve aşk olan her şeyi çok seviyorum.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale