dummy

Suda bulunan ağır metaller ve etkileri: İçtiğiniz su ne kadar sağlıklı?

suda bulunan agir metaller

Su hakkında birçok konuya değinilir; ne kadar su içilmesi gerektiği, ne zaman içilmesi gerektiği gibi… En çok da susuzluğun zararları anlatılmaya çalışılır. Diğer yandan da suda bulunan kirlilikler ve zararları açıklanır.

dummydummy

Su konusunda son yıllarda gelişen teknoloji ile daha fazla bilgiye ulaşabilmekteyiz. Buna karşın evlerimizde ve iş yerlerimizde suyu detaylı bir şekilde analiz etme şansımız yoktur. Suyun temizliğini bakarak, koklayarak veya tadarak anlamamız mümkün değildir. Ancak hassas analiz cihazları sayesinde değerleri öğrenmek mümkündür. Bu nedenle, içtiğimiz suda, satın aldığımız kuruma duyduğumuz güven ile hareket ederiz.    

Temiz, kokusuz ve berrak görüntüsü nedeniyle bunun tam tersine inanmak istesek de, su bu haliyle dahi birçok kirlilik içerebilmektedir.

Organik bir koku, renk veren bir madde veya rahatsız edici bir tat yoksa, su bize güvenilir görünür. Ancak su bu berrak görüntüsünün altında, birçok istenmeyen madde içerebilmektedir. Öyle ki, temiz, kokusuz ve berrak görüntüsü nedeniyle bunun tam tersine inanmak istesek de, su bu haliyle dahi birçok kirlilik içerebilmektedir.

Suyu kirleten maddeler nelerdir?

Bu kirlilikler arasından en sık karşılaşılanı ağır metallerdir. Ağır metaller vücutta biriktiği zaman hayatın sonlanmasına dahi neden olabilmektedir. Ağır metalleri sadece su yoluyla almasak da, direk veya dolaylı yollarla su ile birlikte de önemli ölçüde alınmaktadır. Ağır metaller denilince akla ilk arsenik, kurşun, cıva, bakır, çinko gibi metaller gelmektedir.

Türkiye’de sularda arsenik bulunduğuna dair birçok haber ile karşılaşmışsınızdır, özellikle İzmir bölgesi için. Arsenik, vücutta son derece zararlı etkilere sahip güçlü bir ağır metal olduğu için ilgi odağıdır. Bunun yanı sıra vücutta eser miktarda bulunması gereken ağır metaller de vardır. Selenyum, bakır, çinko gibi… Bu ağır metallerin fazlalığı kadar eksikliği de zararlı etkilere neden olabilmektedir. Suda bulunan ağır metallerin iyi veya kötü olması tamamen ağır metalle, insan yapısına ve alınan miktarlara bağlıdır. Sadece direkt olarak içtiğimiz suyun kirliliği olarak düşünmezsek, suda yaşayan canlıların ağır metallerden etkilenmesi (cıva gibi) durumunda da, yine bu gıdaları tüketmek suretiyle de yoğun bir ağır metal kirliliğine maruz kalabilmekteyiz.

Çevre teknolojilerinin gelişmesi sayesinde artık birçok kirlilik sudan, topraktan ve havadan etkili bir şekilde uzaklaştırılabilmektedir. Özellikle gelişmiş ülkelerde kullanılan bu ileri teknolojiler sayesinde birçok rahatsızlık ve ölüm vakaları önelenebilmektedir.

Buna karşın, son yıllarda özellikle az gelişmiş ülkelerdeki bölgesel kanser hastalıklarının ve toplu zehirlenmelerin içme suyundaki Arsenik (As) ve ağır metallerden kaynaklandığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle Dünya Sağlık örgütü (WHO) ve Avrupa Birliği çeşme suyundan pet şişe suyuna ve mineralli suya kadar her türlü içme suyunun içereceği arsenik miktarının duyarlı aletlerle ölçülerek bu konuda halkın bilgilendirilmesini istemektedir.

Özellikle az gelişmiş ülkelerin sorunu olan içme suyundaki arsenik ve ağır metallerden zehirlenme olayına dikkat çeken Dünya Sağlık Teşkilatı bu konuda tüm dünya ülkelerini uyarmıştır.

1990’lı yılların başlarında Bangladeş de normal içme suyundan kaynaklanan kitlesel zehirlenmeler tüm dünyanın ilgisini bu bölgeye yöneltmiştir. Uzun araştırmalar sonucunda Bangladeş, Pakistan, Kamboçya ve Çin, Vietnam gibi ülkelerde içme suyundaki arseniğin kanser başta olmak üzere birçok hastalığın nedeni olduğu sonucuna varılmıştır. Özellikle az gelişmiş ülkelerin sorunu olan içme suyundaki arsenik ve ağır metallerden zehirlenme olayına dikkat çeken Dünya Sağlık Teşkilatı bu konuda tüm dünya ülkelerini uyarmıştır. Dünya Bankasının hazırladığı rapora göre bu bölgelerde yaşayan 60 milyon kişi arsenikli suyun uzun zaman aralığındaki zehirleme riski altında yaşamaktadır. Yine aynı rapora göre şimdiden 700.000 kişi arsenik kökenli hastalığa yakalanmıştır. Bangladeş’te 50 yıl içerisinde 326.000 kişinin kanserden öleceği, 2.500 kişinin de arsenikle ilişkili hastalıklara yakalanacağı ön görüler arasındadır.

Geçmişte metal zehirlenmesi yüzünden birçok insan hayatını kaybetti

1932’den itibaren, Japonya’da kimyasalları tarafından cıva içeren yüksek atık sular Minimata sahilinden serbest bırakılmıştır. Cıva, deniz ürünlerinde birikmiş ve zamanla yerel halkta cıva zehirlenmeleri gözlenmiştir. 1952’de, cıva ile kirlenmiş balıkların tüketimi ile cıva zehirlenmesinin ilk kanıtları, Japonya Minimata halkında ortaya çıkmıştır. 1950’lerde toplam 500 ölüm vakası kaydedildi. Ondan sonra Japonya, endüstri dünyasının en katı çevresel kanunlarını çıkarmıştır. Bu hastalık tarihe, Minimata Sendromu olarak geçmiştir.

Peki ağır metal detoksu mümkün müdür?

Bunun cevabını biraz kişisel deneyimlerimden yararlanarak cevaplamak isterim. Oğlumda tehlikeli seviyede kurşun ve cıva bulunduğu için uzun bir süreçte bu konuyla ilgilendim ve detoks uyguladım. Sonuç, oğlumun ağır metal seviyesi azaldı ve artık tehlikeli bir düzeyde değil. Bu süreçte bizim gibi bir uzmandan destek almanız son derece önemli. Ağır metal detoks konusunda bir uzman (belge, sertifika sahibi değilim) olmadığım için, önerilerde bulunmak uygun olmayacağından, sadece su konusundaki ağır metallerden nasıl kendimizi koruyabileceğimizi sizlere paylaşmak isterim.

  • Öncellikle evinizin su hattını kontrol ediniz. Eğer eski ise muhtemelen ağır metal, özellikle kurşun içerikli su içmekte ve kullanmak olma olasılığınız yüksektir.
  • Damacana veya şişe suyu tüketiyorsanız, her üç ayda bir markanızı değiştirerek olası birikimi önleyebilirsiniz.
  • İçtiğiniz suda ağır metal olduğuna dair şüpheleriniz varsa veya içiniz rahat olsun isterseniz, iyi bir ters ozmoz filtrasyon yöntemiyle bu sorunu çok pratik bir şekilde çözmek mümkündür.
  • Ters ozmoz olarak bilenen filtrasyon yöntemi sayesinde birçok ağır metal %96-99 oranında giderilmektedir. Bu sayede güvenirliliği yüksek bir yöntem ile rahatlıkla şebeke suyunuzu arıtıp içebilirsiniz. Ancak, belirtmeden geçmek yanlış olur, bu tür arıtmalarda özellikle musluk ve membran kalitesine dikkat etmeniz önemlidir. Membranın sudaki ağır metalleri etkili bir şekilde ayrıştığına ve musluktan tekrar ağır metal yüklenmesi olmadığına emin olunuz.
Kendi evinde yapacağı ufak bir arıtma sayesinde güvenle şebeke suyunu içmeye devam etmek mümkündür.
  • Özellikle gelişmekte olan ülkelerde sıklıkla evsel arıtmaların kullanıldığı görülmektedir. Son kullanıcının kendi evinde yapacağı ufak bir arıtma sayesinde güvenle şebeke suyunu içmeye devam etmek mümkündür.

İlginizi çekebilir: Sıcak suyun şifası: 10 maddeyle suyu neden sıcak içmeliyiz?

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Oya Milli Sülün: Sulak bir ülke olan Hollanda'da doğup, büyümeme rağmen, kendimi bildim bileli bir bardak su içmez, üniversite yıllarında okurken de içme suyu ile ilgili hiçbir çalışma yapmak istemezken, yaşam beni "canlı su" uzmanı yaparak hayatın ne kadar ironik olduğunu kanıtladı. Ben de hayatın bana verdiği cevaba karşılık, suyun bilinmeyenlerinde önce bir güzel kayboldum sonra da kendimi de bulup çıktım… Siz de su deyip geçmeyin, çünkü SU: aşktır, sanattır, sevgidir, barıştır, bununla birlikte aynı zamanda şifadır, enerjidir, yakıttır, güçtür, bazen de afettir, seldir, çığdır...

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp