Suçluluk hissini durdurmak için kendinize 3 hafta verin!

“Ben neden bu kadar sakarım?”

“Dün gece o pastayı yememeliydim!”

“Annemlere hiç bir zaman iyi bir evlat olamadım…”

“Benim gibi baba olmaz olsun!”

Siz de bu tip cümleleri sürekli içinizde tekrarlıyorsanız anlayın ki kendinizi devamlı suçlu hissetme eğilimindesiniz. Bu süregelen suçluluk hissi zamanla enerjinizi kemiriyor, iyi-oluş akışınıza direnç gösteriyor ve olayları çorap söküğü gibi büyütüyor. Mass Amherst Üniversitesinden profesör Susan Kraus Whitbourne, PhD, yaptığı beyin ve psikoloji araştırmaları sonrasında bu halin insanı her daim yenilmiş, anksiyetik ve hatta depresyonda hissettirdiğini söylüyor. Bu suçluluk hissinin kendimize koyduğumuz içi boş hedefleri beklentimiz doğrultusunda tamamlayamamaktan kaynaklandığını belirtiyor.

Peki bu durumu nasıl tersine çevirebiliriz?

3 hafta boyunca yapacağınız bu egzersizlerle kendinizin en yakın dostu olmaya başlayarak!

1.Hafta: Suçluluk hissini tetikleyen durumları tanıyın

“Eğer suçluluk hissi geldiğinde bunun farkına varabiliyor ve bir süre için durdurabiliyorsanız, problemi çözmenin yarısına ulaşmışsınızdır” diyor Whitbourne.

Dikkat verin: Bunu yapmak için iç sesinizi dinleyerek, en çok hangi konularda kendi üstünüze gittiğinizi bulabilirsiniz. Para harcamak, tembellik yapmak, fazla yemek yemek gibi… Daha sonra bulduğunuz bu alanları bir kenara not edin.

Sıklığını kontrol edin: Her küçük alışverişinizde kendinizi kötü mü hissediyorsunuz? Ağzınıza attığınız her lokmada kendinizi daha mı şişman hissediyorsunuz? Çocuklarınıza yetişmediğinizde kendinizi kötü bir ebeveyn olarak mı yargılıyorsunuz? Ne sıklıkta kendinizi eleştirdiğinizi takip edin.

Büyük ve küçük olayları gruplayın: Haftanın sonunda hangilerinin sizin için daha önem taşıdığını, hangilerini daha az içinizde tekrar ettiğinizi ayırın.

İlgili yazı:Üç adımda suçluluk duygusunun üzerinden gelmenin yolu

2.Hafta: Bakış açınızı değiştirin

“Amacınız devamlı yaşadığınız bir sorunu bir an önce bitirmek değil, farkına varıp alternatif yorumlar getirebilmek.” diyor Whitbourne.

Yeni bir yol düşünün: Kendi kendinize, ister içinizden ister yüksek sesle neyi farklı yapmak istediğinizi düşünün — belki iş yerinde farklı bir tutum içinde olmak istiyorsunuz ya da belki de biraz bütçe yaparak harcamalarınızı kontrol etmek istiyorsunuz. “Her ne olursa olsun, bir anda herşeyi tamamen değiştirmenize gerek yok, bu konuda konuşmaya başlamanız bile bir başlangıç ve verimini göreceksinizanksiyete” diye ekliyor New Yorklu yaşam koçu Susie Moore.

Farklı bir duygu seçin: “Suçluluk, üzüntü ve anksiyete birbirine bağlı bir süreçtir ve stres içinde olduğumuz zamanlarda kendimizi kolaylıkla eleştirmeye açık oluruz.” diyor Whitbourne. Bunun çözümü ise kendimize şu soruları yöneltmekten geçiyor “Şuan bu şekilde suçlu hissetmem gerçekten gerekli mi? Yoksa tamamen stresin beni ele geçirmesine izin mi veriyorum?”

İnsan olduğunuzu unutmayın: Mükemmeliyetçi olmak suçluluğu tetikliyor. Bazı noktalarda limitlerinizi kabul edip, yapabildiğinizin en iyisini yaptığınızı kendinize hatırlatın” diye ekliyor Whitbourne ve Moore.

İlgili yazı: Bakış açısını değiştirerek olumsuz duygu ve düşüncelerden kurtulun

3.Hafta: Küçük şeyleri kafanızdan atın

“Bir daha asla küçük şeyler hakkında suçluluk hissetmeyeceksiniz demek saçmalık olur ancak herşeye hak ettiği değeri verip, dozunu ayarlayabilmek tamamen size kalmış. Herşey pratik ile daha da kolaylaşıyor ” diye noktalandırıyor Whitbourne.

Hatalarınızı tekrardan isimlendirin: Örneğin “bugün işten erken çıkmamalıydım” demek yerine “bugün işten erken çıkmam gerekiyordu çünkü uzun zamandır ertelediğim doktor randevusuna gitmemin zamanı gelmişti” gibi bir uzman gözüyle kendinize yaklaşın.

Gülüp geçin: Mizah suçluluğun en büyük panzehirlerinden biri. Kendinizle eğlenin, yaptığınız hatalar ve aksaklıklara gülmeyi öğrenin.

Umut ışığınızı bulun: Örneğin bir insana hediye aldınız ancak kaplattırmayı unuttunuz ve bu yüzden yine kendinize kızıyorsunuz. O anı durdurun ve kendinize hemen şu şekilde değer verdiğinizi gösterin “ en azından o mağazaya giderek bir hayli bir efor harcadım ve sevdiğim insana güzel bir hediye alma inceliğinde bulundum”. Böylece kendinizi taktir etme pratiğini geliştirebileceksiniz.