X

Suç ve hata: Bakış açınızı değiştirdiğinizde, önünüzde kocaman bir oyun alanı açılacak

Dostoyevski’nin ünlü romanı Suç ve Ceza, çok büyük ihtimalle, okumamış olanların bile zihninde kendine has bir yere sahip. Hatta, bir eser ismi olmaktan çıkmış, birbirinden ayrılması zor bir ikiliye dönüşmüştür bu iki kavram. Biri, diğerini yakından takip eder: “Ortada bir suç varsa, akabinde hemen cezasını bulur, bulacaktır ya da bulmalıdır” gibi bir algı yaratır. Bu iki kavramı zihninde taşıyan pek çok insanın, kökenin bir edebi eserle ilgili olabileceğini düşündüğünü sanmıyorum. Kaynağı belirsiz varsayım ya da kabullerden biri bu bence. Ünlü yazar, zaten var olan bir algıyı isim olarak seçmiş ya da bu algı, fazlasıyla ünlenen bir roman isminden sonra da yerleşmiş olabilir.

Böyle birbirinden ayrılmaz ikililer vardır dilimizde: Tencere – kapak, tavuk – yumurta, met – cezir gibi… Birinin varlığı, çoğunlukla diğerini de hatırlatır ya da onunla tamamlanır, işlevini bulur. Daha iyi örnekleri siz bulabilirsiniz. Ancak, tıpkı verdiğim örneklerde olduğu gibi, türeteceğimiz diğer örneklerde de kimi ikililer kaçınılmaz bir birlikteliği gösterirken, kimilerinde kavramlar ayrı ayrı da var olabildiği halde biz onları birlikte kullanmaya daha eğilimliyiz.

Peki, suç kavramı ile ceza kavramı sizin için bu açıdan hangi kategoride? Doğal olarak ancak birlikte var olabilenlerden mi, yoksa ayrılabilir ve biri diğerinin varlığını mutlaka gerekli kılmayabilir mi?

– Her suçun bir ceza bulduğunu düşünüyor musunuz?

– Sizce her suç mutlaka ceza bulmalı mı?

– Ceza ile suç arasındaki ilişki nasıl olursa hakkaniyetli olur?

– Ortada bir ceza varsa, ona uygun nitelikte bir suç da mutlaka var mıdır?

Konuyu hukuk dersi imajından hemen kurtarıyorum. Yazının devamında kullandığım “suç” teriminin yasalara aykırı cürüm anlamına gelmediğini de belirteyim. Geçtiğimiz haftalarda, sosyal medyadan bana ulaşan bir takipçim ile bir dersin ödevinin yapılması konusu ile ilgili görüşmemiz sırasında hata yapmak, not almak, yakından tanışma imkanı olmayan bir hocanın olası tutumu gibi faktörlere değindik. Ben de bu sayede, bir süredir aklımda dönüp duran bir konuyu ele almaya karar verdim. Bu yazıya ilham olduğu için kendisine müteşekkirim.

Hatalara olan yaklaşımımızı sık gündeme getirmemin bir sebebi, bu alandaki tutum ve davranışların, konfor alanından çıkış, öğrenme ve gelişme üzerindeki büyük etkisine tanık olmak. Bunlar bazen kurum kültürü olarak karşımıza çıkıyor ve herkes, örneğin belli bir şirkette hataların ne ölçüde tolere edileceğini, sonuçlarının neler olabileceğini sanki yazılı kuralmışçasına biliyor. Bu ise, o kurumun risk alma stilinden inovasyonuna, hatta çalışan bağlılığına kadar genel organizasyonel gelişimine büyük etki ediyor.

Bireysel olarak ise, kendimizin hatalara ve hata yapanlara yaklaşımı, hayatımızın önemli belirleyicilerinden. Ayrılmaz bir parçası ise kendi hatalarımız karşısında nasıl bir tavır takındığımız. Çoğumuzun hayalleri var. Kimimiz, bunlardan bazılarını hedefe dönüştürmüş durumda. Bu hedeflere ulaşmak için ise, çokça bahsedilen “konfor alanı”ndan ayrılıp risk almak gerekiyor. Riskin beraberinde ise irili ufaklı hatalar gelebiliyor. Bu hataların büyüklüğü/küçüklüğünden daha önemli olan şey, karşılığında ne tavır takınılacağı. Çünkü gelişimi ya da duraksamayı getiren bu.

Hata kavramı ile suç kavramı arasında sizin için bir fark var mı?

Kavramlara yüklediğimiz anlamlara göre tutumlarımız şekilleniyor. Türkçe sözlüğe göre suç; törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış, ya da cürüm, yani yasalara aykırı davranış anlamına geliyor. Hatanın tanımı ise yanlış, istemeyerek ve bilmeyerek yapılan yanlış, kusur, yanılma ve yanılgı. Üçüncü bir karşılığı daha var ki; o da suç, kusur, günah. Bu tanımlara baktığımızda suç kavramının daha kabul edilmez ve yaptırımlara tabi bir durumu varken, hatanın görece hafif bir yanlışlık durumu olduğu anlaşılıyor. Ancak “suç” anlamında kullanıldığını da görüyoruz. Sözlükler toplumun dilindeki sözlerin anlamlarını gösterse de, sözcüklere kişisel olarak yüklediğimiz anlamlar da çok önemli. Çünkü dilimiz düşüncemize, düşüncemiz davranışımıza etki ediyor.

Hata yapmaktan korkmak veya yapılan hatayı, gerçekte olduğundan daha büyük bir sorun olarak algılamak, hatta kimi zaman hata yaptığımızı kabullenmemek acaba bunu bir “suç” gibi görmekten kaynaklanıyor olabilir mi? Suçlu olmayı kimse istemez.
Örneğin “Suçumuz sevmek”, “Bana küsmesinde benim bir suçum yok” gibi savunma ifadelerinde kişisel hatalı davranışlardan bahsediliyor. Ancak bu cümleler “Hatamız sevmek”, “Bana küsmesinde benim bir hatam yok” şeklinde ifade edildiğinde söyleyenin yükünü hafifleten bir anlamı var. Bir diğer örneği ele alalım: “Üstüme düşeni yapmadığm için suçluyum” ifadesi ile “Üstüme düşeni yapmadığım için hatalıyım” ifadesi arasında az da olsa bir fark hissediyorsanız, bu farkın ne olduğunu biraz düşünün…

Kavrama koyduğumuz etiket “suç” olduğunda kabullenmek daha zor, daha büyük sorumluluk gibi ve farkında olunsun – olunmasın, yaptırım ya da cezayı da çağrıştırıyor. Kişiyi savunmaya daha çok sevk edici bir hali var. Bir suçun, olumlu bir şey çağrıştırması ve olumluya dönmesi zor bir olasılık.

Etiket “hata” olduğunda, her insanın hata yapabildiği kabulünden hareketle (kültürümüzdeki “Hatasız kul olmaz” deyişi gibi) sorumluluk biraz daha hafif, genelde kabullenilmesi daha kolay ve ceza çağrışımı yapmıyor.

En büyük fark ise, yazının başında değindiğim ikili kavram yapısında. Suç denince ceza hemen akla gelirken, hata denince akla gelen eşlikçi düzeltmek olacaktır büyük ihtimalle. Suçun düzeltilmesi gibi bir kavram yok, ancak hatanın var.
Sizin için bu tanımlar nasıl? Günlük konuşma dilinize nasıl yansıyor? Suç kelimesini -yasalarla ilgisi olmayan haliyle- kullandığınız durumlar hangileri? Aynı durumlarda ifadenizi ve dolayısıyla bakış açınızı suç kavramı yerine hata kavramı ile değiştirmeye gönüllü olur musunuz? Bu değişikliği yaptığınızda, daha önce mümkün olmayan neler mümkün olabilir?
Etiket değiştirme egzersizi yapmak ve üzerine düşünmek isteyenler, yazının baş tarafındaki, suç ile ilgili 4 soruya geri dönebilir.

Bu 4 soruda suç sözcüğünü hata sözcüğü ile değiştirerek nasıl göründüğüne bakabilir.

Eğer yaptığınız hatalara sanki “suç”muşçasına yaklaştığınızı düşünüyorsanız ve bunu değiştirmek isterseniz, önünüzde yeni bir oyun alanı açılmış demektir. Bu oyundan alacağınızı aldığınızda, diğer seviyeye geçip başkalarının hataları ya da suçlarına bakışınız üzerinde aynı deney ve gözlemleri yaparak devam edebilirsiniz. Hayat, farklı bakış açılarını denemek, sonuçlarını tarafsızca incelemek ve istediğini seçip almak için kocaman ve bereketli bir bahçe. Tadını çıkarmanız dileğimle…

İlginizi çekebilir: “Geribildirim” korkulu rüyanız mı: Geribildirim vermeyi ve almayı kolaylaştıracak öneriler

Ece Ağabeyoğlu, ACC: 1998 – 2014 arasını kapsayan tam zamanlı kurumsal çalışma döneminde sigorta ve bankacılık sektörlerinde satıştan risk analizine, oradan eğitmenliğe ve koçluğa uzanan yerli ve küresel kurumlardaki yolculuğunda giderek iş tatmini ve insana merak saldı. Örgütsel Psikoloji alanında danışmanlık, profesyonel koçluk, eğitmenlik, iş ve meslek danışmanlığı şapkalarını taktı. Son yıllarda denge kavramına ilgi duyuyor. Ece, kurumsal eğitimler vermenin dışında, kendi yolunu kendi çizmek isteyen bireylere meslek seçimi, kariyerdeki adımlar ve iş tatmini gibi konular etrafında destek veriyor. Öğrenmeyi ve paylaşmayı seviyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale