X

Suyu yemek: Su içeriği yüksek sebze ve meyve tüketmenin faydaları

Suyun faydaları her geçen gün medyada, basında ve halk arasında gündeme geliyor. Bununla ilgili birçok araştırma yürütülüyor. Susuzluğun neden olabileceği rahatsızlıklar nedeni ile su içmeye teşvik eden kampanyaları giderek artıyor.

Süregiden araştırmalardan biri de suyu içmenin yanında bir kısmını da yemek üzerine odaklanmaktadır. Su içeriği yüksek sebzeler ve meyveleri yemek suretiyle günlük su ihtiyacının karşılanmasının faydaları incelenmektedir. Bu konudaki çalışmaları ile Dr. Howard Murad ön plana çıkmaktadır. Kendisinin Türkçeye çevrilmiş ‘Sudaki mucize’ adlı kitabında bu konu detaylı olarak anlatılmaktadır.

Su içildiğinde hızlı bir şekilde vücutta yayılır. İhtiyaç olunan kısım kullanılır ve kalan miktar idrar yoluyla tahliye edilir. Düzenli olarak su içen bir kişi için bu durum vücutta sıkıntı yaratmamaktadır. Sürekli vücut sulanmaktadır; ancak su içmeyi sevmeyenlerin veya farklı nedenlerden dolayı uzun süre su içemeyenlerin, örneğin; uzun bir seyahate çıkacak bir kişinin seyahatte lavabo ihtiyacı konusunda sıkıntı yaşamak istememesi veya Ramazan ayında uzun süre oruç tutulması gibi durumlarda, vücutları susuz kalmaktadır. Bu gibi durumlarda, daha önceden bardak bardak dahi içilse, içilen suyun etkisi olmayacaktır. Oysaki su içeriği yüksek gıdalar tüketildiğinde sindirim süreci nedeni ile su yavaşça vücutta yayılacaktır ve kullanılacaktır. Mide ve bağırsaklar bir anlamda depo görevi görecektir. Yemek suretiyle vücuda alınan sıvının, içmeye oranla daha yavaş alınması nedeni ile vücutta atılması daha yavaş olacak, susuz kalma süreci yavaşlayacaktır.  

İlgili yazı: Su içmek için en doğru zamanlar ve nedenleri

Sebze ve meyvelerin içindeki suyun yapısı içtiğimiz sudan farklı

Taze sebze – meyve içerisindeki suyun yapısı, günlük içilen suyun yapısından (taze, doğal kaynak suyu hariç) farklıdır. Sebze-meyvelerin içerisindeki suyun hücreler tarafından emilimi ve özümsenmesi daha kolaydır. Bu nedenle bazen içilen su, yapısı gereği vücut tarafından özümsenmezken, sebze – meyvelerin içeriğindeki su vücut tarafından kabul edilecek ve hücre için daha uygun olduğundan, hücrelerin özümsemesi daha kolay olacaktır. Hücreye alınan ve hücre içerisinde daha uzun tutulan su sayesinde vücuttaki hidrasyon sağlanacaktır. Hücreler görevlerini yerine getirecek yakıtları olduğu için verimli çalışacaktır.

Sebze – meyvelerde yüksek oranda su olmasının yanında vitamin, mineral, lif, enzimler gibi zengin içerikler de mevcuttur.

Su içeriğinin dışında, tüketilen her sebze – meyvede vitamin, mineral, lif, enzimler gibi zengin içerikler mevcuttur. Bu içerikler gün içerisinde ihtiyaç duyulan besinlerdir. Enerji veren, hücre yenilemesinde önemli görevler üstlenen besinlerdir. Böylece, su ihtiyacı karşılanırken günlük besin ihtiyacı da karşılanmış olunur. Vücudun su ihtiyacı yavaş yavaş karşılanırken beraberinde değerli besinler de su ile birlikte görev yerlerine taşınır.

Su içeriğini ve yapısını kaybetmemeleri açısından, sebzelerin çiğ veya hafif haşlanarak tüketilmesi önerilmektedir. Pişen sebzelerin hücre zarları patlar ve bu da su yapısının bozulmasına neden olur. Bu yüzden sebzedeki suyun hücre tarafından kolayca emilmesini sağlayan özelliği ortadan kalkacaktır.

Su içeriği yüksek gıdaların kalori değerleri de düşüktür ve uzun süre tok tutma özelliklerine sahiptirler. Suyu yiyerek kilo kontrolü hatta zayıflamak bile mümkündür. Tabi ki sebzenin fazla tüketilmesi gerekmektedir; Meyveyi ise, içerisindeki şeker nedeni ile yine kontrollü tüketmek gerekmektedir. Tıpkı “Günde 2 lt. su” söylemi gibi “günde 5 porsiyon sebze ve meyve” söylemini sıklıkla duymaktayız. Diyetisyenlerin, beslenme uzmanlarının günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketme tavsiyesi, günlük su ve besin ihtiyacını düşük kalorili gıdalar ile doyurucu bir şekilde karşılanması nedeni ile en sık söyledikleri öneriler arasındadır.  

Su içeren sebzeleri sıklıkla, meyveleri ise içerdikleri şeker nedeniyle kontrollü bir şekilde tüketmelisiniz.
Spor yapanlar için su yemek iyi midir?

Maraton, triatlon gibi sporlar yüksek performans ve enerji gerektiren sporlardır. Bu sporları yaparken sporcular, yarış sürecince kaybettikleri su ihtiyaçlarını karşılamak adına su içmek için ara vermek, yavaşlamak zorundadırlar. Günlük egzersiz yaparken ara vermek, su şişesinden bir yudum su içmek hiç sorun değilken, profesyonel sporcuların yarış zamanlarında saniyeleri bile değerlidir. Dr. Murad, kendi hastalarının bu tür sporlarda, suyu yediklerinden uzun süre su içmeden enerji kaybetmediklerini ve bu durumun da yarış performanslarına olumlu olarak yansıdığını kaydetmektedir.

Su yönünden zengin besinlerin listesi ve oranları

Sebzeler

  • Kıvırcık Marul (%96 oranında su),
  • Salatalık (%96 oranında su),
  • Kabak (%95,5 oranında su),
  • Kereviz (%95 oranında su),
  • Kırmızı domates (%94 oranında su),
  • Yeşil domates (%93 oranında su),
  • Semizotu (%93,6 oranında su),
  • Lahana (%93 oranında su),
  • Kırmızı lahana (%92 oranında su),
  • Ispanak (% 92 oranında su),
  • Patlıcan (%92 oranında su),
  • Brokoli (%91 oranında su),
  • Havuç (%87 oranında su),
  • Bezelye (%79 oranında su),
  • Patates (%79 oranında su).

Meyveler

  • Hindistan cevizi (%95 oranında su)
  • Çilek (%92 oranında su)
  • Karpuz (%92 oranında su)
  • Turunçgiller (Greyfurt %91),
  • Portakal (%95),
  • Limon (%90)),
  • Ahududu (%87 oranında su)
  • Ananas (%87 oranında su)
  • Yaban mersini (%85 oranında su)
  • Erik (%85 oranında su)
  • Elma (%84 oranında su)
  • Avokado (%81 oranında su)
  • Kiraz (%81 oranında su)
  • Üzüm (%81 oranında su)
  • Muz (%74 oranında su)

Suyu içmek kadar yemenin de önemi tartışılmaz. Susuzluk nedeni ile gelişen veya susuzluğun gelişmesinde rol oynayan hastalıkların önlenmesi adına; yeme alışkanlıklarına, çevre şartlarına, idrar rengine, günlük egzersiz planına vs. göre kişinin kendi su ve sulu gıda tüketimini ayarlaması, su tüketmeye özen göstermesi gerekmektedir.

Oya Milli Sülün: Sulak bir ülke olan Hollanda'da doğup, büyümeme rağmen, kendimi bildim bileli bir bardak su içmez, üniversite yıllarında okurken de içme suyu ile ilgili hiçbir çalışma yapmak istemezken, yaşam beni "canlı su" uzmanı yaparak hayatın ne kadar ironik olduğunu kanıtladı. Ben de hayatın bana verdiği cevaba karşılık, suyun bilinmeyenlerinde önce bir güzel kayboldum sonra da kendimi de bulup çıktım… Siz de su deyip geçmeyin, çünkü SU: aşktır, sanattır, sevgidir, barıştır, bununla birlikte aynı zamanda şifadır, enerjidir, yakıttır, güçtür, bazen de afettir, seldir, çığdır...

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale