Stresle mücadelede etkili bir yöntem: Otohipnoz
Ülke olarak, dünya olarak, insan canlısı olarak şiddet dolu günlerden geçiyoruz ve bu şiddetin faturası da en ağır şekilde aklımıza, kalbimize kesiliyor. Bu gibi aşırı stres yüklü dönemlerde birey önce kendi stresini, sonra çevresindeki stres kitlesini olumlu yönde etkileyebilirse kurtuluş mümkün görünüyor. Yani anlayacağınız hemen her konuda olduğu gibi stresle başa çıkma konusunda da iş önce kendi evimizin önünü temizlemekle başlıyor. İşte bu noktada otohipnoz kelimesi ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu kavrama yabancı olanlar için otohipnozun ne olduğuna kısaca değinecek olursam; bireyin bir başkasına ihtiyaç duymadan kendisine hipnoz uygulaması diyebiliriz. Otohipnozda belli tekniklerle kendisi için en uygun ortamı ayarlayan birey rahat edebileceği bir pozisyon alarak belli konularda kendine telkin verir ve kendisine doğru inmeye başlar.
Zihin ve beden köprüsünü kurun
Yukarıda yazdıklarım size zor gibi gelebilir ama zihin ve beden köprüsünü kurduğunuz ve kendinize dürüst olduğunuz sürece tüm adımların ne kadar kolaylaştığını göreceksiniz. Şimdi dilerseniz zihin ve beden köprüsünün kurulumu ile ilgili biraz detay aktarayım.
Tüm duyguların mekanı bedendir. İçeride yaşanan her şey eninde sonunda dışa vurur. Bu nedenle bedeninizi dinleyin, ağrıyan bölgelerin farkında olun ve bedeninizi dinlendirerek zihninizi telkinlere açın. Kendinize söylediğiniz şeyler gerçeğiniz ve geleceğiniz olur, yaptıklarınız da gerçeğiniz ve şimdinizdir. Ne yaparsanız yapın hayatın bir ritmi, bir kurgusu, bir dengesi olduğunu ve milyonlarca görünmez iple birbirimize bağlı olduğumuzu unutmayın. Hayatımız, tanımadığımız insanların kararlarına göre şekillenir. Bu nedenle otohipnoz ile yaptığınız olumlamalar önce kendi hayatınızı, sonra da başkalarının hayatını dolaylı yoldan iyiye doğru etkileyecektir.
Otohipnoz nasıl yapılır?
Bu kabullenmeler farkındalığınızı olumlu etkileyecek ve otohipnozda işinize yarayacak. Kendinize kurduğunuz içten ve sesli cümleleri gözden geçirerek başlayın otohipnoza ve içinizden geçenlerle ağzınızdan çıkanların dengede olmasını sağlayın. Hayatın sonuçlar için değil, süreç için var olduğunu unutmayın. Hazırsanız otohipnoza başlıyoruz:
- Kendinize sessiz bir ortam yaratın.
- Yavaş ve ritmik bir şekilde solup alıp vermeye özen gösterin.
- Gözlerinizi kapatın. Başlangıçta düşüncelerin akınına uğradığınızı ve bu düşüncelerin size huzur vermediğini hissedebilirsiniz. Onlardan kurtulmak için mücadele etmeyin, dışarıdan izleyin. Gitmesi gerekenlerin akıp gittiğini ve bazılarında daha fazla ve farklı yoğunlaşma yaşadığınızı göreceksiniz.
- Ayak parmak ucundan başlayarak gerginliğin nerede olduğunu hissedin ve bu gerginliğin çözüldüğünü ve bedeninizden yukarıya doğru, her bir parçanızı özgür bırakarak bedeninizden ayrıldığını hayal edin. Hayal ederken imgelerden faydalanabilirsiniz İmgeleme sayesinde ayak parmaklarınızın, baldırlarınızın, dizlerinizin, kalçanızın, karın bölgenizin, kollarınızın, omuzlarınızın, yüzünüzün gevşemesine neden olan şeyleri/yerleri/kişileri/zamanları fark edin.
- Daha net şekilde yoğunlaşma yaşadığınız durumları/duyguları/kişileri düşünün. Neleri yapmak istemediğinizi, kimlerin hayatınızda olmasını istemediğinizi, hayatınızda nelerin değişmesini arzu ettiğinizi kendinize alçak bir ses tonu ile söyleyin ve tekrar edin, ta ki içinizle dışınız bir olana kadar.
- Vücudunuzun tamamiyle rahatladığını hissettiğinizde kendinize teşekkür ederek ayağa kalkın.
Yazının başında da dediğim gibi problem çözmekten ziyade stresle mücadelede zorlandığınız noktalarda otohipnoz size yardımcı olacaktır. Otohipnoz aynı zamanda uyku düzeninde bozulma, öfke kontrolünü başaramama, verimli çalışamama gibi konularda da size yardımcı olabilecek bir yöntemdir.
Olumsuz stresle mücadele ederken otohipnozdan faydalandığınız kadar yiyecek ve müzikten faydalanmayı da ihmal etmeyin.
Mesela portakal, kuşkonmaz, avokado, yabanmersini, badem ve su için hayatınızda yer açın. Müziğin sadece ruhun değil, zihnin de gıdası olduğunu ve imgeleyerek hayal kurma konusunda sadık bir dostunuz olacağını aklınızdan çıkarmayın. Richard Tablot, Jamie Crossley ve Duncan Meadows üçlüsünden oluşan ve 2011 yılında kaydedilen dünyanın en rahatlatıcı müziği olarak seçilen Wieghtless (British Academy of Sound Therapy iş birliği ile) ile sizleri baş başa bırakarak yazıma son veriyorum.
Belki bu şarkıyı dinlerken neler imgelediğinizi benimle paylaşırsınız. Güzel şeyler duymaya hepimizin ihtiyacı var 😉