Stres ve yorgunluk yüzünden kaybettiğiniz sağlığınızı yeniden kazanmanın yolu
İş yerindeki stres, çocuk sahibi olmak, taşınmak, bir yakını kaybetmek ve bir de hastalıklar… Hayat gerçekten çok kısa ve birçoğumuz bu kısacık hayatı kendimize zehretmek için adeta elimizden geleni yapıyoruz. Elimizdeki bu hayata şükretmek bir yana, ufacık ikramları bile kabul etmeye tahammül edemeyen, korkunç insanlara dönüşüyoruz. Peki bunun göstergeleri neler?
Düzgün beslenmeme
Böyle dönemlerde çok fazla et yemediğimiz, daha çok işlenmiş gıdalara yöneldiğimiz bir gerçek. Yeni doğan çocuğunuz için ev yemekleri yaparken kendimizi düşünmeyiz, genellikle ufak bir tostla geçiştiririz.
Egzersiz yapmama
Egzersiz için vakit bulmak pek mümkün olmaz. Çocuğunuz uyuduğunda bekleyen işlere veya yemek hazırlamaya, temizlik yapmaya yöneliriz.
Kendine vakit ayırmama
Sosyal medyadan arkadaşlarla iletişim halinde kalmaya çalışıp, bazen ayakta duramayacak kadar yorgun olsak bile onlarla dışarı çıkarız. Çünkü sosyal zorunlulukların, kendimizden daha önemli olduğunu düşünürüz.
‘Üzerinize çöken yorgunlukla nasıl baş edebilirsiniz?‘ başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
Eşlerle ilişki
Hayatımızı paylaştığımız kişilerle her zaman tartışmaya meyilli oluruz. Tartışmaların vazgeçilmez cümlelerinden biri ise “Ben senden daha yorgunum” olur. Sanki yorgunluk bir yarışmaymış gibi, bunun kazananı olduğumuzu düşünürüz.
Sevdiklerimizle olmaktan keyif almama
Yakınımızdakiler sadece bizi yorduğu için değil, onlara sahip olduğumuz için şükredecek vakti bile bulamadığımızdan keyif almamaya başlarız.
Ağlama
Neredeyse her gün, kendimizi banyoda veya günün herhangi bir saatinde ağlarken buluruz.
Tüm bunlar hastalıklı bir ruh halini anımsatıyor. Üstelik birçoğumuz bunları yaşarken mücadele ettiğimizi sanırız, oysa gerçekte sağlığımıza zarar vermekten başka bir şey yapmıyor oluruz. Peki bu iç karartıcı ruh haliyle nasıl mücadele edilir?
Daha çok uyku
Televizyonu bırakın ve yatağa gidin. Bir süre sonra daha çok uykunun sizi ne kadar mutlu hissettireceğini göreceksiniz. Yapılan birçok araştırma, günde altı saatten az uykunun diyabet, felç ve kalp hastalıkları riskini artırdığını gösteriyor. Gece yarısı uyanan bebeğinizle mücadele edip onu yatağına bırakmak yerine bir süre yanınıza alın, onun da sakinleştiğini göreceksiniz.
Doktora gidin
Vakit bulamadığınızda vücudunuzdaki ufak semptomları görmezden gelmek her zaman kolaydır. Oysa tüm o görmezden geldikleriniz vücudunuzun size gönderdiği ufak sinyaller olabilir. Bir gün tekrar doktora gittiğinizde, karşınıza çok daha ağır bir tablo çıkabilir. Sizin sadece yorgunluk olarak gördüğünüz şey, daha ağır sonuçları olan bir hastalığın habercisi olabilir.
‘Sağlıklı bir hayata yelken açmanızı sağlayacak 10 etkili tüyo‘ başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
Egzersiz yapın
Temiz hava ve yürüyüş benzersiz bir sakinleştiricidir. Sokağa çıkıp yürümeye başlayabilir, hatta yeni çocuk sahibi olduysanız onu da yanınızda götürebilirsiniz. Bir süre sonra hem çocuğunuzun hem de sizin çok daha sakin ve anlayışlı olduğunuzu fark edebilirsiniz.
Cep telefonunuzu bir kenara bırakın
Dinlenmeniz gereken sürede cep telefonunuzdan sosyal medya hesaplarınızı hatta iş maillerinizi kontrol etmek, kendinize ayırdığınız o boş vakti tümüyle heba etmenize neden olabilir. İş ve ev yaşamınızı birbirinden ayrı tutmak, her şeyden zor olabilir ancak bunun bir o kadar da önemli olduğunu unutmayın. Ailenizle sohbet edin, onlarla vakit geçirin, yemek yiyin. Belli bir saatten sonra maillerinize veya sosyal medya hesaplarınıza bakmayı bırakın.
Alkol yerine su için
Dehidrasyon birçok insan için ciddi bir sorun ancak bunun farkına varan çok az kişi var. Su olmadan vücudunuz fonksiyonlarını iyi bir şekilde yerine getiremez. Yapılan bazı araştırmalar, yorgunluk nedeniyle doktora giden birçok kişinin sadece dehidrasyon sorunu yaşadığını gösteriyor. Kendinizi kötü hissettiğinizde alkole sığınmak yerine su için.
Evcil hayvan edinin
Hiç kimseye anlatamadığınız şeyleri evcil hayvana anlatabilirsiniz. Üstelik o size hiçbir zaman kırılmaz, sizi yargılamaz.
Farkındalığınızı geliştirin
Farkındalığın bir bakıma şimdiki zamanın farkında olmak olduğunu unutmayın. Yaşadığınız anın farkına varırsanız, etrafınızdaki dünyayı algılamanız daha kolay olur.
Şeker tüketimini azaltın
İşlenmiş gıdalardan uzaklaşın. Kendinizi kafeinle ve şekerle beslemekten vazgeçin. Günlük meyve ve sebzenizi tüketmeyi unutmayın. Böylelikle baş ağrılarınızla vedalaşabilirsiniz.
‘Kronik yorgunluk için tüketilmesi gereken besinler‘ başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
Sigarayı bırakın
Yoğun ve stresli geçen dönemlerde insanlara sigaraya daha çok yakınlaşıyor. Sigaranın sağlık üzerindeki etkileri gerçekten yıkıcı. Sigaranın sizin için iyi olan hiçbir yanı olmadığının farkına varın.
Kaynak:
Tiny Buddha