X

Stres nedir, stresin psikolojik belirtileri nelerdir?

İnsanlık tarihi kadar eski bir kavram olan stresin tanımı her birimize göre değişebilir. Stresi tanımak, bozucu etkileri ile mücadele edebilmek, önlemler alabilmek dahası bilinçli bir şekilde kaynağına dönebilmek yaşam kalitemizi arttırmak açısından önemli adımlardır. Günlük yaşantımızda karşılaştığımız her türlü mikro ve makro olaylar bizim için stres potansiyeli taşır.

Evde, trafikte, iş hayatında, randevuda, toplantıda, ya da okulda beklemediğimiz bir anda strese maruz kalabiliriz. Dolayısıyla nerede, ne zaman ve nasıl ortaya çıkacağını ön göremeyiz. Stresin doğasında yatan bu belirsizlik hali de modern yaşam insanını stres karşısında savunmasız kılmaktadır.

Doğum, ölüm, ayrılık, finansal temelli gelecek kaygısı, özellikle kadınların evde ve iş yerinde farklı rolleri benimsemesi sonucu yaşadıkları rol çatışmaları önemli stres kaynağıdır. Çoğu zaman strese verilen tepki, o an ne yaşadığımızdan ziyade, kişinin duruma karşı verdiği yanıta bağlı olarak değişiklik gösterir. Yani; aynı olayı yaşayan farklı kişiler, hatta bazen aynı kişi bile farklı zamanlarda farklı tepkiler gösterebilirler. Tanımadığımız birinden gelen cevapsız çağrı, yeni bir işe başlamak, cüzdanı takside unutmak, işyerinde yapılan hatalar gün içinde yaşanabilen mikro stres örnekleridir. Bu olaylara verilen tepkiler değişebilir. Bu nedenle stres söz konusu olduğunda belirli bir olaya karşı belirli tepkiler verilir şeklinde genelleme yapmayız. Çünkü bir olayı algılama biçimi, kişilik özelliği, yaş, cinsiyet, ekonomik faktörler, aile yaşamına bağlı olarak değişkenlik gösterir.

Stresin psikolojik belirtileri

İnsanın tüm dengesini bozan uzun süreli stres, etkisini geniş bir yelpazede sunuyor. Kronik stres altındaki kişilerde cinsel bozukluklar, egzama başta olmak üzere cilt hastalıklarının dönem dönem nüks etmesi, sindirim ve konsantrasyon sorunları, kaygı, depresyon, tansiyon, mide ağrıları, öfke patlamaları ve tartışmaya yatkın olmakla varlığını gösterebilir. Stresin yarattığı duyguları ifade etmedikçe, bedenimiz sinyaller gönderir. Mühim olan bu sinyalleri tanımaktır. Nedeni her ne olursa olsun bedenin psikolojik ve fizyolojik tepkileri açığa çıkar.

Eğlenme ihtiyacının stresle ilişkisi: Eğlenme ihtiyacım bana ne söylüyor?

Eğlenmeye duyulan ihtiyacın arttığı toplumlarda stresin dolaylı etkisini yadsıyamayız. Giderek artan eğlenme ihtiyacımız bir bakalım bize neler söylüyor olabilir? “Stres atma” kavramı günümüzde dilimize pelesenk olan bir kavram. Televizyon karşısında uzun saatler geçirmek, tempolu müzikler dinlemek, spor müsabakaları gibi aktivitelerle stresi bir şekilde “atma” adı altında her yolu deniyoruz. Hedef odaklı, modern günümüz insanının yoğun stres yüküne sahip olduğu da aşikar.

Bana öyle geliyor ki eğlence ihtiyacı da tam olarak buradan doğmaktadır. Rahatlama ihtiyacımızı sık sık tatillerle, zihnimizi uyuşturan aktivitelerle besleyişimiz, belki de stresin literatürde neden modern çağ hastalığı olduğunu açıklıyordur. En çok hangi anlarda eğlenmeye ihtiyaç duyuyoruz? Bu ihtiyaç ne zamandır var? Bu aktiviteler ile stres yaratan duygulardan kaçıyor olabilir miyiz?

Stresin kişilik yapısı ile ilişkisi

Modern yaşam eğilimlerin teşvik ettiği, aceleci yaşam tarzının sürekli tetikte olmamıza yol açtığı bir gerçek. Pek çok işi aynı anda bitirmeye çalışan, rekabetçi, sabırsız ve gelişim odaklı, her dakikayı kendisiyle yarışarak geçiren kişilik yapısına sahip kişiler stresi sırtına daha fazla yüklüyor. İş hayatındaki rekabet ve hırsın strese yol açtığını göz önünde bulundurursak Paul Brown hoş bir betimleme ile bizlere cevap veriyor: “Kazanmanın anahtarı stres altındaki duruşunuzdur.” Brown’un yanıtı stresin bizi değil, bizim stresi yönetmemizin neden önemli olduğunu vurgular niteliktedir. Yüksek düzeydeki stresin performans üzerinde olumsuz etkileri olduğu gerçektir. Peki stresi sağlıklı yollarla yönetebilmek için neler yapabiliriz?

Stresle nasıl mücadele edebiliriz?

Stresi tolere edebilmeyi sağlayacak, daha üretken, dengeli, mutlu bir yaşam sürmeyi kolaylaştıracak teknikleri sıraladım:

  • Yaşadığınız stres yaratan olayın nedenlerini objektif olarak değerlendirin. “Bu durum neden bir problem sizin için?, Yaşadıklarınız sadece sizin açınızdan mı bir problem, yoksa başkaları da bunu böyle değerlendiriyor mu?” Bu sorular stresin kontrol edilebilirliğini anlamanızı sağlayacaktır.
  • “Hayır!” diyebilmeyi pratik haline getirin. Ekstra çalışma saatlerine, yeni görevlere, önceliğiniz olmayan davetlere “Hayır!” diyebilmek, kendinize duyduğunuz saygıyı artıracaktır.
  • İhtiyaçlarınız ve istekleriniz arasındaki ayrıma dikkat edin. İhtiyaç duymadığınız hiçbir şeyi arzuya dönüştürmeyin.
  • Stresle temas halinde olduğunuzu hissettiğiniz anlar en çok kimlerin yanında açığa çıkıyor? Bu kişilerle aranıza mümkün mertebe mesafe koyun.
  • Eğer yapmaya çok da gönüllü olmadığınız bir iş söz konusuysa, günün erken saatlerinde onu bitirmeyi hedefleyin. Böylece günün geri kalanını endişe ve huzursuzluk enerjisi içinde geçirmekten kurtulmuş olursunuz. Ertelemek, stresi daha da arttıracaktır.
  • En önemlisi stresle etkileşime geçtikten sonra tekrar dengeye kavuşabilmenizi sağlayacak yatıştırıcı pratiklerin listesini yapın. Bu liste tamamen size iyi gelecek olan maddeleri içersin. Bu bir yürüyüş yapmak ya da size iyi gelen bir kokuyu solumak olabilir. Özellikle koku beyinde önemli bir bölgeyi uyarır ve stres durumundan çıkarıp daha huzurlu ve daha az gergin hissetmeyi sağlar. Sinir sistemini etkileyen, serotonin üretimini sağlayan kokuları keşfedebilirsiniz. Bunun dışında manzaraya bakmak, sevdiğiniz birine sarılmak, sakinleştirici müzik dinlemek gibi kısa sürede kaynaklanmanızı sağlayacak herhangi bir şey listede yer alabilir.
  • Kendine alan açmak! Eğer çok yoğun bir tempoda çalışıyorsanız güne başlamadan evvel kendinizle baş başa kalabileceğiniz bir zaman dilimi yaratabilirsiniz. Bir saat erken uyanmak, kendinizi önceliklendirerek güne daha motive başlamanızı sağlar.
  • Akışta kalmanızı kolaylaştırmak adına yazmayı deneyin. Duyguları ve düşünceleri kağıda dökmek bir an için onlardan ayrışmayı, olaylara farklı bir yerden bakmayı ve olay üzerindeki odak noktanızı değiştirebilir.
  • Nefes egzersizi! Doğduğumuz andan, öleceğimiz güne kadar bize eşlik eden nefesi doğru şekilde almak ve vermek ruh halimizi resetler. Şifa anlamına gelen nefes, beden ve zihin arasındaki köprü gibidir. Doğru nefes alma tekniklerini öğrenmek zihinsel-bedensel rahatlama ve stresle mücadeleyi kolaylaştırır.
  • Mesleğiniz sedanter bir yaşam sürmenize yol açıyorsa daha sağlıklı bir yaşam için fiziksel aktiviteleri günlük rutininize ekleyin. Hobi niteliği taşıyan spor egzersizleri baskı ve gerginlik hissini azaltacaktır.
  • Stresle savaşmak yerine onun yaşamınızdaki işlevini sorgulayın. Savaşın olduğu her yerde bir mağlup olacaktır. Sizi strese sokan her neyse onu anlamaya çalışın ve aynı cephede yer alın. Yaşadığınız stres faktörünü motive edici, performans geliştirici, daha pozitif bir yerden ele alabilir misiniz? yeniden değerlendirin. Bazen stresi yok etmeye çalışmak yerine kucaklamak yaşadığımız olay içinde anlam bulmayı sağlar.

Strese yol açan olumsuzluklardan uzak bir yaşam pek mümkün olmasa da, onu minimize ettiğimiz, keyifli bir yaşam dilerim. Unutmayın; tedavi edilmeyen stres uzun vadede ruhunuzda derin hasarlar bırakabilir.

İlginizi çekebilir: Ghosting: Romantik ilişkilerde “sırra kadem basma”

Hazal Aslan: Hazal Aslan, İstanbul Bilim Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümünden 2017 yılında mezun olmuştur. Akabinde uzun dönem yurt dışında bulunarak dil eğitimini tamamlamıştır. Türkiye'ye geri dönmesinin ardından çeşitli özel kurumlarda psikolog olarak görev yapmıştır. 2020 yılında İstanbul Aydın Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programına kabul edilmiştir. Yüksek Lisans eğitimi esnasında almış olduğu psikoterapi eğitimleri doğrultusunda süpervizyon eşliğinde danışan görmüştür. ''Doğuma Psikanalitik Bakış'' Projesi ile mezun olmuş ve uzmanlığını tamamlamıştır. Gönülden bağlı olduğu Saadet Öğretmen Çocuk İhmal ve İstismarını Önleme Derneği ile pek çok eğitim kurumunda seminerlerde konuşmacı olarak yer almıştır. UCİM ( Uluslararası Çocuk İhmal ve İstismarı Önleme Derneği ) Eğitim Koordinatörü olarak görev almaktadır. Temel olarak eğitimini alarak yararlandığı yaklaşımlar; Şema Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi, Deneyimsel Oyun Terapisi, Pozitif Psikolojidir. Pek çok farklı modelin eğitim ve süpervizyon sürecinden geçmiştir, eğitim serüveni devam etmektedir. ‘’Her insanın anavatanı çocukluğudur. İns’an, çocukluğunda yaşadığı anları unutsa bile o anların yarattığı hisleri her daim hatırlar. ‘’ ilkesi ile mesleki çalışmalarına özel bir klinikte devam eden Psikolog Hazal Aslan; çocuk, genç yetişkin, yetişkinlerle yüz yüze ve online seans kabulünü gerçekleştirmektedir. Yaşamdan ilham alarak, ins’anın var oluş haline dair fikirlerini yazdığı, Instagram hesabı: psikologhazalaslan

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale