dummy

Stres her zaman kötü değildir: Optimum stres seviyesini bulun

Daha önce hiç, biraz fazla stresli olmanıza rağmen yüksek performans gösterdiğinizi fark ettiniz mi? Örneğin son dakikaya bıraktığınız işleri, bol bol zamanınız olduğundan çok daha hızlı teslim ettiğiniz ya da aynı anda birden çok işi çok daha iyi yönettiğiniz durumlar oldu mu?

dummydummy

Yerkes-Dodson yasasına göre üzerimizdeki baskı ve zihinsel performansımız arasında bir bağlantı var: Bir noktaya kadar artan stres ve baskı altında performansımız da artar.

Hepimiz biliyoruz ki fazla baskı, strese neden olurken, çok stres altında kalmak da hem fiziksel hem de akıl sağlığımızı kötü yönde etkiler. Ancak üzerimizde yeterince baskı olmaması da stres yaratarak benzer sağlık sorunlarını yaşamamıza neden olabilir.

Motivasyonumuzun artması, hatta değerli ya da işe yarar bir şeyler yapıyor olduğumuzu hissetmek için hepimizin biraz baskı altında olmaya ihtiyacı vardır. Eğer bu baskı çok az ise, işe yaramaz, değersiz hissedebiliriz. Konsantre olmamız zorlaşırken, bazen kolumuzu kaldıracak enerjiyi dahi bulamayız. Daha tahammülsüz, münakaşaya açık veya alıngan olabiliriz. Örneğin, değişimin neredeyse hiç olmadığı, tek düze bir işte çalışıyorsak, sıkılmış ve mutsuz hissedebiliriz. Gün içerisinde hissettiğimiz bu sıkıntı, üzerimizde yeterince uyaran olmamasından kaynaklanır. Bu durum ilk başlarda sadece çalışma hayatımızda anlamsız ve işe yaramaz hissetmemize neden olurken, bu his daha sonra tüm hayatımızı kaplar ve diğer konularda da isteksizlik ve performans düşüşü yaşarız.

Tam tersine eğer baskı çok fazla ise bu kez stres nedeniyle konsantre olamaz, bunalmış hisseder, daha alıngan ve hırçın oluruz. Artan anksiyete nedeniyle performansımız dramatik şekilde düşer. Stres seviyesi belirli bir sınırı geçtikten sonra ise en basit işleri bile yapamaz hale geliriz. İşleri yapamadıkça, çalışma saatlerimiz uzar ya da tamamlayamadığımız her aksiyon birikerek üzerimizdeki baskıyı artırır. Bu döngü de bizi içinden çıkılmaz bir stres altında bırakabilir. Bu durum depresyon ve tükenmişlik sendromunun yanı sıra boyun ve sırt ağrısı, migren ve enfeksiyon gibi ciddi hastalıklarla da sonuçlanabilir.

Zihinsel sağlığımızı korumak ve performansımızı yüksek tutmak için optimum stres seviyesini bulmamız gerekir. Yerkes-Dodson grafiğindeki optimum seviye her kişide, kişisel özellikler, özgüven, duygusal dayanım vb. sebeplerle değişiklik gösterse de, konfor alanımızın biraz dışındadır. Optimum stres seviyesindeyken duygu durumumuz daha sabittir. Daha rahat konsantre olurken, uğraştığımız konuyla ya da işlerle daha ilgiliyizdir. Üzerimizdeki sorumluluklara rağmen, gelecekle ilgili çok daha olumlu ve umut dolu hissederiz.

Optimum stres seviyesi zihinsel performansımızı artıran bir seviye olsa da, uzun süreli (kronik) strese maruz kalma sonucu da akıl ve fiziksel sağlığımızın bozulabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, zorlu bir görevi tamamlamak ya da yeni bir şeyi öğrenmek normalden fazla zaman ve enerji gerektirir. Böyle zorlu bir sürecin ardından tekrar benzer görevler üstlenirken vücudumuzu ve zihnimizi yeterince dinlendirmek, kronik stres maruziyetinden kaçınmamıza yardımcı olur.

Yukarıda bahsettiğim belirtileri gözlemleyerek, siz de doğru baskı seviyesini bulabilirsiniz. Eğer çok fazla baskı altındaysanız mutlaka önceliklendirme ve delegasyon yaparak elinizdeki iş yükünü azaltmanız, mükemmeliyetçi tutumdan kaçınmanız gerekir. Eğer üzerinizde çok az baskı varsa da yeni bir şeyler öğrenebileceğiniz ya da ek sorumluluk almanızı sağlayacak aksiyonlar belirleyerek stres seviyenizi ve dolayısıyla zihinsel performansınızı, motivasyonunuzu ve konsantrasyonunuzu artırabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Psikolojik dayanıklılığınızı artırmak için 5 ipucu

Ayşe Nazar Çoban: ODTÜ Kimya Mühendisliği bölümünden 2008 yılında mezun olduğumdan beri petrol sektöründe çalışıyorum. 3 yaşında başladığım spor ise hayatımın merkezinde. Bugün hala aktif olarak antrenman yapıyor ve rüzgarı yakaladığım her an büyük bir tutkuyla uçurtma sörfü (kitesurf) yapıyorum. Öğrenmek, kendimi geliştirmek ve öğrendiklerimi çevremdekilerle paylaşmaktan oldukça keyif alıyorum. Peki, Upwind hikayem nasıl başladı? Çalışmakta olduğum şirketin yetenekli kadınlar programına seçildim ve bu programda bir koç ile çalışma fırsatı bulduğum zaman, bu işi profesyonel olarak yapmaya karar verdim. ICF onaylı koçluk, NLP eğitimlerinin yanı sıra Toronto Üniversitesi ve Yale Üniversitesi Psikoloji bölümünden eğitimler aldım. Şu an kurucusu da olduğum Upwind çatısı altında yaşam, kariyer ve nefes koçluğu desteği veriyorum.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp