Stres fiziksel hastalıkların görülmesini tetikliyor
Stres ve üzüntü kalp krizi, felç, metabolik sendrom gibi birçok hastalığa neden olduğu düşünülmesine rağmen bugüne kadar hiç kanıtlanamamıştı. Houston’da bulunan University of Texas Health Science Center (UTHealth)’ın yaptığı yeni çalışma stres ve üzüntüyle hastalıklar arası ilişkiyi kanıtlar nitelikte gibi gözüküyor.
‘Stres altında olan bir insanda, opioid denilen beyin sinir taşıyıcıları stresin etkisini azaltmak için ortaya çıkıyor.’ diyerek konuya açıklık getiriyor Araştırma Sorumlusu Alan Prossin. Ancak strese karşı açığa çıkan bu sistem düzgün çalışmadığında, bağışıklık sisteminin strese karşı tepkisi değişiyor ve hastalıklara yakalanma riskiniz yükseliyor. Bu da opioid sinir taşıyıcılarının olumsuz etkileri olarak görülüyor.
Aynı araştırma ekibinin yaptığı önceki araştırmalarda inflamatuar sitokin denilen interlökin-18 (IL-18)’in kardiyovasküler hastalıklarla bağlantısını ve bunun depresif insanlarda daha sık görüldüğünü ortaya çıkardılar.
Yeni araştırmayı yürütenler ise, hem Genel Depresif Bozukluk’u rahatsızlığı yaşayan insanları ve sağlık kontrolü için gelen hastaların Pozitron Emisyon Tomografisi verilerini dayanak alarak çalışmalarına başladılar. Başlangıçta, depresyon hastaları, beyinlerinde sağlık kontrolü için gelen hastalardan daha fazla opioid aktivitesi gösterdiler.
Katılımcılara nötr bir şey düşünmeleri istendiğinde her iki gruptada beyindeki opioid aktivitesi düşüş gösterdi. Araştırmaya katılanlara eskiden yaşadığı üzücü deneyimleri düşünmesi istendiğinde ise, beyindeki opioid seviyeleri yükseldi.
‘Bu etkiler büyük depresyon yaşayan kişilerde depresyonda olmayan yani sağlıklı kişilere göre daha fazla göstermesine karşın iki gruptada görüldü’ diyerek yorumluyor Prossin.
Strese bağlı hastalıklar tedavi edilebilir mi?
‘Nötr etkili durumu tetiklemeyle ruh hali düzeltilip, IL 18 seviyesini düşürebilir. Böylece, psikoterapilerde bu ruh halindeki gelişimi depresyon hastaları üzerinde uygulayabilirsek, IL seviyesini normale çekip uzun dönemde strese eşlik eden hastalıkların riskini azaltabiliriz’ diyor Prossin.
Araştırma ekibi bir başka deneyde IL-18 seviyesi ile klasik stres hormonlarından kortizol ve adrenocorticotropic hormonunu karşılaştırdılar. Aralarında bir korelasyon bulamadılar.
Prossin bu duruma şöyle açıklık getiriyor:‘Bu durum stress kaynaklı duygusal değişimlerde yeni bir yol açabilecek olup klasik stres hormonlu tedavilerin stres kaynaklı ruh değişimleri yüzünden depresyon rahatsızlığı yaşayan insanlarda neden etkili olamayabileceğini açıklıyor.’
Kaynak:
psychcentral.com
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Yüksek bilinç seviyesi ne anlama geliyor ve nasıl yakalanabilir?