X

5-4-3-2-1 tekniği: Stres ve kaygıyla baş etmeye yardımcı farkındalık egzersizi

Zaman zaman siz de kendinizi endişe verici düşüncelerle sarılı halde, ne yapacağınızı bilemeyecek kadar tükenmiş ya da stresli hissediyor musunuz? ‘Zaman zaman mı?’ dediğinizi duyar gibiyiz. Stresin modern yaşamın ayrılmaz bir parçası haline geldiği ve çoğumuzun günün büyük bir bölümünü yetişmesi gereken işler, tamamlanması gereken sorumluluklar, iş arkadaşlarıyla yaşanan tartışmalar gibi sebeplerle stres altında geçirdiği kaçınılmaz bir gerçek. Endişe ve stres seviyemizin yüksek olduğu zamanlarda ya da kısa süreli anksiyete ataklarında varlığımızı hissetmek, ruhumuzu ve benliğimizi üzerinde yaşadığımız dünyaya adeta çapalayan bedenimiz aracılığıyla ‘şimdi ve burada’ya gelmek, stresle başa çıkma konusunda öğrenebileceğimiz en etkili başa çıkma stratejilerinden biri. 5-4-3-2-1 tekniği olarak bilinen topraklanma egzersizi de, duyuları kullanarak ana gelmemizi ve varlığımızı hissetmemizi sağlayan beden odaklı bir farkındalık pratiği. 

5-4-3-2-1 isimli bu teknik, zihnimizin kontrolünü geri almamıza yardımcı olurken, stres ve kaygının olumsuz etkilerini en aza indirmenizi sağlıyor. Yöntem, temel olarak dikkatimizi görme, dokunma, işitme, koku ve tat alma duyularımıza getirerek zihnimizi şimdiki ana odaklamayı amaçlıyor. Bu yazımızda 5-4-3-2-1 tekniğinin stres ve kaygı yönetiminde neden ve nasıl işe yaradığının yanı sıra nasıl uygulandığını da sizlerle paylaşacağız. 

5-4-3-2-1 tekniği stres ve kaygıyı neden ve nasıl azaltıyor?

Stres ve endişe organizmanın hayatta kalabilmesi için son derece önemli ve gerekli olan 2 temel duygu. Tehlike durumunda bedendeki kaçma ya da savaşma tepkilerinin (fizyolojik tepkiler) yönetilmesini sağlayan, hormon salınımını düzenleyen ve bu yolla hayatta kalmamızı sağlayan bu iki duygu hepimiz için oldukça tanıdık. Sabahın 3’ünde dünya dışı varlıkların var olup olmadığıyla ilgili kontrol edemediğiniz düşüncelerinizi dizginlemeye çalışırken ya da zaten onlarca projeyi aynı anda yönetmeye çalışırken üstünüze yeni bir sorumluluk daha eklendiğinde… Kaygı ve stres kaynağınız ne olursa olsun bu iki duygunun da durumlardan bağımsız çok önemli bir özelliği bulunuyor: Her ikisi de sizi şimdiki andan uzaklaştırıyor.

Endişe, stres ve kaygı gibi duyguları deneyimlememizin en önemli sebeplerinden biri hiç şüphesiz zihnimizin içinde birbiriyle yarışan düşüncelerimiz. Dünyanın en kapsamlı bilgisayarından yüzlerce kat daha karmaşık bir yapısı olan insan zihnini olası senaryoların, korkunç sonuçların, korkuların ve “ya olursa”ların birbiriyle yarıştığı kocaman bir yarış pisti olarak düşünebilirsiniz. Ancak bu düşünce trafiğinin çok büyük bir çoğunluğu ya geçmişe ya da geleceğe yolculuk yapar, hiçbiri olduğu yerde durmak için bir çabaya ya da motivasyona sahip değildir.

Düşüncelerin sınırı hayal gücünüzün götürebildiği kadar uzak bir gelecek ve hatırlayabildiğiniz kadar uzak bir geçmişken, bedense daima şimdiki zamanda yaşar.  “Ya başarısız olursam ve herkes beni yargılarsa?”, “Çok korkuyorum, asla yapamam.”, “Bunu yapmamalıydım.” gibi endişe verici düşünceler çoğu zaman somut birer tehditmiş gibi algılansa da, aslında teknik olarak beyindeki elektrokimyasal dalgalanmalardan daha fazlası değillerdir. Beynimizde çakan bu nanometrik kıvılcımlar bizi geçmişin ve geleceğin karanlık delhizlerine sürüklerken, şimdiyle yeniden bağlantı kurmanın yolu, sadece tek bir yerde olabilme kapasitesine sahip bedenimizin farkına varmak olacaktır.

Geçmişin değiştirilemez sonuçları ve geleceğin sonsuz olasılıkları içinde kaybolan zihin, bir süre sonra somut gerçeklikten, yani ‘şimdi ve burada’dan uzaklaşarak, ortada gözle görülür herhangi bir neden olmaksızın kendisini endişe ve stres duygularıyla baş başa bulabilir. Psikoterapiden ilaç tedavisine, stres ve kaygıyı yönetmenin onlarca farklı yolu var. Ancak ileri boyutta olmayan, patolojik hale gelmemiş stresi ve kaygıyı yönetmenin en etkili yolu, odağımızı bu duyguların kaynağından, yani geçmiş ve gelecek odaklı ‘olumsuz’ düşüncelerden somut gerçekliğe geri döndürmek olacaktır. 5-4-3-2-1 tekniği de, varlığımızın en somut kanıtı olan bedenimiz aracılığıyla zihnimize içinde bulunduğumuz ana çapalamayı ve bu yolla stres ve kaygı duygularından uzaklaşmayı odağına alan bir farkındalık pratiği

5-4-3-2-1 tekniği nasıl uygulanır?

5-4-3-2-1 tekniği uygulamada oldukça basit ancak etkisi çok hızlı sonuç veren bir pratik. Tıpkı dalgaların arasında oradan oraya sürüklenen bir teknenin yavaş yavaş çapa atması gibi, bu yöntem de sizi yavaş yavaş içinde bulunduğunuz ana geri çeker. Egzersize başlamadan önce ilk olarak, nefesinizin farkında olmak için bir dakikanızı ayırın. Sadece birkaç derin nefes vücudunuzu ana davet ederek her şeyi yavaşlatacaktır. Ardından yavaş yavaş çevrenizin farkına varın ve bulunduğunuz ortama oryante olmaya çalışın.

1. Adım: Görebildiğiniz 5 şeyi tanımlayın

Önünüzde duran halının tüyleri, ortadaki sehpanın ahşap çizgileri, bitkileriniz, tırnaklarınız ya da üzerinizdeki kıyafetin dokusu… Çevrenizde gözünüzle görebildiğiniz her şeye gerçekten ‘bakmak’ ve ‘incelemek’ için zaman ayırın. Renklere, dokulara, şekillere odaklanın. 

2. Adım: Çevrenizdeki 4 farklı yüzeyi hissedin

Şimdi sıra dokunma duyunuzu aktive etmekte. Üzerinde oturduğunuz koltuğun sert kumaşına, arkanızdaki peluş yastığın yumuşak tüylerine, teninize, saçlarınıza, burnunuza ya da kıyafetlerinize dokunun. Dokunmayı seçtiğiniz şeylerin üzerinde ellerinizi gezdirerek, bazen de yanağınızla ya da ayaklarınızla dokunarak duyumsamalarınız arasındaki farklılıklara odaklanın. Yerçekiminin ve altınızdaki zeminin yarattığı destek hissinin farkına varın.

3. Adım: Duyabildiğiniz 3 sese odaklanın

İnşaat sesi, kuş sesi, çamaşır makinesi sesi ya da su sesi… Kaynağını düşünmeksizin, yargılamadan sadece etraftaki sesleri duymaya çalışın. Belki trafik, belki yan daireden gelen çocuk sesi, belki de iki ses arasındaki sessizlik anı… Duyabildiğiniz seslerin nasıl alçalıp yükseldiğine odaklanın.

4. Adım: Burnunuza gelen 2 kokuyu duyumsayın

İlk başta hiçbir şeyin kokusunu alamıyorsanız, etrafınızdaki havanın veya kendi cildinizin kokusunu hissetmeye çalışın. Kıyafetlerinizi, buzdolabındaki meyveleri, pencereyi açtığınızda eve dolan taze havayı koklayabilirsiniz.

5. Adım: Tadını aldığınız 1 şeyi fark edin

Sabah içtiğiniz kahvenin ağzınızda bıraktığı tadı, ağzınızda şu an tatlı, ekşi, tuzlu ya da acı tatlardan hangisinin daha baskın olduğunu inceleyin. Dilinizi ağzınızda gezdirerek, yutkunarak ve nefes alarak ağzınızdaki tat değişimlerini fark edin.

Her bir adımda dilediğiniz kadar zaman geçirebilir, tüm pratiği ihtiyaç duyduğunuz her an ve her ortamda kolaylıkla uygulayabilirsiniz. 

Boston Üniversitesi’nde stres ve kaygı üzerine çalışmalar sürdüren klinik psikolog Ellen Hendriksen, “duyularımızı fark etmek ve bunlara odaklanmak, dikkatimizi ana getirme konusunda büyük katkı sağlıyor ve zihnimizi bulandıran düşünceleri dağıtmaya yardım ediyor” diyor. Mayo Clinic de, kaygı ve stres duygularını minimize etmek için bu tarz farkındalık egzersizlerinin oldukça işe yaradığını belirtiyor. Etrafınızı saran şeylere odaklanarak dikkati bulunduğunuz ana getirmenin sağlıksız düşünme kalıplarını dönüştürerek, zihninizi sizde anksiyeteye neden olan durumlardan çıkaracağı vurgulanıyor. Duyumsamalara odaklanan bu tekniğin temelleri mindfulness pratiklerine dayanıyor ve yalnızca kaygı ve stres belirtileri için değil, depresyon gibi duygudurum bozukluklarının tamamında işe yarayabiliyor.

Bu yüzden kendinizi endişeli ve stresli hissettiğiniz zamanlarda gördüğünüz, işittiğiniz, tattığınız, kokladığınız ve hissettiğiniz şeylere yoğunlaşarak o an için sizi rahatsız eden ve yalnızca zihninizin içinde yer alan güvensizliklerinizden sıyrılmak için 5-4-3-2-1 tekniğini deneyebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Stresi azaltmaya yarayan 5 farklı nefes tekniği

Kaynaklar: The Independent, BHG

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale