“Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Çünkü bilgi sınırlıyken hayal gücü tüm dünyayı kapsar…”
Albert Einstein
Söz uçar demişler, yazı kalır. Yazmak, kağıda dökmek, kelimeler ile buluşturmak… Bugün bu yazımda 2019’a koşa koşa kavuşmak istediğimiz bugünlerde sizlerle kağıda dökmeyi, dilemeyi ve isteme sanatını daha yakından değerlendirelim istiyorum (isteme sanatını istemek ayrı bir ifade!)… Şimdi neden “yazın” derler, neden yazılı kalsın, neden söz uçar da yazı kalır? Örneğin yıllar öncesinden bir mağara duvarına girdiğimizde bile insanların bir şeyleri yazdığını, yazamıyorsa resmettiğini görürüz. Neden? Arada ne ilişki vardır? Neden yazı bu kadar önemlidir bizler için?
Ben o yazı severlerdenim sizler gibi. Fakat bu yazımın oluşmasına neden olan ve aslında 2018’de kendimce yaşadığım tecrübeye geçmeden önce, biraz daha yakından bakalım istiyorum. Bir kelime yazdığımızda orada yazan sadece harfler değildir; duygumuzdur. Evet, duygu koyarız kağıda. Tartımda hafif gelebilir ama “enerji” olarak bakabildiğimizde yanan ateş gibidir, o ışıl ışıl havaya atılan fişekler gibidir.
“Ben birinci olacağım” yazdığınızda bu cümle evrenin her yanına moleküller gönderir. Artık yazıya geçmiştir, adeta bir enerji topu gibi büyür. Ve siz bunu gözünüzün önünde tuttuğunuzda, her an içinizde büyüttüğünüzde bir yazıdan çok daha fazlası olur; gerçek olur… Gerçek olması için evrendeki tüm akış ona yol açar, o cümle hayata gerçekten geçinceye kadar.
Tüm yaşanmışlıkları bir yana bırakarak yazmak, daha önce belki geçirdiğimiz rahatsızlıkları, belki unuttuğumuz kalp kırıklıklarını, belki aldatılmayı, belki yalnız kalmayı, belki tek başımıza ayakta durabilmeyi… Tüm bunlardan gelen yükleri bir yana bırakarak yazabilmek, isteyebilmek… Arınmış bir şekilde dileyebilmek!
Hayatımda bu yıl ilk defa Hıdırellez zamanında bir şey yaptım (ve bunu daha önce kimseye anlatmadım!), o zaman bu yılın en özel yazısı gelsin…
Evet, bildiğimiz üzere küçük bir kağıt aldım, kağıdın üzerine yanımda elimi tutmasını istediğim adamı çizdim. (Fakat o gün bunu yaparken aslında hiçbir endişem yoktu, nasıl bir bilinçse bana geleceğini çok ama çok iyi biliyordum!) Üzerine Paris yazdım ve yanımızda bir ev çizdim! Bunu gerçekleştirdiğimde Mayıs ayındaydık ve bu çizimimin yanına birkaç şey daha yazarak katladım. Sonra bu ufacık kağıdı hemen apartmanın girişinde bulunan bir toprak bölüme (gül bulamadığım için!) gömdüm. Arada onunla ilgili başka yazdıklarım da oldu. Ve yazdıkça daha da gerçek oldu! Ta ki ben o adamla tanışıncaya ve bu yıl bitmeden Paris’te evleninceye kadar.
Yazı kalır, evet inanın… İnançla yazılan, gerçek olsun diye kalbimizi koyduğumuz yazı kalır… Benim gömdüğüm kağıt sonra ne mi oldu? Hiç bakmadım, belki on yıllar sonra bir kişi o küçücük toprak bölümü kazdığında ona ulaşacak. Yapılmış resmi ve yanına iliştirilmiş kelimeleri görecek. Onlar kalacak.
Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız, 2019 için farklı bir şey yapın. Yazın ve kalsın. Ne istiyorsanız! Küçümsemeden, garipsemeden, kendinizle alay etmeden, ne kadar büyük veya küçük olursa önemli değil, yazın!
Yeni bir ev isteyebilirsiniz, yeni bir araba, yeni bir arkadaş, farklı bir kıtayı ziyaret etmek, başka bir iş kolu kurmak… Ne istiyorsanız bunu tertemiz bir kalple dileyin ve yazın. Çünkü yazı akıştır, adeta attığınız bir ok gibi o istediğinize gönderdiğiniz, bugünden onun size gelmesini kabul ettiğinizin oraya ulaştığı bir mesajdır. Eski zamanlarda güvercinlerin ayağına bağladıkları kelimeler gibi, yazdığınız bugünden o “isteğinize” olan en içten kucaklamanızdır…
2019’da kendiniz için, dünya için, sevdikleriniz için, her ne dilediyseniz, gerçek olması dileklerimle…
İlginizi çekebilir: 2018’e veda: Geride bıraktığımız yıla teşekkür ederek 2019’u karşılamak