Yalanlar, hayatımızın bir parçası. Öyle ki, bir araştırmaya göre yabancılar birbirleriyle tanışmanın ilk 10 dakikasında ortalama 3 yalan söylüyor! Biz söylediğimiz yalanların beyaz yalanlar olduğuna; birini üzmemek, netameli bir durumu olduğundan kötü hale getirmemek için yalan söylediğimize inanıyor olabiliriz. Yani kendi söylediğimiz yalanları savunabiliriz, ama ya başkalarınınkini? Liespotting (Yalanları Yakalamak) kitabının yazarı Pamela Meyer, söylenen yalanları yakalayabilenlerin bunu bilimsel bilgilere dayanarak yaptığını ve bu yeteneği, doğruya ulaşmakta kullandıklarını söylüyor. Meyer’in söylediklerinden de yararlanarak, bize yalan söylenip söylenmediği hakkında ipucu verecek, dikkat etmemiz gereken 6 noktayı listeledik:
Vücut dili
Elbette ilk iş, iletişimin büyük bölümünü oluşturan vücut diline dikkat etmek. Freud, “Hiçbir ölümlünün sır saklaması mümkün değildir; ağzı kapalı olsa bile parmak uçlarıyla konuşur” demiştir. Yalan söyleyenler genelde ellerini ceplerine sokmak, arkalarına saklamak ya da el ve parmaklarını normalden çok oynatmak gibi alışkanlıklara sahiptirler. İçten gelen bir dürtüyle daha kambur durur, adeta dikkat çekmemeye çalışırlar. Ayrıca daha çok terleme eğilimi gösterirler.
Mimikler
Dudak ısırma, hızlı hızlı göz kırpıştırma, burun deliklerinin şişmesi ya da yüzde hafif bir pembeleşme, yalan belirtisi olabilir. Tüm bunlar, konuşmanın olağan akışından farklı durumlar olduğunu, beynin normalden çok çalıştığını gösteren işaretlerdir. Yalan söyleyen fakat bundan memnun olmayan biri, ağzını ve/veya gözlerini kapatma dürtüsü de hissedebilir.
Ses tonu ve cümle yapısı
Kişinin normalde kullandığı ses tonu anlık değişimler gösterdiğinde, daha yüksek ya da düşük perdeden, yavaş ya da hızlı konuştuğunda da beynin normalden hızlı çalıştığı düşünülebilir. Yalan söyleyen kişiler genelde ne kadar çok ve detaylı konuşurlarsa o kadar inandırıcı olacaklarını zannederler; oysa durum bunun tam tersidir. Gereksiz detaylarda boğulmak, tam bir amatör yalancı davranışıdır. Gereksizcesine resmi sözcüklerle konuşmak da öyle.
Kullanılan sözcükler
Bir yalancı, ben / bana / benim gibi sözcükler kullanmaktan genelde kaçınır. Zaman zaman, kendilerini söyledikleri yalandan uzaklaştırmak için, kendilerinden üçüncü tekil kişi gibi bahsettikleri de olur, “bir kız bu durumda ne yapar sonuçta” gibi. Örneğin, politikacı konuşmalarında kendilerinden ad-soyad ile bahsetmenin oldukça yaygın olduğu görülebilir.
Hızlı yanıtlar
Birine sorduğunuz soruya karşı normalden hızlı bir yanıt alıyorsanız, o yanıtın daha önceden hazırlanmış ve prova edilmiş olması çok olasıdır. Hafta sonu neler yaptığını sorduğunuz bir kişinin yanıtını düşünmesi birkaç saniye alacakken, bir yalancı durur mu, yapıştırıverir cevabı!
Yeminler
Bir kişinin sürekli olarak “valla, yeminle, doğruyu söylemek gerekirse” gibi sözler kullanması da anlattıklarının gerçek olduğuna karşısındakini inandırmak için çeşitli dayanaklara ihtiyaç duyduğunu gösterebilir. Dürüst insanların ise genelde buna ihtiyacı olmaz.
Pamela Meyer’in TEDx konuşmasının tamamını altyazılı olarak buradan izleyebilirsiniz:
İlginizi çekebilir: Karşımızdakinin yalan söylediğini anlamanın 8 yolu
Kaynaklar: