X

Sosyal medyayla paralel olarak giderek yalnızlaşıyor muyuz?

Bir magazin figürü var. Seneler evvel evlilik programıyla ünlendi ve seneler sonra tekrar bir evlilik programına katılmasıyla ününe devam etti.

Okudum ki sosyal medyada bir paylaşımda bulunmuş şu sözlerle:

Birazdan cesaret toplayınca canlı yayın açıyorum herkes izlesin. Sürprizler var, son sözler güzeldir.” Ardından canlı yayın açmış ve ağlayarak hakkını kimseye helal etmediğini, herkesten özür dilediğini ve artık dayanamadığını söylüyor ki ben sosyal medyada yayılması üzerine o anları izledim bizzat. Hemen sonraki haber ise ambulansla hastaneye kaldırıldığı.

İnsanlar o kadar yalnız ki! Öyle sevilmeye, önemsenmeye, ilgiye, anlayışa muhtaç ki… Canlı yayında paylaşıyor intiharını!

En azından birileri onu oradan duyar belki diye. Ne kadar büyük çaresizlik, ne kadar büyük yalnızlık.

Burada hepimizin kendi adına oturup düşüneceği çok şey var.

Her geçen gün artan teknolojiyle paralel şekilde artan asosyal insanlar. Hayatı ekrandan yaşayarak gerçek hayata adapte olamayanlar. Sosyal medyada hayalindeki kişiliği yaşamaya çalışıp gerçek hayatta kendisini hiç sevmeyenler. Sosyal medyada güzel, iyi olduğuna inandırılan kalıplara girdiğini ve bununla çok mutlu olduğunu gösterip gerçek hayatta kendini olduğu gibi kabul edemeyenler…

Sanal dünyanın sınırsız korkunçluğu say say bitmez fakat iş intihar etmeyi düşünürken canlı yayın açmaya kadar gelmiş. Düşünsenize intiharı düşünecek kadar çaresiz hissediyorsun hayatta, zorlanıyorsun, mutsuzsun, hiç motivasyonun yok, sevgiye, ilgiye açlığın en tepe noktada ve yanında kimsen yok paylaşabileceğin, omzunda ağlayabileceğin, oturup dinleyebileceğin…

Giderek ne kadar yalnızlaştığımızı; gerçek hayattan, yaşamdan koptuğumuzu; sanal dünyada yarattığımız kimliklerden sonra nasıl gerçek kendimizle baş edemediğimizin farkında mısınız? Tehlikenin boyutlarını görüyor musunuz?

Korktum ben. Farkında olmadan uyuşturucu gibi benliğimize sızıyor bu akıllı telefonlar.

Ve şimdi bu yazıyı okuyorsanız telefonunuzdan sırf sıkıntıdan, boşluk hissinden kaçmak için yüklediğiniz tüm oyunları, siteleri, uygulamaları silmeye ne dersiniz? Kendiniz için. Sıkıntıdan patlayın ama kendinize ve kafanızı kaldırıp etrafınıza bakın en azından.

Bu arada yeni haber: Avrupa eski telefonlara dönmeye başlamış. İnternetsiz, akıllı telefon olmayan sade telefonlar revaçtaymış. Ben de “Ne zaman eskiye dönüş yapacağız acaba?” diyordum. Uzun zamandır mutlu olduğum haberlerin başında geliyor şu an. En kısa sürede kendimize, dünyamıza dönmemiz dileğiyle… Çünkü bence “insan” olmayı özledik giderek robotlaşan dünyada.

Ve son olarak da bahsettiğim beyefendiye acil şifalar dilerim.

Her şeyin yoluna girmesi, kendimize doğru gitmesi dileğiyle…

 

İlginizi çekebilir: Olmasını istediğiniz ama gerçekleşmeyen olayların sorumlusu kendiniz olabilir misiniz?

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com
İlgili Makale