X

Sosyal medya yanılgısı: Özendiğiniz hayatlar, özenilecek hayatlar mı gerçekten?

Geçen haftalarda sarılmak ile ilgili bir yazı paylaşmıştım sizlerle. Sarılmanın sadece fiziksel olmadığını, güzel sözler ve duygularımız ile olabileceğini de yazmıştım. 30 küsür yıldır hayatımda olan iki dostum ile aramızda kilometreler olmasına rağmen sıklıkla, uzaktan da olsa sarılıyoruz birbirimize. Gerek görüntülü konuşmalarımızla, gerekse mesajlaşmalarımızla…

Bu iki boncuğumla ne zaman konuşsam hep bir şeyler öğreniyorum, kendimi yeni yolculuklarda buluyorum. Eminim onlar da aynı benim gibi düşünüyordur. Hepimiz birbirimize çok şey kattık çünkü. O kadar yıl, kolay değil tabi…

Geçen hafta yine her zamanki gibi fikirlerimizi, düşüncelerimizi birbirimize aktardığımız bir görüntülü konuşmamızda, değindiğimiz konulardan biri adeta bir ampül gibi belirdi zihnimde. Kızlara da o an söyledim bu hafta için yazım kesinlikle bu olmalı diye!

Öncelikle bana bu fikri verdikleri için ikisine de kucak dolusu sevgi gönderiyorum ve hemen yazıma başlıyorum. Sosyal medyanın hayatımızın bir parçası olduğu zaten aşikar. Gördüğümüz onca hesap öyle özendiriyor ki bizleri, sanıyoruz hayat yalnızca ekranda gördüğümüz o anlardan ibaret. Ama hiç düşünmüyoruz perdenin arkasını…

Mesela bütün gün telefonun önünde paylaşım yapan ve markalardan reklam almak adına eline geçen her ürünün linkini paylaşan bir Instagrammer olmak ister miydiniz? Ben istemezdim doğrusu.

Ya da bütün dünyayı gezdikten sonra, her ne kadar mükemmel olsa da kulübe kadar bir evde yaşamayı tercih eden bireyleri düşündünüz mü hiç? Muhteşem döşedikleri evlerinin belki sizlerin mutfağından, hadi abartmayalım ama muhtemelen salonundan küçük olduğunu fark edince hala özeniyor musunuz o hayata? Şahsen ben her ne kadar doğanın içinde küçük bir evde yaşamayı tercih etsem de, o kadar küçüğünde yaşayabilir miydim, emin değilim doğrusu.

Bir düşünün şimdi, birçoğumuz sırt çantasını alıp dünyayı dolaşanlara özendi yıllarca. Benim de bunu yapan arkadaşlarım olmuştu. Bence büyük başarı. Peki siz yapabilir miydiniz? Siz bunu başarabilir miydiniz? Ya da şöyle sorayım sorumu, bunu başarmayı gerçekten ister miydiniz?

Elbette o hayatı yaşamak bizlere öğrettikleri açısından büyük bir deneyim olurdu. Ancak bu yazımı okuyan birçoğunun da öyle bir hayatı istemeyecek olduğunu düşünüyorum. E o zaman bunu başaran insanlara özenmek niye?

Peki hiç düşündünüz mü tarihe damga vuran sanatçıların yaşadıkları zorlukları? Hepimiz onların hayatına özeniyoruz, öyle değil mi? Yıllar önce, Madonna’nın günde 8 saat spor yaptığını okumuştum bir yerde. Son zamanlarda sıklıkla yaşadığım Mandela Etkisi olabilir aslında bu hatırladığım. Ancak öyleyse bile, tüm sanatçıların sırf formlarını korumak adına veya performanslarını iyi sergileyebilmek için her gün saatlerce çalıştığını hepimiz biliyoruz sanırım. O zaman şimdi söyleyin, hala onların hayatlarına özeniyor musunuz? Gerçekten keyif aldığınız birçok şeyi, yoğun çalışma temposundan vakit bulamayacağınız için ertelemek ister miydiniz?

Onların hayatlarına sahip olduğumuz takdirde tabii ki hobilerimiz yeniden şekillenecektir. Yine de bu hoşunuza gider miydi sorarım sizlere? O yoğunluğa razı mısınız siz? Eğer öyleyse hiç durmayın ve hiçbir şey için geç olmadığını hatırlatın kendinize. Ve hayallerinize ulaşmak için bir an önce adım atın.

Anlatmak istediğim tam da şu aslında; istemediğimiz hayatlara özeniyoruz hepimiz. Başkalarının hayatlarına özeniyoruz da, iş uygulamaya gelince…

Bunun en büyük sebebi ne yazık ki sosyal medya. Eğer bunu artık yaşamak istemiyorsanız, inanın bundan kurtulmanın yolları var.

Benim 3 küçük önerim var bunu başarabilmeniz için.

  1. Birincisi, sosyal medyada mümkün olduğunca size hayat ile ilgili yeni bilgiler öğreten, enerjinizi ve modunuzu yükselten, en önemlisi içten bulduğunuz hesapları takip etmeniz. Böylece başkalarına özenmek yerine, onlardan öğrenmeniz mümkün olacaktır. Benim en büyük sırrım bu açıkçası.
  2. İkincisi, yukarıda yazdıklarımı aklınıza bolca getirin, ve unutmayın ki yalnızca sizler değil, hepimiz “İstemediğimiz hayatlara özeniyoruz.
  3. Ve son önerim, eğer hiçbir şekilde bunu başaramıyorsanız ve sosyal medyada takip ettiğiniz hesapların sahiplerinin hayatlarına özenmekten kendinizi alamıyorsanız, o zaman acilen bir sosyal medya detoksu derim. Bir süreliğine sosyal medya hesaplarınızı kapatabilir veya sosyal medyadan mümkün olduğunca uzak kalabilirsiniz.

Dilerim başkalarının hayatlarına özenmek yerine, kendi hayatlarınızı sevebileceğiniz günleriniz olur. Sevgiyle kalın.

İlginizi çekebilir: Mutsuz anlarda modunuzu yükseltecek 6 öneri

Gizem Okut: 1986 yılında İstanbul'da doğdum ve Kıbrıslı'yım. 2010 yılında DAÜ'de Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra Londra'da moda yazarlığı da dahil olmak üzere moda ile ilgili kurslara katıldım. Bir buçuk senelik bir Londra macerasının ardından tatil için gittiğim İstanbul'da ailemle kalmaya karar verdim ve İstanbul'da çeşitli firmalarda Stil Editörlüğü, Sosyal Medya Yönetimi, Müşteri İlişkileri gibi farklı pozisyonlarda çalıştım. 2016'da Kıbrıs'a geri dönmem ile birlikte üniversite yıllarımda staj yaptığım ve ülkenin en eski otellerinden olan Dome Hotel'de Misafir İlişkileri ve Sosyal Medya Yönetimi pozisyonlarında 2 yıl çalıştım. Daha sonra turizm sektörüne ait olmadığıma karar vererek ani bir kararla birbirinden tamamen farklı sektörlerde, birbirinden farklı işlerde çalıştım ve çalışmaya da devam ediyorum. Yazı yazmak, kitap okumak, müzik dinlemek, plajda vakit geçirmek gibi vazgeçemeyeceğim hobilerimin yanı sıra, seramik objeler yaratmak, bahçe ile uğraşmak, farklı tarifler denemek gibi hobilerim de mevcut. Şu hayattan istediğim üç şey; sağlık, barış, huzur.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale