X

Sosyal evrenin bir kuralı olan reddedilme korkusu nedir?

Hepimiz gün içinde küçük veya büyük çapta reddedilmeler yaşıyoruz. Tabii bizi seven herkesi sevemeyeceğimiz veya üyesi olduğumuz tüm gruplarla eğlenemeyeceğimiz için biz de başkalarını reddetmiş oluyoruz. Bu aslında sosyal evrenin bir kuralı. Başkalarını reddettiğimizde bunun nedenlerini açıklayabiliyoruz ancak kendimiz reddedildiğimizde bu durumu kişiselleştirme eğilimine giriyoruz. Hatta bazen küslüklere bile neden olabiliyor.

İnsanların gün içinde ruh halinin olumsuzlaşmasının nedenlerine baktığınızda, reddedilmenin en temel neden olduğunu görebilirsiniz. Duke Üniversitesi’nden psikolog Mark Leary “Olumsuz olayların büyük bir çoğunluğu, başkalarının ilişkilere sizin kadar değer vermediğini düşünmenizden kaynaklanır” diyor. Bu düşünce şekli, acı veren başka düşünceleri de beraberinde getirir: “İş arkadaşım neden görüşmelerle beni saf dışı bırakmaya çalışıyor, eşim benimle ilgilenmek yerine televizyon seyrediyor” bu düşüncelere örnek gösterilebilir.

Gençler, içinde bulundukları grubun daimi üyesi olmak için çalışmak yerine ışıkları üzerine çekmek için yarışır hale geliyor.

Bu duygular aslında hepimizin DNA’sında var. İletişim kurmayı başaramayınca arkasından kesin hayal kırıklığı da geliyor. Sevdiğiniz biri tarafından reddedilmek ise hayattaki en stresli durumlardan birini oluşturuyor. Öyle ki bazen en önemsiz gibi görülen ret yanıtları bile insanın duygularını bulanıklaştırıp, kendisine duyduğu özsaygıyı zedeleyebilir. Aslında özsaygı, insanın kendi içinde yer alan bağımsız bir barometre. Yani kötü bir hisse kapıldığınızda, kendinize karşı da kötü hissetmeniz çok muhtemel.

Hassasiyetin artışı

Günümüzde genel olarak aşırı hassasiyette bir artış yaşanıyor. Bunun birçok nedeni olmakla birlikte en çok öne çıkan neden, tüm yaş gruplarında kendisini gösteren majör depresyon vakaları. Dahası, özellikle anne-babaların ve eğitimcilerin çocuklara karşı aşırı korumacı veya aşırı övgü dolu yaklaşımları da hassasiyetin artmasına neden oluyor. Uzmanlar, bu aşırı övgü durumunun hiç yoksa bile çocuklarda güvensizlik hissine neden olduğuna dikkat çekiyor. İnsanların dürüst davranmadığı düşüncesine ve “Acaba beni gerçekten seviyorlar mı” sorgulamalarına davetiye çıkarıyor.

New York’lu psikolog Robert Leahy, bunun üzerine bir de performansa dayalı günümüz kültürünün yarattığı baskıların eklendiğini söylüyor. Gençler, içinde bulundukları grubun daimi üyesi olmak için çalışmak yerine ışıkları üzerine çekmek için yarışır hale geliyor. Bu da onları, başkalarının değerlendirmeleri konusunda daha endişeli yapıyor.

Ancak Leary’ye göre reddedilme konusunda hassas olmamızın asıl nedeni, toplumların artık daha ayrışmış, mobil, sayı ve güç bakımından zayıflamış olması. Leary bunu “200 yıl önce insanlar ufak bir çevrede yaşıyorlar ve aynı kasabada geçirdikleri bu hayattan keyif alıyorlardı. Bugün ise kendimizi diğer sosyal ağlara entegre etme ihtiyacı duyuyoruz. Tanıştığımız yeni yabancılar, her seferinde reddedilme riskini de artıyor” şeklinde açıklıyor.

Anne-babaların ve eğitimcilerin çocuklara karşı aşırı korumacı veya aşırı övgü dolu yaklaşımları da hassasiyetin artmasına neden oluyor.

Reddedilmeye karşı hassasiyet geliştirmenin tek bir yolu yok. Klinik uzmanlar ve araştırmacılar duygusal ve fiziksel açıdan istismarcı, eleştiren ebeveynlerin çocuklarının yüksek hassasiyet geliştirdiklerini söylüyor. Fakirlik içinde veya savaş bölgesinde büyüyen çocuklarda da benzer güvenlik endişeleri kendini gösteriyor. Öte yandan reddedilmeye karşı hassasiyet geliştirmenin temelinde, bir çocuğun kendi anne-babasıyla ilişkisi ciddi bir öneme sahip. Çocuğun kendi içinde strese karşı geliştirdiği tepki de bir başka faktör. Genetik yapı veya prematüre doğum da sinir sistemi üzerinde belirleyici olduğu için bir çocuğun reddedilmeye karşı aşırı hassasiyet geliştirmesine neden olabiliyor.

Depresyon-reddedilme ilişkisi

Bu aslında yumurta-tavuk ilişkisine benziyor. Depresif insanlar, reddedilmeye karşı daha hassas oluyor. Reddedilmeye karşı hassasiyet ise atipik depresyonun belirtilerinden biri olarak görülüyor. Depresyonun mu reddedilme hassasiyetinin mi daha önce kendini gösterdiğini söylemek ise oldukça zor.

Kaynak:
Psychology Today

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Reddedilmek hakkında 10 şaşırtıcı gerçek

İnsan psikolojisinde “baskı kurma” süreci ve etkileri

İlham veren 5 başarısızlık hikayesi

Dışlanma duygusunun acısı: Bir başkasını kırdığımızda sorumluluktan kaçıyoruz

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale