Sosyal evrenin bir kuralı olan reddedilme korkusu nedir?

Hepimiz gün içinde küçük veya büyük çapta reddedilmeler yaşıyoruz. Tabii bizi seven herkesi sevemeyeceğimiz veya üyesi olduğumuz tüm gruplarla eğlenemeyeceğimiz için biz de başkalarını reddetmiş oluyoruz. Bu aslında sosyal evrenin bir kuralı. Başkalarını reddettiğimizde bunun nedenlerini açıklayabiliyoruz ancak kendimiz reddedildiğimizde bu durumu kişiselleştirme eğilimine giriyoruz. Hatta bazen küslüklere bile neden olabiliyor.

İnsanların gün içinde ruh halinin olumsuzlaşmasının nedenlerine baktığınızda, reddedilmenin en temel neden olduğunu görebilirsiniz. Duke Üniversitesi’nden psikolog Mark Leary “Olumsuz olayların büyük bir çoğunluğu, başkalarının ilişkilere sizin kadar değer vermediğini düşünmenizden kaynaklanır” diyor. Bu düşünce şekli, acı veren başka düşünceleri de beraberinde getirir: “İş arkadaşım neden görüşmelerle beni saf dışı bırakmaya çalışıyor, eşim benimle ilgilenmek yerine televizyon seyrediyor” bu düşüncelere örnek gösterilebilir.

Sosyal evrenin bir kuralı olan reddedilme korkusu nedir?
Gençler, içinde bulundukları grubun daimi üyesi olmak için çalışmak yerine ışıkları üzerine çekmek için yarışır hale geliyor.

Bu duygular aslında hepimizin DNA’sında var. İletişim kurmayı başaramayınca arkasından kesin hayal kırıklığı da geliyor. Sevdiğiniz biri tarafından reddedilmek ise hayattaki en stresli durumlardan birini oluşturuyor. Öyle ki bazen en önemsiz gibi görülen ret yanıtları bile insanın duygularını bulanıklaştırıp, kendisine duyduğu özsaygıyı zedeleyebilir. Aslında özsaygı, insanın kendi içinde yer alan bağımsız bir barometre. Yani kötü bir hisse kapıldığınızda, kendinize karşı da kötü hissetmeniz çok muhtemel.

Hassasiyetin artışı

Günümüzde genel olarak aşırı hassasiyette bir artış yaşanıyor. Bunun birçok nedeni olmakla birlikte en çok öne çıkan neden, tüm yaş gruplarında kendisini gösteren majör depresyon vakaları. Dahası, özellikle anne-babaların ve eğitimcilerin çocuklara karşı aşırı korumacı veya aşırı övgü dolu yaklaşımları da hassasiyetin artmasına neden oluyor. Uzmanlar, bu aşırı övgü durumunun hiç yoksa bile çocuklarda güvensizlik hissine neden olduğuna dikkat çekiyor. İnsanların dürüst davranmadığı düşüncesine ve “Acaba beni gerçekten seviyorlar mı” sorgulamalarına davetiye çıkarıyor.

New York’lu psikolog Robert Leahy, bunun üzerine bir de performansa dayalı günümüz kültürünün yarattığı baskıların eklendiğini söylüyor. Gençler, içinde bulundukları grubun daimi üyesi olmak için çalışmak yerine ışıkları üzerine çekmek için yarışır hale geliyor. Bu da onları, başkalarının değerlendirmeleri konusunda daha endişeli yapıyor.

Ancak Leary’ye göre reddedilme konusunda hassas olmamızın asıl nedeni, toplumların artık daha ayrışmış, mobil, sayı ve güç bakımından zayıflamış olması. Leary bunu “200 yıl önce insanlar ufak bir çevrede yaşıyorlar ve aynı kasabada geçirdikleri bu hayattan keyif alıyorlardı. Bugün ise kendimizi diğer sosyal ağlara entegre etme ihtiyacı duyuyoruz. Tanıştığımız yeni yabancılar, her seferinde reddedilme riskini de artıyor” şeklinde açıklıyor.

Sosyal evrenin bir kuralı olan reddedilme korkusu nedir?
Anne-babaların ve eğitimcilerin çocuklara karşı aşırı korumacı veya aşırı övgü dolu yaklaşımları da hassasiyetin artmasına neden oluyor.

Reddedilmeye karşı hassasiyet geliştirmenin tek bir yolu yok. Klinik uzmanlar ve araştırmacılar duygusal ve fiziksel açıdan istismarcı, eleştiren ebeveynlerin çocuklarının yüksek hassasiyet geliştirdiklerini söylüyor. Fakirlik içinde veya savaş bölgesinde büyüyen çocuklarda da benzer güvenlik endişeleri kendini gösteriyor. Öte yandan reddedilmeye karşı hassasiyet geliştirmenin temelinde, bir çocuğun kendi anne-babasıyla ilişkisi ciddi bir öneme sahip. Çocuğun kendi içinde strese karşı geliştirdiği tepki de bir başka faktör. Genetik yapı veya prematüre doğum da sinir sistemi üzerinde belirleyici olduğu için bir çocuğun reddedilmeye karşı aşırı hassasiyet geliştirmesine neden olabiliyor.

Depresyon-reddedilme ilişkisi

Bu aslında yumurta-tavuk ilişkisine benziyor. Depresif insanlar, reddedilmeye karşı daha hassas oluyor. Reddedilmeye karşı hassasiyet ise atipik depresyonun belirtilerinden biri olarak görülüyor. Depresyonun mu reddedilme hassasiyetinin mi daha önce kendini gösterdiğini söylemek ise oldukça zor.

Kaynak:
Psychology Today

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Reddedilmek hakkında 10 şaşırtıcı gerçek

İnsan psikolojisinde “baskı kurma” süreci ve etkileri

İlham veren 5 başarısızlık hikayesi

Dışlanma duygusunun acısı: Bir başkasını kırdığımızda sorumluluktan kaçıyoruz

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!