X

Sosyal becerilerinizi geliştirin: Utangaçlıkla başa çıkmanın yolları

Utangaçlık, çocukluk döneminde yaşanmış travmalardan, ebeveynlerin tutumlarından, çeşitli psikolojik durumlardan, mükemmeliyetçilikten, ilgi eksikliğinden ve zorbalıktan dolayı ortaya çıkabilen bir duygu olarak biliniyor. Neredeyse herkesin deneyimlemiş olduğu bu duygu, bazı zamanlarda ortaya çıkarak insanların sosyalleşmesine engel olabiliyor. Ayrıca, utangaçlık yüzünden bireylerin yaşama isteği de düşüşe geçebiliyor. Bu yüzden, bu duygunun önüne geçmek büyük bir önem taşıyor. Eğer hissettiğiniz utangaçlığın sizi hem psikolojik hem de fiziksel açıdan etkilediğini düşünüyorsanız şu an doğru yerdesiniz! Bu yazımızda, sizler için utangaçlığı yenmek adına neler yapabileceğinizi kaleme aldık.

Utangaçlıkla nasıl başa çıkılır?

İş yerinizde, okulda veya herhangi bir sosyal ortamda utandığınız anlar olduysa ilk olarak bu anların hangi utangaçlık türüyle bağlantılı olduğunu anlamalısınız. Eğer yaptığınız ufak bir hata yüzünden kısa süren bir utangaçlık yaşadıysanız bu geçici utangaçlığın çok büyük bir problem olmadığını bilmelisiniz. Geçici utangaçlık yerine neredeyse her an dinmek bilmeyen bir utangaçlık yaşıyorsanız sizin için utangaçlık kronikleşmiş demektir. Kronik utangaçlık, güven problemi yaşamanıza sebep olabilen ve kusurlarınızı zihninizde çok büyütmenize yol açabilen bir duygu. Bu yüzden, en sonunda mutsuz bir insana dönüşmenize neden olan kronik utangaçlığı çeşitli teknikler uygulayarak yenmeniz gerekiyor. Gelin, kronik utangaçlığı nasıl yenebileceğinizi birlikte inceleyelim.

1. Öz güveninizi yükseltmek için çaba gösterin

Utangaçlık, temelde öz güvenle bağlantılı bir duygu durumu olarak açıklanıyor. Eğer kendinize yeteri kadar güvenmiyorsanız ve bu güveni geliştirmek için uğraşmıyorsanız kronik utangaçlıkla karşılaşma riskiniz artıyor. Bu nedenle, öz güven kavramına değer verip kendinize olan güveninizi yükseltmek için çaba sarf etmelisiniz.

Öz güven kazanmak için geçmişte elde ettiğiniz başarılara odaklanabilirsiniz ve sevdiğiniz aktivitelere daha çok vakit ayırabilirsiniz. Ayrıca, öz güven geliştirme sürecinde kendinizi aşağılamak yerine benliğinize pozitif bir tutumla yaklaşmalısınız. Örneğin, aynanın karşısına geçerek kendinize iltifat edebilirsiniz ve hak ettiğiniz değeri yansıtan nesneleri kendinize hediye edebilirsiniz. Bunlara ek olarak, öz güveninizi artırabilmeniz için spesifik özelliklerinize odaklanmayı da unutmamalısınız.

2. Yeni arkadaşlıklara ve sosyal ortamlara açık olun

Bir insan tek başınayken kolay kolay utangaçlık geliştirmezken bu duygu çeşitli sosyal ortamlarda açığa çıkar. Eğer girdiğiniz her sosyal ortamda utangaçlığınızı hissedip sosyalleşmekten kaçar hale geldiyseniz bunun çok yanlış bir davranış olduğunu belirtmek istiyoruz. Bu yanlış davranışı düzeltmek için yapmanız gereken tek şey sosyalleşmenin üzerine gitmek!

Eğer kronik utangaçlıkla başa çıkmak istiyorsanız yeni insanlarla tanışıp yeni arkadaşlık bağları kurmaya özen göstermelisiniz. Tabii, bu süreçte var olan arkadaşlık bağlarınızı güçlendirmeye de dikkat etmelisiniz. Yeni arkadaşlar edinmek için ilgi alanlarınızla bağlantılı sosyal aktivitelere katılabilirsiniz. Bununla birlikte, güven çerçevesi içinde sosyal medya üzerinden veya arkadaşlarınızın diğer arkadaş ortamlarından yeni insanlarla tanışabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Herkesin hayatında olması gereken arkadaşlık türleri

3. Konuşma ve beden dilinizi geliştirin

Dış görünüşten konuşma ve beden diline kadar pek çok faktör utangaçlığın doğmasına sebep olabiliyor. Eğer sosyal ortamlarda çok sessiz konuşuyorsanız veya hiç konuşmuyorsanız bunun önüne geçmek için kendinizi zorlamalısınız. Örneğin, kendinize güvendiğinizi belli eden bir ses tonuyla konuşmaya dikkat edebilirsiniz. Ayrıca, konuşurken karşınızdaki kişilerle göz teması kurmayı da unutmamalısınız. Bu sayede hissettiğiniz utangaçlığı hafifleterek sosyalliğinizi artırabilirsiniz. Konuşmaya ek olarak, sosyal ortamlarda ifadesiz bir şekilde durmak yerine beden dilinizi daha aktif kullanabilirsiniz. Karşınızdaki insanın söylediği cümlelere uygun mimikler sergileyerek hissettiğiniz utangaçlığı üzerinizden atabilirsiniz.

4. Yanlış öz değerlendirme yapmayın

Utangaçlık, insanların kendilerini sık sık değerlendirmesine ve benliklerini eleştirmesine yol açabilen bir duygu. Bu yüzden, yapılan değerlendirmelerin ve eleştirilerin detaylarını anlamakta fayda bulunuyor. Eğer olur olmadık zamanlarda öz değerlendirme yapıp sadece kötü özelliklerinizi görüyorsanız bu tutumundan hemen vazgeçmelisiniz. Öz değerlendirme, kendinizi geliştirmenize yardımcı olabilecek bir faaliyet olduğu gibi hissettiğiniz utangaçlığın artmasına da yol açabilir. Bu faaliyetin olumlu etkilerini alıp olumsuzluklarını geride bırakmak için ilk olarak kendinizi yargılamayı arkanızda bırakmalısınız. Öz değerlendirme esnasında geçmişte yaptığınız hataları anlayarak onlardan ders çıkartmalısınız ve olumlu söylemlerle benliğinize yaklaşmalısınız. Ayrıca, başka bireylerle kendinizi karşılaştırmayı da bir alışkanlık haline getirmemelisiniz. Unutmayın ki, her insanın kendine has özellikleri ve kaynakları bulunuyor ve başkalarıyla kıyasa girmek sadece üzüntü getiriyor.

Düzgün ilerleyen öz güven değerlendirmesi yapamadığınızı düşünüyorsanız bir süreliğine kendinizi değerlendirmekten ve eleştirmekten uzak durabilirsiniz. Eğer zihninizin içinde sürekli benlik yargılarınız dönüyorsa bir uzmana danışarak kronik utangaçlıkla vedalaşabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Özgüven ve öz saygı: Başkalarından beklediğiniz güveni ve saygıyı kendinize ne kadar gösteriyorsunuz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale