X

Sonbahar şarkıları: Rhiannon Giddens, You Put The Sugar In My Bowl

Yıllar boyunca her sonbahar hüzünlü şarkılar dinledim durdum. Fonda Nina Simone çalarken kendime koca bir sürahi dolusu sade kahve yapar, kırık kalpler hakkında melankolik şiirler yazmaya koyulurdum.

Düşünüyorum da, Nina Simone “I Want A Little Sugar In My Bowl” şarkısını söylerken içten içe onu çok sevecek birini diliyordu belki de. Daima ve sonsuza dek… Ne var ki, bir yanı hiç inanmıyordu bunun gerçekleşebileceğine.

Onu ihmal eden sevgilisine seslenirken çok üzgündü, mutlu bir aşkın mümkün olabileceği fikrinden de vazgeçmişti sanki. Bir yakarıştı bu şarkı ama her nasılsa hiç umut yoktu içinde.

Bana biraz kendi geçmişimi hatırlatıyor bu. Kalp kırıklığının, hayal kırıklığının ve gözyaşlarının aşkın ayrılmaz bir parçası olduğuna inandığım yirmili yaşlarımı, o eski buruk günleri. “Onunla, ağlamaktan başka hiçbir şey yapmamışım gibi geliyor”, diyordu Cesare Pavese’nin bir karakteri, ben de işte böyle hazin cümlelerde bulmuştum kendimi.

Evet, sevginin bir bedeli olduğunu düşünürdüm eskiden. Mutlu aşk diye bir şeyin olmadığını. Gerçek aşkın mutlaka ama mutlaka filmlerdeki gibi saplantılı, inişli çıkışlı, acı-tatlı bir şey olması gerektiğini. Hatta mutlu bir ilişkinin sıkıcı olacağını, belki de. Sonra fark ettim ki, ağlamaktan başka hiçbir şey yapmıyordum aslında. İyi ama hep beklediğim o büyük aşk gözyaşlarından mı ibaretti yani?

Şimdi, bambaşka bir hayat yaşarken, bir ilişkinin tek amacının bizi mutlu etmek olduğunu fark ediyorum şaşkınlıkla. Daha başarılı, daha mutlu, daha sağlıklı olmamızı isteyen ve her konuda bize destek olan bir partneri hak ediyoruz hepimiz. Kıskançlıkları, çekişmeleri, duygusal yükleri, aşağı çekmeleri bir kenara bırakmalı ve gerçek sevgiden daha azına razı olmamalıyız bu yüzden. Size aşk konusunda verebileceğim tek tavsiye bu.

Neyse… Çorba mevsimi geldi. Sonbaharın en sevdiğim taraflarından biri bu benim. Mantar çorbası yapıyorum şimdi. Çorba yapmayı sihir yapmaya benzetiyorum biraz. Özellikle de, işin içine aşk giriyorsa, bu böyle bence.

Açık Radyo’da muhteşem Rhiannon Giddens’ın “You Put The Sugar In My Bowl” şarkısı çalmaya başladığında müziğin sesini açıp dans ediyorum olduğum yerde. Nina Simone’u çok sevsem de bu kez mutlu bir aşk hakkında, mutlu bir şarkı dinlemek, sevdiğim insan için çorba yaparken neşeyle dolduruyor içimi.

Mantarları ve soğanı küçük küçük dilimliyorum önce. Bunları zeytinyağında sotelerken, geçmişimde kendime layık gördüğüm bütün o mutsuz ilişkileri geride bıraktığım için kendimi kutluyorum.

Artık biliyorum, her şey kendimizi sevmekle başlıyor. Kendimizi sevmeyi öğrendiğimizde, bizi layık olduğumuz şekilde sevecek insanlar karşımıza çıkıyor. Su ısıtıcıda su kaynatırken, baharatları raftan teker teker alıyorum. İçimden, ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadığım günler için ağlamak geliyor ama kendimi durduruyorum.

Kırmızı mercimek, salça ve biraz da soya sosu atıyorum tencereye. Kekik ve nane… Üzerine kaynar suyu döküyorum ve kapağını kapatıp pişmeye bırakırken, biricik aşkımla geçireceğim güzel akşamı düşünmeye başlıyorum. Yalnızlığımı sevmeyi öğrenmem için çok çorba yapmam gerekti, şimdiyse iki kişilik yapıyorum bütün yemekleri.

Ama biliyor musunuz, hayatınız boyunca beklediğiniz o büyük aşk, sizsiniz aslında. Bunu fark ettiğiniz anda, bambaşka bir dünya açılacak önünüzde. Bir partneriniz olsun olmasın, mutlu aşk şarkıları dinlemek isteyeceksiniz hiç durmadan. Ve tıpkı çorba yapmak gibi sihirli bir şey olacak bu. O geldiğinde, benim için de Rhiannon Giddens’ın “You Put The Sugar In My Bowl” şarkısını dinleyin, olur mu?

İlginizi çekebilir: Sonbahar şarkıları: Ben Harper & Jack Johnson, Yard SaleSonbahar şarkıları: Ben Harper &

Zeynep Alpaslan: Zeynep Alpaslan 1983’te İstanbul’da doğdu. Hem çocuklar hem yetişkinler için öykü, roman, şiir ve karikatür alanında eserler verdi. Tokyo (2018) isimli ilk çocuk romanı KYÖV Çocuk Edebiyatı ödülünü kazandı. Plüton Sakinleri isimli müzik grubu için şarkı sözleri yazdı. Resimleriyle karma sergilere katıldı. Zeynep kedileri Pogo ve Yoko ile birlikte İstanbul’da yaşıyor, boş zamanlarında resim yapıyor ve kendi çizgi romanlarını yazıp çiziyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale