X

Sonbahar şarkıları: Marissa Nadler, Lemon Queen

Gün doğarken uyandım, kendime koca bir fincan badem sütlü latte yaptım ve Marissa Nadler’ın çok sevdiğim Lemon Queen şarkısını üst üste dinlerken hayal kurmaya başladım. Bu şarkıyı yıllar içinde o kadar çok dinledim ki… Ama şimdi, bu karanlık sonbahar sabahında, birden onun benim için ne ifade ettiğini bütün kalbimle kavrayıverdim. Şarkıların anlamlarının zaman içinde değişmesi çok tuhaf ama buna daha sonra değineceğim.

Tabii ki, hayatta hayalini kurduğum birçok şeyin hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini biliyorum ama bu, hayal kurmama engel olmadı hiçbir zaman. Ne de olsa hayal kurmak bedava, değil mi? Hem hayaller olmasaydı gerçek dünyayla yetinmek zorunda kalırdık ve bu çok sıkıcı olurdu. Anda kalmak iyi hoş ama arada sırada dalgalarda sürüklenmek daha güzel bence. Ne de olsa hayaller suyun altında nefes alabilmemizi sağlayan tek şeydir belki de…

Evet, hayalini kurduğum birçok şeyi elde edemeyeceğim bu hayatta ama şunu da biliyorum ki, hayat bana hayallerimin çok ötesinde hediyeler de verecek, hani hep yaptığı gibi. Bazen de tam da hayal ettiğim gibi olacak her şey ve ben hayal kırıklığı yaşamaya o kadar alışmış olacağım ki, çok şaşıracağım buna.

Ama sonunda her şey olması gerektiği gibi olacak, bunu çok iyi biliyorum. Zaten sonbahar da bana bunu öğretmek için geldi bence. Tıpkı yaprak döken ağaçlar gibi ben de değişimi kabullenmeli, kendimi onun kollarına bırakmalıyım. Benim için her şeyin yolunda gideceğine inanmalıyım. Hayal kurmaya devam etmeliyim. Çok çalışmaya kendimi kaptırmak yerine bir mola vermeli ve renklerin değişimini fark etmeliyim.

Aslında bir kış şarkısı Lemon Queen, bu yüzden tam da şu anda gelecekten sesleniyormuş gibi geliyor bana. “Mevsimler renk değiştirdi ve boy atmaya devam ediyor limon kraliçesi…”, diyor Marissa Nadler bu şarkıda.

Marissa bana gelecekten sesleniyor, çünkü belki de yakında Ege’de, bahçesinde küçük bir limon ağacı olan tatlı bir eve taşınacağımı o da biliyor. Kışı o bahçede, pofuduk montuma sarılarak, termosumdan kahve içerek ve limon ağacına bakarak geçireceğimi… Hayat bazen hayalperestlerin yanağına işte böyle çilek rengi öpücükler konduruyor.

Gerçekten o kadar çok hayal etmiştim ki bu evi! Bahçesindeki limon ağacını ve ağaçları saran minik yılbaşı ışıklarını… Masmavi gökyüzünü ve kaktüs çiçeklerini… Plastik bahçe ayakkabılarını ve vintage bisikletleri…

Kimseye söylememiştim ama gidenlerin ardından bakarken içten içe ben de gitmek istemiştim hep. Instagram’da gördüğüm şirin kır evlerini kaydedip durmuştum ‘cottagecore’ klasörüme. Karar vermeye cesaret etmek ve gereken koşulları sağlamak yıllarımı aldı ama sonunda gidiyorum işte.

Ne var ki, hayallerim daima limon ağaçlarından ve pencere kenarında soğuyan böğürtlenli turtalardan filan oluşmuyor. En kötü senaryoları da düşünüyorum daima. Hiçbir şeyin, hayalimdeki sahneleri birebir yansıtmayacağını biliyorum. Zorluklar olacak. İstanbul’u ve burada bıraktığım insanları özleyeceğim. Belki de adını bile henüz bilmediğim sorunlarla yüzleşeceğim. Ama kendime hep söylediğim gibi, ben kalbimin derinliklerinde, bütün bunlarla başa çıkabilecek güce sahibim. Ben karların içinde bile boy atmaya devam eden bir limon kraliçesiyim.

Böylesine büyük bir değişimin eşiğinde olmak, melankoliyi ve gözyaşlarını da beraberinde getiriyor elbette. Sonbahar yeterince melankolik değilmiş gibi! Bu yazı dizisinde ele aldığım şarkılar ise hayatımın belki de en önemli sonbaharlarından biri boyunca bana eşlik ediyor, bana güç veriyor, teselli ediyor beni…

Gökyüzü yavaş yavaş aydınlanırken, artık gerçek dünyaya dönmem gerektiğini de anlıyorum. Banka ve noter işleri bekliyor beni. Sıkıcı gerçek hayat işte, yani aslında hayatın ta kendisi! Ama gidip duş almadan ve güne hazırlanmadan önce, bir kez daha dinleyebilirim sanırım sevgili Lemon Queen’i. Ve hayattan çaldığım bu dört buçuk dakika içinde bir kez daha hayalini kurabilirim Ege’de beni bekleyen küçük limon kraliçemin!

İlginizi çekebilir: Sonbahar şarkıları: Rhiannon Giddens, You Put The Sugar In My Bowl

Zeynep Alpaslan: Zeynep Alpaslan 1983’te İstanbul’da doğdu. Hem çocuklar hem yetişkinler için öykü, roman, şiir ve karikatür alanında eserler verdi. Tokyo (2018) isimli ilk çocuk romanı KYÖV Çocuk Edebiyatı ödülünü kazandı. Plüton Sakinleri isimli müzik grubu için şarkı sözleri yazdı. Resimleriyle karma sergilere katıldı. Zeynep kedileri Pogo ve Yoko ile birlikte İstanbul’da yaşıyor, boş zamanlarında resim yapıyor ve kendi çizgi romanlarını yazıp çiziyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale