X

Sonbahar şarkıları: Cassandra Jenkins, Michelangelo

“Michelangelo’yum ben…”, diyor Cassandra Jenkins, çok sevdiğim Michelangelo şarkısında. “Kendimi yontuyorum mermerden.” Bir pazar akşamüstü fotoğraf albümlerini kolilerken içime işliyor bu sözler bir anda. Çok tanıdık bir şeyler var bu şarkıda.

Derken eski, tozlanmış bir albümü açıyorum ve buruşuk bir fotoğraf düşüyor kucağıma. Bu fotoğrafta yirmi yaşındayım. Kardeşimle birlikte Floransa’dayım. Üzerimde romantik, dantelli bir elbise var ve Michelangelo’nun Davut heykelinin önünde mutlulukla gülümsüyorum kameraya.

1504 yılında tamamlanmış olan bu heykel belki de Michelangelo’nun hayatı boyunca yaptığı en güzel şeydi. Heykel, Yahudi kral Davut’un Golyat’a saldırmaya karar verdiği anı tasvir ediyordu. Bense yirmi yıl önce onu ilk gördüğüm anı dün gibi hatırlıyorum. O kadar büyülenmiştim ki, tek kelime bile çıkmamıştı ağzımdan.

Fotoğrafı kardeşim çekmiş olmalı. Bunlar birlikte seyahat ettiğimiz, sihirli yıllardı. Yolunu kaybetmiş iki küçük Japon balığı gibi yüzüp duruyorduk derin sularda. Büyüdük, bambaşka insanlar olduk sonunda.

Fotoğrafa daha dikkatli baktığımda ise kendi yüzümde de Davut’unkine çok benzeyen bir kibir ifadesi görüyorum birden. Dünyaya saldırmak, beni yok sayan herkese kim olduğumu göstermek için fırsat kolluyorum sanki burada. Çok büyük, çok önemli, çok ünlü olmak isteyen birinin yüz ifadesi bu. Aynı zamanda da, gerçekte kim olduğunu henüz keşfedememiş birinin…

Michelangelo, mermer parçalarının içinde gizlenen heykelleri görebiliyordu ilk bakışta. En azından böyle söylüyordu. Yapması gereken tek şey mermeri yontmak ve içinde hapsolmuş olan heykeli özgür bırakmaktı.

Ben de işte böylesine kolay olduğunu sanıyordum büyümenin. Hatırlıyorum: Kendimi inşa etmeye çalışıyordum ve bunun hemen olacağını sanıyordum. Mermeri yontmanın ve içindeki kızı ortaya çıkarmanın… Şimdiyse çok büyük, çok önemli ya da çok ünlü değil, sadece çok mutlu olmak istiyorum.

Çocukken Michelangelo ile arkadaş olduğumu hayal ederdim. Ninja Kaplumbağa olan Michelangelo’dan söz ediyorum, tabii ki. Onun oyuncağına sarılıp uyurdum geceleri. Birlikte ananaslı pizza yediğimizi, hayat hakkında konuştuğumuzu ve onun bana aşık olduğunu kurardım kafamda. Bana özel olduğumu söylediğini… Özel olduğumu duymak için yanıp tutuşurdum çocukken.

İşte şimdi, kucağımdaki bu buruşuk fotoğrafa bakıyorum ve ‘gerçek’ Michelangelo ile ilk tanıştığım o yıl, bu pizza partilerini hatırladığım geliyor aklıma. Evet, orada, Davut heykelinin yanında poz verirken içten içe çocukluğumu düşünüyordum aslında.

Sevgili Ninja Kaplumbağam Michelangelo’yu unuttum sonunda, ne de olsa o gerçek değildi. Ama ondan sonra, gerçek hayatta, kimse çıkıp da bana özel olduğumu söylemedi. Başka şeyler söylediler onun yerine, başka biri olmamı istediler benden. Benimse bana biçilen bütün bu rolleri reddedip kendimi bulmam kırk yılımı aldı neredeyse.

Sonunda, nihayet kendim olmayı başardığımda, tıpkı Michelangelo’nun heykelleri gibi özgür kaldım ben de. Bunun için çok çalışmam gerekti ama sanırım buna değdi! Kendimizi gerçekleştirmek, elde edebileceğimiz en büyük başarıdır bence.

“Michelangelo’yum ben…”, diyor Cassandra Jenkins, çok sevdiğim Michelangelo şarkısında. “Kendimi yontuyorum mermerden.” Bir pazar akşamüstü fotoğraf albümlerini kolilerken içime işliyor bu sözler bir anda. Çok tanıdık bir şeyler var bu şarkıda.

Sonra gülümsüyorum ve fotoğrafı ait olduğu yere, albümün içine yerleştiriyorum. Vedalaşıyorum yirmi yaşındaki o kibirli genç kızla. “Sende yanlış olan hiçbir şey yoktu.”, diyorum ona. Ve kendi kendime, fotoğraf albümlerini kolilemeye devam ediyorum usulca.

İlginizi çekebilir: Sonbahar şarkıları: Bonnie Prince Billy, Behold! Be Held!

Zeynep Alpaslan: Zeynep Alpaslan 1983’te İstanbul’da doğdu. Hem çocuklar hem yetişkinler için öykü, roman, şiir ve karikatür alanında eserler verdi. Tokyo (2018) isimli ilk çocuk romanı KYÖV Çocuk Edebiyatı ödülünü kazandı. Plüton Sakinleri isimli müzik grubu için şarkı sözleri yazdı. Resimleriyle karma sergilere katıldı. Zeynep kedileri Pogo ve Yoko ile birlikte İstanbul’da yaşıyor, boş zamanlarında resim yapıyor ve kendi çizgi romanlarını yazıp çiziyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 



İlgili Makale