X

Sonbahar arınma mevsimidir: Bakış açınızla mevsimi dönüştürün

Çoğu insan için sonbahar hüzün mevsimidir. Kasvetli hava, ayrılık, hatta depresyon mevsimidir. Ama bazılarımız için ise arınmanın başladığı mevsimdir. “Yaprak dökmeden çiçek açılmaz!” misali ruhunuzu arındırmadan mutlu olmanız mümkün değildir.

Her şey sadece bakış açınıza göre şekillenir. Bütün mesele de bu değil midir aslında?

Hayatımızdaki en önemli unsur dengedir. Ying yang felsefesinde olduğu gibi gece olmasa gündüzün, soğuk olmasa sıcağın, sonbahar olmasa ilkbaharın pek anlamı olur muydu? Her şey mükemmel bir denge üzerine kuruludur ve bence hayatın en güzel yanlarından biri de budur.

Bir insanın hayatını dengede hissettiği noktada bütünlüğü yakalaması mümkün olur. Bütünlüğü yakaladığındaysa içsel huzura erişmeniz kaçınılmaz olur. Peki, hayatımızdaki dengeyi nasıl sağlayabiliriz?

Bir insanın en temel ihtiyacı koşulsuz sevgidir. Sevgi olmadan hiçbir şeye adım atamaz, harekete geçemez, en yakınınızdakileri bırakın, kendinize bile bir faydanız olamaz. Koşulsuz sevgi, saf sevgidir! Bir insana, bir hayvana, bir bitkiye, bir hobiye, bir işe olan koşulsuz sevginiz sizi hayata bağlayan en temel duygudur bana göre.

Sonrasında atacağınız adımlar sayesinde bütün taşlar ister istemez yerine oturacaktır mutlaka. “Bir şeyin gerçekleşmesini gerçekten istediğinizde bütün evren onu gerçekleştirmek için iş birliği yapar” yazmıştı Paulo Coelho Simyacı adlı kitabında. Bu o kadar doğru bir cümle ki! Ama bir şeyi gerçekleştirmek için ilk önce koşulsuz sevgi, tutku ve inanç gerekir. Sonrasında ise göstereceğiniz çaba, gayret ve özveri ile doğru orantılı olarak hedeflerinize adım adım yaklaştığınızın farkına varırsınız.

İşte benim için sonbahar da bütün bir yılın yorgunluğunu üzerinden atıp, tüm yapraklarını savurup, yenilenme, dinlenme ve huzuru kucaklama mevsimidir.

Bazen ılık bir yağmurda, rengarenk yaprakların arasında sakin bir yürüyüş yaptığınız, bazen cama vuran yağmur damlaları ile, sıcacık kahvenizle en sevdiğiniz kitabın sayfalarında kaybolduğunuz, sevdiklerinizle birlikte dışarı çıkıp hoş sohbetler yaptığınız, bazen ise evde film, battaniye ve kahve üçlüsüne kendinizi teslim ettiğiniz ve yenilendiğinizi hissettiğiniz bir mevsimdir.

“Her şey bakış açınızla şekillenir.”

Bazıları için sonbahar hüzün, depresyon, kasvetli hava demek olsa da bana çok güzel pozitif enerjiler verir sonbahar. Yenilenmek için günlük tutabilirsiniz. Beslenmenize dikkat edip, fazlalıklarınızdan kurtulmak için hedefler belirleyebilir, hatta yazın o çok bunaltıcı sıcağında adım atamadığınız sevdiğiniz bir spora sonbaharla birlikte başlayabilirsiniz. Sevdiğiniz hoş kokulu mumlar ve tütsüler yakarak evinizin enerjisini temizleyebilir, sadece kendinize ayırdığınız size özel bir zaman diliminde yoga ve meditasyon ile ruhunuz ve bedeniniz için arınma ritüelleri düzenleyebilirsiniz. Yenilendiğinizi hissetmek hem bedeninize hem ruhunuza gerçekten çok iyi gelecek ve yaşam enerjinizi yükseltmeniz için size ilham verecektir.

Hayat gerçekten çok güzel. Pozitif enerjilerle dolu yenilendiğimiz bir mevsim geçirmemiz dileğiyle…

Çok sevgiler…

İlginizi çekebilir: Hayallere doğru: Engellerin üzerinden atlayın ve ilerlemeye devam edin

Gamze Okutan: 15 Aralık 1986 Beykoz İstanbul doğumlu olan Gamze Okutan 2004 yılında Paşabahçe Ferit İnal Lisesi’nden mezun olduktan sonra uzun yıllar mağazacılık sektöründe satış danışmanlığı ve sağlık sektöründe hizmet veren bir firmada yönetici asistanlığı yaptı. Çalışma hayatı sebebiyle üniversiteye biraz ara verdikten sonra 2015 yılında Anadolu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünden mezun oldu. Şu anda Yazılım ve Teknoloji alanında hizmet veren bir firmada Mali & İdari İşler Yetkilisi olarak meslek hayatına devam ediyor. Evli ve bir kız çocuk sahibi bir anne. Pusula kitabının yazarı. Gamze Okutan’ın kendini bildi bileli sanata, kişisel gelişime, psikolojiye olan ilgisi hep vardı. Zaman zaman şiir yazmayı, deneyimlerini ve gözlemlerini paylaştığı yazılar yazmayı, kendi çapında hobi olarak müzikle uğraşmayı ve söylemeyi çok seven biri. Ayrıca arada sırada meditasyonla zihnini sakinleştirip stres atmayı, yoga ile bedensel enerjisini korumayı seviyor. Hayatta pozitif ve negatif her şeyin bir bütün olarak güzel olduğunu düşünüyor. Olaylara bakarken çoğunlukla pozitif taraftan değerlendirmeyi yani bardağın dolu tarafından görmeyi ve çözüm odaklı olmayı seviyor. Fakat negatifin ağır bastığı durumlarda duyguların sonuna kadar yaşanması gerektiğini aksi takdirde mutlu olmanın mümkün olmayacağını düşünüyor. Hayatı dolu dolu, tutkuyla, hissederek yaşamayı seven aslında hayatın kendisine aşık, hayalperest bir yolcu olarak tanımlıyor kendini. Hayatın paylaştıkça güzellikler getireceğine olan inancını ve umudunu hiçbir zaman kaybetmemiş biri olarak paylaştıkça belki küçük dokunuşlarla bakış açımızdaki yansımaları çok daha renklendirebiliriz diye düşünüyor. Hep birlikte, el ele birbirimizin yoluna daha çok ışık tutarak yönümüzü bulmamıza bir nebze olsun katkı sağlayabileceğimize inanıyor.

21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.



21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.

Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale