X

Son 20 Yılın En Eğlenceli 10 Komedi Filmi

Hepimiz zaman zaman günlük hayatın stresinden kaçarak gülmeye ihtiyaç duyarız. Bunu yapmanın en kolay yolunun ise birkaç saatliğine her şeyi unutmamızı sağlayan komedi filmleri izlemek olduğu söylenebilir. Son 20 yılda çekilmiş en eğlenceli ve en komik filmleri merak ediyorsanız, sizler için hazırladığımız bu listede çok eğleneceğiniz filmler bulabileceğinize eminiz. Şimdiden iyi seyirler.

Shaun of the Dead (IMDb puanı: 7,9)

 

Korku, komedi, romantizm ve arkadaşlığın bir arada sunulduğu bu film, aslında zombi filmi olsa da pek çok duyguyu aynı anda yaşayacaksınız. Filmin başkarakteri Shaun, 29 yaşındadır ve hayata dair hiçbir beklentisi kalmamıştır. Hayatta onun için önemli olan tek kişi en yakın arkadaşı Ed’dir. Sevgilisi onu terk ettikten sonra hayatını yoluna koymaya söz veren Shaun, tesadüf odur ki aynı gün zombi istilasıyla karşılaşır. Zombilerin istila ettiği Londra’da Shaun ve Ed’in maceralarıyla hayatınızdaki en eğlenceli dakikaları yaşayacağınızı söyleyebiliriz.

Hot Fuzz (IMDb puanı: 7,8)


Shaun of the Dead’in ekibini bu sefer polis memuru rolünde izleyeceksiniz. Bu film tamamen farklı bir senaryoya sahip olsa da tıpkı Shaun of the Dead gibi mükemmel bir espri anlayışına sahip. Filmde Nicholas Angel, Londra’daki polis memurlarından çok daha yüksek bir suçlu tutuklama rekoruna sahiptir. Diğer polis memurlarının işlerini kötü yaptıklarını gösteren Nicholas, sessiz ve sakin bir kasabaya tayin edilir. Nicholas, kasabada polis memuru Danny Buttermen ile ortak olur ve burada gücünün daha az olduğunu ve yapılacak çok az iş olduğunu görür. Kasabada kaza olduğu söylenen, ancak Nicholas’ın cinayet olduğunu düşündüğü ölümler gerçekleşir. Nicholas ve Danny’nin, olayların ardındaki gerçeği ararken herkesle çatışmalarını izleyecek ve ikilinin maceralarına çok güleceksiniz.

Superbad (IMDb puanı: 7,6)


Bir lise dönemi filmiyle devam edecek olursak liseden mezun olmak üzere olan iki asosyal gencin maceralarının eğlenceli bir şekilde anlatıldığı Superbad’den bahsedebiliriz. Filmde Seth ve Evan, birbirlerinin en iyi arkadaşıdır. Genelde okulun popüler çocuklarının dalga geçtiği karakterlerimiz, içki içmeyi seven ve kızlar konusunda zaafları bulunan ergen erkeklerdir. Seth ve Evan’ın kızlara yaklaşmak ve popüler olmak için her şeyi yapacakları bu filmi izlerken kendinizi bu ikilinin düştüğü hallere gülmekten alıkoyamayacaksınız.

Borat (IMDb puanı: 7,3)

Sacha Baron Cohen’in zamanında oldukça ses getiren ve sonrasında ikincisini de çektiği Borat, aslında bir nevi sosyal deney olma özelliğiyle diğer komedi filmlerinden ayrılıyor. Filmde Cohen, Borat Sagdiyev isimli Kazakistan’da popüler bir TV muharibidir. Amerikan toplumu ve kültürü hakkında belgesel çekmek için Kazakistan hükümeti tarafından Amerika’ya gönderilen Borat, televizyonda gördüğü Pamela Anderson’la evlenmek ve onu Kazakistan’a götürmek için Kaliforniya’ya doğru yola çıkar. Borat’ın yolculuğunda Amerikalıların gerçek tepkileriyle ve Borat’ın başına açtığı belalarla eğlenceli saatler geçireceksiniz.

Anchorman: The Legend of Ron Burgundy (IMDb puanı: 7,2)


1970’li yıllarda ABD’de San Diego şehrinde geçen filmde Ron Burgundy, yerel bir TV haber kanalında sunucudur. Ron, oldukça popülerdir ve yaşadığı yerin ünlü simalarından biridir. Sunduğu program reytinglerde çok iyi giderken haber kanalı bir değişiklik yaparak tamamı erkeklerden oluşan ekibe kadın muhabir olan Veronica Corningstone’u getirir. Haber ekibi bu karar karşısında şok olurken Ron ise kadın düşmanlığı yapmakla Veronica’ya hayran olmak arasında kalır. Başlarda Ron ve Veronica iyi anlaşsa da işler Ron’un istediği gibi ilerlemeyecektir. Ünlü oyuncu Will Ferrell, Ron ile aslında itici bir karakter yaratsa da bu karakteri izlerken kahkahalara boğulacaksınız.

Booksmart (IMDb puanı: 7,2)


Olivia Wilde’ın ilk kez yönetmenlik yaptığı bu film, iki yakın kız arkadaşın liseden mezun olmadan önce daha fazla eğlenmelerini fark etmeleriyle başlasa da filmin vadettiği eğlence bundan çok daha fazlası. Amy ve Molly, tüm okul hayatlarını başarılı olmaya adamış oldukları için tüm eğlenceli partilerden ve etkinliklerden uzak durmuşlardır. Ders çalışarak geçirdikleri yıllarını telafi etmek ve ilk ve son kez havalı bir şeyler yapmak için çabalayan iki genç kızın anlatıldığı bu film, klasik bir lise filmi gibi görünse de kurgusuyla eğlenceli bir akşam geçirmenizi sağlayacak.

The 40-Year-Old Virgin (IMDb puanı: 7,1)


Bu film ile pek çok kez karşılaşıp adından ötürü es geçmiş olabilirsiniz. Ancak Steve Carell’ın başrolünde yer aldığı bu film, görünenden çok daha fazlasını vadediyor. Filmin başkarakteri olan Andy, elektronik ürünler satan bir mağazada çalışan ve hayatında şimdiye kadar çoğu alanda pek deneyimi olmamış bir erkektir. Zamanının çoğunu işte ve evde geçiren Andy’nin daha önce hiç ilişkiye girmemiş olduğunu öğrenen iş arkadaşları başta onunla dalga geçse de biriyle birlikte olması için ona yardım etmeye çalışır. Andy’nin Trish isimli üç çocuk annesi bir kadına aşık olma ve aşkının peşinden gitme hikayesine tanık olacağınız bu filmde yer yer gülmekten gözlerinizden yaşlar gelecek.

School of Rock (IMDb puanı: 7,1)


Ünlü aktör Joe Black’in en sevilen filmlerinden biri olan School of Rock’ta, rock grubundan atıldıktan sonra borç batağı ve depresyonla karşı karşıya kalan Dewey Finn’in hikayesini izliyoruz. Bir okulda vekil öğretmen olarak çalışan Dewey, eski grup üyesi Ned ile aynı evde kalmaktadır. Özel bir okulda çalışan Dewey, öğrencileri arasında yetenekli genç müzisyenler olduğunu fark eder ve yerel bir yarışmada verilen 10 bin dolarlık para ödülünü almak için öğrencileriyle rock grubu kurmaya karar verir. Ancak tabi ki okul yönetiminin ve öğrencilerinin ailelerinin bu durumdan haberi yoktur. Black’in bitmek bilmeyen enerjisiyle mükemmel şekilde canlandırdığı Dewey karakteri ile çok eğlenceli bir film izleyeceğinizden emin olabilirsiniz.

Sorry to Bother You (IMDb puanı: 6,9)


Oldukça ilginç bir komedi deneyimi yaşayacağınız bu filmde ABD’nin Oakland şehrinin alternatif bir versiyonunda telefonla pazarlama işi yapan Cassisus Green’i izliyoruz. Cassius siyahidir ve beyaz insanlara satış yapma konusunda zorluklar yaşar. Eski bir çalışan Cassius’a sesini “beyaz gibi” çıkarmasını söylediğinde işler değişmeye başlar. Cassius bu sayede işinde başarılı olmaya başlasa da kız arkadaşı ve meslektaşlarıyla olan ilişkisi bu durumdan olumlu etkilenmeyecektir. Kara komedi türündeki bu film ile büyülü bir gerçekliğe adım atacağınız bu filmde sağlam bir oyuncu kadrosu sizi bekliyor.

Idiocracy (IMDb puanı: 6,6)


2005 yılında başlayan bu kara mizah türündeki filmde her açıdan sıradan bir adam olan er Joe Bauers’i izliyoruz. Joe, Rita isimli bir kadın ile birlikte bir deney için seçilir. Deneklerin uyutulduğu bu deneyde Rita ve Joe uyku kapsüllerinde unutulur. Bundan beş yüz yıl sonra uyanan Joe, toplumun artık IQ seviyesi çok düşük insanlardan oluştuğunu anlar. Bu ortamda Joe’nun yüksek zekalı bir insan olduğu anlaşılır. Tümüyle aptal insanların oluşturduğu bu topluluktaki en zeki kişi olan Joe’dan topluluğun ekinlerle ilgili yaşadığı sorunu çözmesi istenir. İnsanlığın ileriye değil de geriye evrildiği bir ortamı anlatan bu filmi izlerken hem çok eğlenecek hem de filmde anlatılanlar üzerine düşüneceksiniz.

İlginizi çekebilir: Sıkılmadan Defalarca İzleyebileceğiniz Efsane Filmler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale