Son dönemde kış aylarıyla birlikte gribal enfeksiyonlar, COVID-19 ve influenza gibi üst solunum yolu hastalıklarıyla mücadele daha da önem kazanmış durumda. Soğuk hava koşulları, kapalı alanlardaki temas, solunum yoluyla bulaşma riskini artırarak, bu hastalıkların yayılma potansiyelini daha da şiddetlendiriyor. Bu hususta Koç Üniversitesi Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Birsen Çetin açıklamalarıyla konuya dikkat çekiyor:
Her yıl sonbahar ve kış aylarında tüm dünyada solunum yolu enfeksiyonlarında artış görülmektedir. Ülkemizde son günlerde havaların soğumasıyla birlikte kapalı ortamlarda geçirilen süre arttığı için ateş, halsizlik, kırıklık, boğaz ağrısı ve öksürükle seyreden İnfluenza (grip), SARS-CoV-2 (COVID-19), RSV (Respiratory Syncytial Virus) ve soğuk algınlığı etkeni Rhinovirüs enfeksiyonlarında belirgin bir artış yaşanmaktadır.
Grip, insanlar arasında dolaşan İnfluenza virüslerinin neden olduğu akut viral bir solunum yolu hastalığıdır. Grip salgını daha çok soğuk mevsimlerde ortaya çıkar. Salgınlara neden olan A ve B tipi virüsler, “mevsimsel grip virüsleri” olarak adlandırılır.
İnfluenza virüsü ve COVID-19 enfeksiyonları benzer yakınmalarla seyretmektedir. Test yapılmadan bu iki viral hastalığı ayırt etmek çok güçtür. Küçük çocuklar, yaşlı yetişkinler, hamileler ve altta yatan bazı rahatsızlığı olanlarda enfeksiyon daha ağır seyredebilmektedir.
İnfluenza tanısı konulup ağır risk grubunda olan hastalarda Oseltamivir tedavisi etkilidir. Gripten korunmanın bilinen en etkin yolu, aşıdır. Dünya Sağlık Örgütü, 6 aylıktan daha büyük, özellikle risk grubunda olan kişilere grip aşısı önermektedir.
COVID-19’a neden olan SARS-Cov-2 virüsü zaman içinde sürekli değişim göstermektedir. Bazen bu değişiklikler yeni varyantların daha hızlı veya etkili bir şekilde yayılmasına neden olur. Yeni varyant dolaşımdaki diğer varyantlara göre daha yaygın hale gelebilir. Genel olarak, COVID-19 belirtileri varyantlar arasında benzer olma eğilimindedir. Belirtiler ve ne kadar şiddetli olduğu genellikle enfeksiyona neden olan varyanta, kişinin bağışıklığına ve genel sağlık durumuna bağlıdır.
Belirtileri yaşa ve hastanın bağışıklık durumuna göre değişkenlik gösteren RSV virüsü, grip ve soğuk algınlığına benzer şikayetlerle her yaş grubunda enfeksiyonlara neden olabilmektedir. Genellikle çocuklarda, özellikle de 6 aylık ya da daha küçük bebeklerde ciddi solunum yolu enfeksiyonlarına yol açan bir virüstür. Rhinovirüs, grip hastalığından daha hafif bir tablo olan soğuk algınlığının bilinen burun akıntısı, halsizlik, baş ağrısı, boğaz ağrısı, öksürük, hafif ateş gibi tüm belirtileriyle seyreden solunum yolu enfeksiyonudur.
Viral solunum yolu enfeksiyonlarından sonra pnömoni (zatürre), bronşit, otit (kulak enfeksiyonu), sinüzit gibi bakteriyel enfeksiyonlarda ve hastanın kalp, solunum yolu ve alerjik hastalıklarında alevlenmeler görülebilmektedir.
- Hastalığın belirtilerine yönelik olarak ateş düşürücüler, burun, boğaz spreyleri, bol sıvı ve C vitamini desteğinin yanında, dinlenmek, gereksiz antibiyotik ve ilaç kullanımından kaçınmak da önemlidir.
- Antibiyotikler en çok üst solunum yolu enfeksiyonlarında yanlış kullanılmaktadır. Antibiyotikler bakterilere karşı etkilidir, virüslere etki etmezler. Bu nedenle, iyileşme süresini kısaltma, virüslerin diğer insanlara yayılımını engelleme gibi etkileri yoktur. Antibiyotiklere direnç gelişimini önlemek için akılcı antibiyotik kullanımı önem kazanmaktadır.
- Üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak ve virüslerin yayılımını azaltabilmek için kalabalık ve kapalı ortamlarda maske kullanmak, el hijyeni, aşı olmak, fiziksel mesafeye dikkat etmek, sağlıklı yaşam tarzı gibi önlemler etkili stratejilerdir.
*Bu yazı Koç Üniversitesi Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Birsen Çetin tarafından kaleme alınmıştır.
İlginizi çekebilir: Çok sık hasta olmanın altında yatan olası nedenler