dummy

Soluksuz bir koşu macerası: Sınırsız olana yolculuk

frig vadileri um  featuredfrig vadileri um  featured

frig vadileri um 06frig vadileri um 06

dummydummy

Bundan tam 2 yıl önce, doğum günümde uzun bir koşu hediye etmiştim kendime; tam 10 km 🙂 O güne kadar kat ettiği en fazla mesafe Belgrad Ormanı’ndaki 6 km olan biri için bu bir başarıydı.

Sonra dedim ki “10 km koşan, 15 de koşar. O zaman ben Avrasya’da 15 koşayım.” Koştum. Eh 15 bittiğine göre neden bir yarı maraton denenmesin ki? Denensin tabii, hem de uzaklarda denensin ki koşarken yeni yerler de keşfedilsin. Öyleyse ver elini Şanlıurfa ve ilk 21 km.

kıvanç ergun iznik ultrakıvanç ergun iznik ultra

Artık uzun koşuyordum da, asfalttan haz etmemeye başlamıştım. Edindiğim yeni arkadaşlıklar da beni ufaktan arazinin içine içine çekmeye başlayınca itiraz etmedim, saldım kendimi ormanlara. Ah o ne keyif öyle. Bulutlara daha yakın, araba gürültüsüne, hava kirliliğine alabildiğine uzaksın. Her an bir sürprizle karşılaşabilir, hiç planlamamışken maceranın kollarına atabilirsin kendini.

Sevdim ben bu arazi işini. Ama gel gör ki eski alışkanlık işte, asfalttan da tam kopamadım. Ve ilk maraton denememi geçen yıl Avrasya Maratonu’nda yaptım. Sonuç başarılıydı. Arazideki ilk maratonumu ise bu sene İznik Ultramaratonu’nda koştum. Şartları daha zordu ama asfalttan çok daha kolay geçti benim için. O zamaaaan 42 koşan neden….?

Zurnanın “Zırt” dediği yere ramak kalmıştı. Bir güç beni ultraya doğru adım adım çekiyordu. O zaman seneye yine İznik’te 80 km koşardım ki! Nisan’a kadar epey zaman da vardı hazırlık için.

Derken ortalıkta bir Frig Vadisi söylentisi dolanmaya başladı. Orada da ultra maraton varmış, tarihe tanıklık edilerek koşulacakmış, koşu Afyon’da olacakmış. 60 km’lik parkur da bana pek uygunmuş. Neden olmasın? Olsun, olsun…

Her şey iyi, hoş da kim yapacak acaba bu organizasyonu? Tüm koşullar büyüleyici gözükse de, daha önceki bir kaç tatsız deneyimden sonra artık bilmek istiyorum yarışı düzenleyenlerin koşuyla ne kadar alakası olduğunu. Gerçekten çok fark ediyor çünkü.

Araştırınca Unlimited Academy çıktı karşıma. Bir tek koşuyla uğraşmıyorlarmış, sporun neredeyse her alanına bulaşmışlar az çok. O yüzden ‘Unlimited’ demişler kendilerine; hem hiç görülmemiş yerlerde koşup bisiklete bindikleri, hem de denenmemiş pek çok şeyi denemeye cesaret ettikleri, ettirdikleri için.

Bisiklet gezisinin fotoğraflarını görünce kızdım kendime; neden daha önce tanışmamıştım bu insanlarla, neden ben de gitmemiştim oralara. Evet, itiraf ediyorum, kıskanıyorum. Ne olacak bu halim, onu da bilmiyorum.

Alicem Aktaş, Halil Aktan ve Oğuzhan Özaltın kurmuşlar Unlimited Academy’yi. İlk ikisi metalurji mühendisi ve akılları hep dağlardaymış zaten. İşleri nedeniyle olmasa da bambaşka bir amaç uğruna akıllarındakini yapmaya başlamışlar nihayet. Kimsenin bilmediği yerleri keşfediyor, parkurlar belirliyor ve sonra da peşlerine meraklıları takıp, hep birlikte gezip tozuyorlar, yarışıyorlar. Helal olsun aklındakini hayata geçirip, keyifli bir hale getirebilene.

İlk kez Frig Vadisi’nde bir bisiklet turu düzenlemişler, onu dünyanın en büyük 2. Kanyonu olan Uşak Ulubey’deki gezi takip etmiş. Frig Vadisi Ultramaratonu ise 27-28 Eylül’de. Ultramaraton dendiğine bakmayın, 10, 29 ve 42 km’lik parkurlar da var kısa koşmak isterseniz. Maksat kendinizi doğaya salmak değil mi ne de olsa…

Halil ile sohbet ederken çevre halkının kendilerine çok yardımcı olduğunu, bir çobanın çocuklarıyla birlikte koşacağını, gençlerin organizasyona yardım etmek için talepte bulunduklarını da öğrenmiş oldum. Ne çok insanın hayatına dokunuyorsunuz sevgili arkadaşlar, yüreğinize sağlık.


Hangi alanda olursa, olsun siz yeter ki sınırları zorlamaya gönüllü olun, gerisi geliyor zaten, öyle değil mi?

Haydi Eylül, gel artık!

Bisikletçilere not: Sizlerden bisiklet rotaları gelmeye başladı, pek sevinçliyim. Özellikle Karadeniz civarında gezip gördüğünüz yerleri merak ediyorum. Yazın olur mu?: kivergu@gmail.com

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız. tıklayınız. 

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp