Hayatımızda yapmak zorunda olduğumuz alışkanlıklar vardır. Herkesin yapmak zorunda olduğu ancak hayat şartlarına ve alışkanlıklarına bağlı olarak farklılıklar gösteren bu zorunlu davranışlardan biri de yıkanma ihtiyacımız.
Duş almak hayatımızda sadece temizlenmek açısından yaptığımız bir alışkanlık olarak kabul edilse de, aslında farklı amaçlara da hizmet eder. Mesela bazen ruhumuzun kirlendiğini hissettiğimiz zaman da yıkanma ihtiyacı duyarız, ya da kendimizi gergin hissettiğimizde de, hatta bazen başka insanların negatif enerjisinden kurtulmak için de yıkanırız.
Yıkanmak hayatımızın önemli bir ritüeli diyebiliriz aslında. Bu ritüel için kullanılan suyun kalitesi, yıkanma amacımıza direk etki etmektedir. Isısı, yoğunluğu, suyun kalitesi gibi değişkenler yıkanmanın keyfini belirler.
Suyun ısısı
Kimi insan yaz-kış soğuk su ile yıkanır. Kimi insan ise yazın sıcağında dahi yüksek ısıda su ile yıkanır. Isı sayesinde rahatlama ve gevşeme kolaylaşır. Yıkanırken, en önemli şeylerden biri suyun ısısı. Alışık olduğumuz ve sevdiğimiz bir ısının dışında yıkanmak genelde keyif vermez.
Isının kişiden kişiye önemi fark etse de, suyun ısısı ile ilişkili birçok durum vardır. Yüksek ısıda, su buharı artar. Uzun süren ve yüksek ısıda yıkanan kişilerin banyodan çıktıklarında görünen buhar son derece yoğundur. Bu görünen su buharında klor ve bileşikleri bulunabilmektedir.
Sıcak buhar sayesinde cilt gözenekleri açılan, burun ve geniz yolları rahatlayan birçok kişi yaptığının doğru olduğunu düşünür. Hatta yüksek ısıda yıkanmak sterilizasyon gücünden dolayı da içimizi son derece rahatlatır.
Yüksek ısıda (380C’nin üzerindeki ısılar) yıkanmanın birkaç yönden sakıncası bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi ısı ile artan buhar ile birlikte suda bulunan zararlı maddelerin akciğerlere taşınması olasılığıdır. Özellikle klor ve bileşenleri son derece kanserojen maddeler olduğu için akciğer kanserini desteklemeye yardımcı olabilmektedir.
Yüksek ısıdaki klorlu su sadece akciğerlere değil, aynı zamanda cilde de son derece zarar verebilmektedir. Klorun varlığı zaten başlı başına cildin yıpranmasına, kurumasına, saçların dökülmesine ve yıpranmasına neden olabilmekte iken, su ısısının yükselmesi ile etkinliği de artmaktadır. Ayrıca yüksek ısının cildi tahriş edebilmesi ve cildin kendini koruma özelliğini yıpratabilmesi de ayrıca oluşabilecek zararlardandır.
Baş bölgesinin yüksek ısıdaki su ile yıkanması ise ayrı sağlık sorunlarını tetikleyebilmektedir. Sıcak su ile yıkanmayı tercih edenlerin su ısısının 380C – 360C arasında olmasına dikkat etmeleri gerekmektedir. Bu ısı sayesinde sıcak su ile yıkanmanın faydaları daha rahat yaşayabilecek ve zararlı etkilerinden uzak kalma şansı yakalanacaktır.
Bebeklerde yıkanma suyunun ısısı son derece önemlidir. Hassas ciltleri için suyun ısısı ne yüksek ne de düşük olmalıdır.
Isı kadar sürenin de önemi yüksektir. Duş süresi için 20 dakika uzmanlar tarafından yeterli görülmektedir.
Yüksek ısıda yıkanmayı sevenler kadar soğuk suda yıkanmayı sevenler de vardır. Bazı ülkelerde gelenek olarak kabul edilen soğuk su ile yıkanmanın sağlık üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır, özellikle metabolizma hızını artırması nedeni ile kişilerin daha dinç ve enerjik olmasına yardımcı olur. Artan metabolizma hızı ile birlikte yağ yakımı da arttığı için zayıflamaya da yardımcı olmaktadır.
Sıcak suyun aksine, soğuk su cilt ve saç sağlığını korumaya yardımcıdır. Hatta yüksek ısıda yıkanmanın neden olduğu olumsuz etkileri önler.
Yıkanırken su ısısını ayarlamadan önce, su ısısının sağlık üzerindeki etkileri mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
İlginizi çekebilir: Suda ruh-zihin-beden tedavisi
Yazarın diğer yazıları için tıklayın.