X

Soğuk havalarda nasıl koşu yapabiliriz?

Son günlerde havalar güzel olmasına rağmen, unutmayalım ki Kasım ayının ortasındayız. Havalar iyice soğumaya başlayacak. Ayrıca sonunda saat da değişti. Günler daha erken bitiyor. Bir süre sonra hayvanlar kış uykusuna yatacak. Biz kış uykusuna yatmayacağımıza göre, antrenmana devam edebiliriz.

Soğuk havada koşmanın çok avantajı var: enerji seviyenizi yüksek tutabilirsiniz, kondisyonunuzu koruyabilirsiniz ve yaz gelene kadar forma girebilirsiniz. Sizlere bugün, soğuk havada nasıl koşulacağına dair 8 tavsiye vereceğim. 

Soğuk havalarda koşmak için bazı noktalara dikkat edebilirsiniz

1. Kat kat giyinin

İlk önce ince bir sentetik (polipropilen gibi) kıyafet giyin. Pamuktan uzak durmanızda fayda var. Pamuk, siz terleyince ıslanır ve bu yüzden hasta olabilirsiniz. Bu ilk kat üstüne nefes alabilen bir ceket giyebilirsiniz. Naylon veya Gore-Tex rüzgar ve yağmurdan size koruyacak ama aynı zamanda nem ve sıcaklığı çıkarabilecek bir şey olsun. Bu şekilde hem üşümezsiniz hem de fazla sıcak hissetmezsiniz. Hava çok soğuk ise bu iki kat arasına bir kat polar da gibi giyebilirsiniz.

2. Eldiven giyin

Vücut sıcağının %30’a kadar ellerden ve ayaklardan çıkıyor. Soğuk olunca nem absorbe eden eldiven giyebilirsiniz.

3. Çok fazla kıyafet giymeyin

Hareket edince zaten ısınacaksınız. Aslında koşmadan önce biraz titremek normaldir. İyi bir kural bu şekilde olabilir: 15 derece daha fazla gibi giyin.

4. Başınızı sakın unutmayın

Vücut sıcağının %40 kafadan kaybediliyor. Buff, bere, bandana, şapka takmayı unutmayın.

5. Görülmek çok önemlidir

Sonbahar ve kışın günler erken kararıyor. Reflektör ile olan kıyafetleri mutlaka giyin. Genelde spor kıyafetler üstüne reflektör kısımlar var. Olmazsa reflektör yelek alabilirsiniz. Şehirde koşmak için reflektör kıyafet veya yelek giymek şarttır. Trafikte ışıklar sayesinde siz arabaları ve motosikletleri göreceksiniz ama onlar sizi göremeyecekler. Her şeyden önce güvenlik önemlidir.

6. Görmeden olmaz

Görülmek önemli ama görmek de önemli. Bir şeye takılmamak, patika bulmak veya adımınızı nereye attığınızı görmek için kafa feneri kullanın. Mağazalarda her bütçe için satılıyor. Daha iyi bir ışık için LED ile olanı tercih edebilirsiniz.

7. Islak kıyafet ile kalmayın

Koşu sonrası kıyafetlerinizi muhakkak değiştirin

Yağmurdan veya terden dolayı ıslak kalırsanız, hipotermine olma riskiniz artabilir. Hareket bitince ve ıslak kıyafet giyince vücut sıcaklığı düşmeye başlayacaktır. Bunu engellemek için koşu antrenman biter bitmez ıslak kıyafetinizi çıkarın. Kuru ve sıcak tutan kıyafetlerinizden giyin. Hipotermineye gireceğinizi düşünürseniz (koordinasyon kaybı, şiddetli titreme, konuşamama) hemen harekete geçin. Battaniye ile kendinizi sarın, sıcak sıvı için ve gerekirse hastaneye gidin.

8. Su içmeyi unutmayın

Soğuk hava olmasına rağmen hareket edince terleyeceksiniz ve ter olarak sıvı kaybedeceksiniz. Bir de soğuk hava genelde sıcak havaya göre daha kuru bir havadır o yüzden dehidrasyon riski artar. Koşudan önce, esnasında ve sonra su içmeyi unutmayın.

Hadi, üç, iki, bir fazla düşünmeyin, sıkı giyinin, dışarıya çıkın ve koşmaya gidin. Dönüşte sımsıcak bir kahve veya bir çay size iyi gelecek ve mutlu olacaksınız.

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Koşucu sakatlıkları: Plantar fasciitis ve kolay tedavi yöntemi

Koşu dünyasında neler oluyor?

Koşucularda sık görülen yaralanma ve sakatlanmalar

Coraline Chapatte: İsviçreliyim ama neredeyse 10 senedir Türkiye'de oturup çalışıyorum. Neuchatel'de 4 sene ekonomi okudum. İsviçre'de doğan her çocuk bütün sporları küçük yaşta öğrenir. Bu yüzden spor hayatım çok yönlüydü ve çok erken yaşta sporcu beslenmesi, dinlemesi ve yaşam felsefesi gibi konular, her çocuk gibi bana da öğretildi. Mezun olduktan sonra dalmaya başladım ve çok hoşuma gitti. İsviçre'de üst düzey bir yöneticiyken her şeyi bırakıp dalmaya gittiğim Kaş'tan çok etkilenip Kaş'a yerleştim ve deniz rehberliği ve sualtı fotoğrafçılığı yaptım. 2011'de İstanbul'a taşındım. 2013 ve 2015 arasında birçok uzun mesafe (50 km ve 80 km) koşu yarışlarına katıldım. Her koşudan yeni şeyler öğrendim. Uzun koşularda kaçış noktası ve erteleme şansı yoktur. Başlarsınız ve bitirirsiniz. Bu, benim için yaşam felsefesi oldu. Ekim 2015 de “Likya Yolu Ultra Maratonu”na katılıp 6 günde 250 km koştum. Bu yolda tek başınadır herkes. Bu yolculuk sadece fiziksel değildir. Vücut ile başlar ama zihinle biter. Mayıs 2016 ilk triatlon yarışına katıldım ve 3. oldum. Dört ay sonra Eylül ayında Kuşadaşı'nda Türkiye Triatlon Şampiyonası'nda 30+ yaş kategorisinde üçüncülüğü kazandım ve Ekim ayında Antalya'da Gloria Ironman 70.3 yarışında 5. oldum. O kadar kısa bir sürede böyle sonuçlara ulaşmak disiplin, azim, sağlıklı ve dengeli bir beslenme ve iyi bir planlama ister. O dönemde istediğim sağlıklı tatlıyı bulamadığım için kendi keklerimi yaratmaya ve pişirmeye başladım; glütensiz ve rafine şekersiz "Cora'nın Kekleri” macerası bu şekilde başladı. Beş dil (Fransızca, Türkçe, İngilizce, Almanca, İtalyanca) konuşuyorum. Çeşitli konularda motivasyon seminerleri veriyor, şirketler için ve bireysel spor koçluğu yapıyor, koscora.com blogunda (Avrupa'nın en iyi 3 koşu blogu arasına seçildi) ve Türkiye'de ve İsviçre'de spor ve sağlıklı yaşam konularında yazılar yazıyor, sosyal medya danışmanlığı yapıyor ve ayrıca çeşitli dillerde tercümanlık yapıyorum. Eylül 2016'den itibaren Marmara Üniversitesi'nde Spor Psikolojisi ve Spor Yöneticiliği yüksek lisans yapıyorum.
İlgili Makale