Soğuklar geldi çattı. Sanırım kışın en güzel yanı evimizde, sıcak koltuğumuzda, elimizde bir fincan çay ya da kahve ile pencereden mevsimin güzelliğini izlemek olur. Ancak bu güzel mevsimi bu şekilde geçirmek koca bir haftanın sadece bir ya da iki günü mümkün olabilir. Hele ki günlerini dışarıda aktif bir şekilde koşturma halinde geçirmek zoruna olan metropol insanı için kış mevsimi bu kadar rahat ve konforlu olamayabiliyor.
Soğukla birlikte yaşamanın yolu, çoğunlukla kat kat giyinmek zorunda kaldığımız kalın kıyafetler ile vaktimizi mümkün olduğunca kapalı mekanlarda geçirip, her fırsatta sıcak bir şeyler içerek günü kurtarmaya çalışmaktan geçiyor. Sabahın erken saatlerinde sıcacık yatağımızdan kalkıp buz gibi sokağa çıkabilmek için üzerimize giydiğimiz o güzel manto, günün sonunda bütün ağırlığıyla omuzlarımızı aşağı çeken bir battaniye gibi bizi de ağırlaştırıyor. Kapalı mekanlarda bulunmak ve sürekli sıcak bir şeyler içmek de soğuktan kasılan bedenimizin daha kapalı ve daha hareketsiz duruma gelmesine sebep olabiliyor.
Soğuk havaların beden ve zihin üzerindeki etkileri
Beden ve zihnin birbirinden bağımsız hareket eden iki ayrı sistem olmadığını, hem içsel hem de dışsal etkilere tepki veren bütünsel bir sistem olduğunu düşünürsek, kapalı ve katılaşmış bedenimizle birlikte zihnimizde kapalı, katılaşmış duruma dönüşebilir. Düşüncelerimizin ve duygularımızın fiziksel sağlığımız üzerinde etki etmesi gibi bedenimizde yaşanan fiziksel etkiler de zihinsel ve duygusal durumumuzu etkiler. Özellikle soğuk havanın vücudumuzda ilk etki ettiği bölgeler kasılmış boyun kasları yani kendimizi ifade ettiğimiz, sesimizin çıktığı boğaz çakrasının bulunduğu alan ve içe kapanmış üst sırt ve omuzlar, bu sebepten kasılmış göğüs kasları yani vücudumuzdaki tüm organları besleyen kanın pompalandığı kalp ve fiziksel dünyadaki davranışlarımızın merkezi olduğu söylenen kalp çakrasının olduğu bölge… Yani kapalı ve kasılmış değil tam tersi açık ve esnek olması gereken bölgeler…
Peki vücudumuzdaki bu bölgelerin ısısını arttırarak daha açık ve esnek olabilmeleri için ne yapmak gerekir? Şüphesiz fiziksel aktivite, özellikle bölgesel kaslara yönelik çalışabileceğiniz pilates ve yoga çalışmaları her mevsim büyük fayda sağlar; ancak bu yazıda paylaşacağım bilgiler gün içinde vakit ayırabileceğiniz, yolda yürürken, ayakta ya da oturur pozisyonda kolaylıkla uygulayabileceğiniz küçük fakat etkisi büyük birkaç hareket olacak.
Soğuk havalara özel ısınma hareketleri
Öncelikle üşüdüğümüzde vücudumuzda neler olduğunu kısaca geçelim. Vücudumuz üşüdüğünde vücut ısısını arttıracak çeşitli mekanizmalar devreye girer. Kaslar ve dişler titremeye başlar, tüylerimiz diken diken olur. Aslında beynimizde termostat işlevi gören hipotalamus bezi, bu tepkilerin gösterilmesini sağlar ve biz vücut ısımızı artırmanın bir yolunu bulana kadar hayati organlarımızı sıcak tutmaya çalışır…
O halde biraz içimizi ısıtalım ve işe boyun kaslarından başlayalım!
- İlk olarak dik bir duruşa gelin, omuzlarınız rahat ve doğru yerlerinde olsunlar; ne çok önde, ne de çok geride. Başınızı öne eğin ve çenenizi göğsünüze doğru yaklaştırın, bu hareketi yaparken sırtınızı düz tutun.
- Sonraki harekete omuzları kulaklara doğru çekerek başlayın ve başınızı nazikçe geriye doğru yaslayın ve tekrar dik pozisyona geri dönün.
- Birkaç tekrardan sonra başlangıç pozisyonuna gelin ve omuzlarınızla geriye doğru büyük daireler yapın.
- Birkaç tekrardan sonra omuzları geride tutun ve kürek kemiklerini birbirine yaklaştırın ve tam tersini yapın; yani omuzları öne getirerek sırtınızı rahatlatın.
- Ayakta iseniz sağ bacağınızı dizinizi bükerek yukarı kaldırın ve sol bacak ile aynı hareketi tekrarlayın.
- Son olarak ayaklarınızla daireler çizerek ayak bileklerinizi de rahatlatabilirsiniz.
Bu hareketleri dilerseniz aşağıda yer alan video eşliğinde de yapabilirsiniz.
Bu basit ve kolaylıkla uygulayabileceğiniz hareketler kan dolaşımınızı arttırarak vücut ısınızın yükselmesine yardımcı olacaktır. Belki rahatlamış boyun ve üst beden kasları, daha açık boğaz ve kalp çakrasına imkan sağlar ve bu da bize, kendimizi daha güzel sözler ve daha açık bir kalp ile ifade etmemizi hatırlatır 😉