X

Soğuk duşun hayatınızı dönüştürecek 9 muhteşem etkisi

Soğuk Duş ile ateşin üzerinde yürürken yanmamanın ne ilgisi var?

Bu hafta soğuk duşun vücudumuza, zihnimize ve hayatımıza nasıl olumlu etkileri olduğunu anlatacağım. Ama öyle bir olay oldu ki onunla başlamam şart: Birçok açıdan düşündürücü bu olay yaşanır yaşanmaz, konuya dair ilgim ve bilgim olduğunu bilenler mail’lerle, WhatsApp’la, Facebook’tan kısaca aklınıza gelebilecek tüm mecralardan haberi benle paylaşıp sorular sordular. Herkese tek tek yanıt vermek gerçekten güç olacağından Uplifers’dan yazmayı tercih ediyorum.

Hadise geçtiğimiz 23 Haziran Perşembe gece yarısı Dallas’ta (Türkiye saatiyle Cuma sabah 7 civarında) meydana geldi. Tony Robbins’in ‘İçindeki Gücü Uyandır’ (Unleash the Power Within – UPW) etkinliği 7.000 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Her UPW etkinliğinde olduğu gibi tüm katılımcılar ilk günün sonunda ateşte yürümek üzere Dallas Kongre Merkezi’nin açık otoparkına yöneldiler.

Ateşte yürüyen insanın ayağı neden yanar, neden yanmaz?

Yazılarımı takip edenler biliyor ki; son 3 yıldır, dünyanın çeşitli yerlerinde Tony Robbins’in UPW etkinliklerinde ateşi yakan “Fire Team”de çalışıyorum. Binlerce insanın 1.000 dereceye varan sıcaklıktaki korların üzerinde yürüdüklerine bizzat şahit oldum. (“Bu işte bir numara var mı?” diye soranlar, korları taşıdığımız el arabasının durumuna bakabilirler; o korlar oldukça gerçek!)

Fotoğrafta da gördüğünüz gibi etkinlikte kullanılan korların hepsi gerçek.

Benim katıldığım etkinliklerde de birkaç kişinin ayağı yanmıştı. Bunlardan biri de bizimle bu etkinliğe katılan bir Türk’tü.

Bir yandan da şu hesabı göz önünde bulundurmanızı rica edeceğim: Sadece benim katıldığım 4 etkinlikte toplam katılımcı sayısı 33.000 civarındaydı. Bu 33.000 kişiden sadece 32’sinin ayağında hafif yanıklar oldu. Binde bir yani! Üstelik bu yanıklar öyle hafifti ki; biraz aloe vera sürüp yatan katılımcılar ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi etkinlikte sıçrayıp dans ediyorlardı. Ve işin en önemli tarafı ayaklarının yanmasının tek nedeninin kendi korkuları olduğunu biliyorlardı.

Bir durup düşünmek

Gerçekten de buna ihtiyacımız var hepimizin. Bakın şimdi; Dallas’taki UPW etkinliğe katılanların sayısı kaç? 7.000 kişi. Dile kolay; 7.000 kişi ateşte yürüyor ve sadece 40’ının ayağı hafif yanıyor. (ABD kaynaklarına göre sayı 30). Türkiye’deki haberlere bakıyorum; sanki sadece 40 kişi, kişisel gelişim uzmanının zoruyla ateş üstünde yürümeyi denemiş ve üstüne hepsi hastanelere yatmış! Bu haberi gören de mal bulmuş mağribi gibi atlamış üstüne; kişisel gelişimle dalga geçiyor. Aralarında psikologlar, sanatçılar falan da var. Haber böyle verilince onların yaptığını çok da yadırgamıyorum.

Anthony Robbins – Unleash the Power Within (İçindeki Gücü Uyandır)

Bana gerçekten ilginç geliyor; siz ne dersiniz? Senede 4 defa dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan UPW etkinliklerinde 10.000’lerce insanın parkta dolaşır gibi çatır çatır ateşin üstünde yürümesi haber olmuyor. Ama bu 10.000’lerce insandan sadece 40’ının ayağının yanması manşet olabiliyor! Yahu normali ateşte yürüyenin ayağının yanması değil mi? Hangisi daha “haber”? Ateşte yürüyenin ayağının yanması mı yoksa yanmaması mı? Sadece Türkiye değil, ABD medyası da sansasyonel haber peşinde. Neredeyse “Oh olsun! Salaklar!” diye yazacaklar.

UPW etkinliğinde ateşi yakan ekibin (Fire Team) kaptanı Bill Kefee’nin çıkan haberlerden sonra yaptığı paylaşımı okumak isterseniz tıklayın.

Ateşin üstünde, korkuların üstüne yürümek

Oysa ateşte yürümek bir metafor aslında. Bir kez üstünde yürümek; kendi kendinize “Hayatta yapmam/yapamam” dediğiniz şeyleri kolayca yapmanın yolları olduğunu öğretiyor size. Bu sayede kafanızın içindeki engellerden kurtarıyor, öz güveninizi pekiştirip sınırsız potansiyelinizi fark etmenizi sağlıyor. Sözünü ettiğim teknik de daha önce yine Uplifers’da yazdığım 3F yöntemi. Eğer fizyolojiniz dengede ve güçlü, filolojiniz cesaretlendirici ve odağınız da hedefteyse siz de ateş üstünde yürüyebilirsiniz. Bu üç öğeden birinde bile konsantrasyonunuz dağılırsa ayağınız yanabilir. Örneğin:

  • Tutulmuş bir şekilde korkuyla üstünden yürüyeceğiniz ateşe bakıyorsanız,
  • Korkunun fizyolojinizi etkilemesine izin verdiyseniz,
  • İçsel engellerinizi kırmaktansa etrafa caka satmayı düşünüyorsanız,
  • Ve Dallas’takiler gibi korların üstünde “selfie” çekmeye çalışıyorsanız, yanarsınız!

10 yıldır Tony Robbins etkinliklerinde çeşitli görevler alan ve en son “Date With Destiny” etkinliğinde liderlik yapan Yeliz Rüzgar’ın anlattıkları burada daha da önem kazanıyor: “Şimdiye kadar 100’e yakın kez ateşin üstünde yürüdüm. Bunlardan sadece bir tanesinde ayaklarım hafifçe yandı. Bunun sebebi de bir telefonun flaşıydı. Ateşte yürümek yüksek konsatrasyon isteyen bir süreç; tıpkı hayattaki hedeflere ulaşma süreci gibi. Işıltılı, parıltılı dikkatinizi çekmeye çalışan kişi ve şeylere takılıp bir an bile gözünüzü hedefinizden ayırırsanız yanarsınız.”

İki tür insan var

İlki; her şeyin dışında durup, medyanın gazladığı sansasyonel haberlerle “Hah hah haa… Ben demiştim!” deyip sınırlara, yetersizliklere ve engellere bakanlar. İkincisiyse; harekete geçen, engelleri aşıp-kırıp-parçalayıp birinci türdekilerin hayal bile edemeyecekleri şeyleri gerçekleştirmek üzere “Yapılamaz!” denen şeyleri deneyenler. Bilin bakalım hangisi insanlığın ilerlemesini sağlıyor?

Kişisel gelişim sektöründe birçok şarlatan, hadisenin “gaz vermek” veya “motive etmek” ya da “olumlu düşünmek”ten ibaretmiş gibi algılanmasına neden olabiliyor. Oturduğun yerden poponu bile kımıldatmadan istediğin kadar olumlu düşün ve evrenden iste hiçbir işe yaramayacaktır. İşin içine fizyolojini, psikolojini, duygularını ve aksiyon adımlarını katmadığın sürece hiçbir şeyi başaramazsınız.

Kişisel gelişim dediğimiz şey;

  • Canınızı sıkan, sizi üzen durumlarda veya öfkelenince duygularınızı kontrol etmek demek,
  • Kendinizi karanlıkta hissettiğinizde, her şey ters gidiyormuş gibi geldiğinde, içinden çıkılmaz durumların içinden çıkmak için içinizdeki gücü kullanabilmek,
  • Potansiyelinizin sınırsız olduğunun farkında olmak ve dışarıda koşullar ne olursa olsun, bu sınırsız potansiyelle hayal ve hedefleriniz için gereken adımları atmak demek.

Kısaca; sen içindeki korkunun üzerine gitmek üzere en yüksek duygusal haline girip “Asla yapamam” dediğin şeyi yapabilmeni sağlayacak sınırsız içsel potansiyeline odaklanacağına; Facebook’ta ateşte yürürken çektiğin selfie veya videoyu paylaşmayı düşünüyorsan yanarsın elbet, bu kadar basit!

Peki, bunun soğuk duşla ne ilgisi var?

Üstünde yürümek üzere başına geldiğiniz ateşe doğru ilk adımı attığınız anla; duşta soğuk suyu köklediğiniz an arasında büyük benzerlik var! Size asla yapamayacağınızı, bunu yapmanın çılgınlık olduğunu haykıran o iç sesinizi bastırmayı alışkanlık haline getirmenin harika bir yolu sabah buz gibi duşun altına girmek. Buyrun, soğuk duşun faydalarına:

1. Soğuk duş kararlılığınızı artırır

Şaka değil! Daha önce bunu yapmadıysanız, öncelikle sabah kalktığınızda soğuk suyun altına girmenin çok yüksek zihinsel güç gerektirdiğini bilmelisiniz; hem de ilk 10 günün her birinde! Bir ay boyunca bunu yaptığınızdaysa bu zihinsel güç ve kararlılık hali otomatik bir alışkanlığa dönüşür; gün içinde vereceğiniz birçok karar ve atacağınız birçok adımda bu kararlılık ve gücün etkisini yaşarsınız.

2. Soğuk duş zorlukları yenmeniz için duygusal gücünüzü ateşler

Tahammülsüz, çabuk sinirlenen ya da endişeli bir tip misiniz? Sizin ilacınız her sabah yapacağınız buz gibi bir duş. 1999’da Almanya’da yapılan ve Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü, Ulusal Tıp Kütüphanesi tarafından yayınlanan bir araştırmaya göre, soğuk duş sinir sistemimizde küçük bir oksidatif stres etkisi yaratıyor. Bir aylık soğuk duş rutini sonrası vücut bu strese alışıyor ve bağışıklık geliştiriyor. Ve sonuçta eskiden sizi strese sokan, gününüzün canına okuyan ıvır zıvırın sizi artık etkilemediğini fark ediyorsunuz. Stresli durumlara sağladığınız uyum sonucu, vücudunuzdaki ürik asit düşer, kanda bulunan ve hücrelere oksijen taşıyan glutatyon oranı tavan yapar. Bu da sizi strese karşı efsunlar.

3. Soğuk duş kilo vermek konusunda vücudu kamçılar

Vücudumuzda kahverengi ve beyaz olmak üzere iki tür yağ var. Vücutta biriken beyaz yağlar kötü ve onları sevmiyoruz. Kahverengi yağ ise vücudumuzu ısıtıp, bizi sıcak tutan “iyi” yağ.

Soğuk suyun altına girdiğimizde bu kahverengi yağlar bizi sıcak tutmak için aktive oluyorlar ve hızlı bir kalori yakımı gerçekleşiyor. Öyle ki; sadece ve sadece düzenli soğuk duş almak, başka hiçbir tedbir almasanız bile yılda 5 kilo vermenize neden olabiliyor.

4. Soğuk duş cilde ve saçlara şifadır

Soğuk duş almak, saçlarınıza ve cildinize eşsiz faydalar sağlar.

Hem cildinize, hem de saçlarınıza iyi gelecek bedava ürün bu işte: Soğuk duş! Dermatolog Dr. Jessica Krant’a göre buz gibi su cildin doğal yağlarını kaybetmesini engelliyor ve aynı fayda saçlar için de geçerli. Saçlar soğuk duş sayesinde güçleniyor, sağlıkla ışıldıyor!

5. Soğuk duş dolaşımı da bağışıklık sistemini de güçlendirir

İyi hissetmek ya da iyi görünmek sizi ilgilendirmese de eminim daha sağlıklı olmakla ilgileniyorsunuzdur! Soğuk duş aldığınız anda dolaşım sisteminiz alarma geçip, organlarınızı sıcak tutmak için daha hızlı ve bol kan pompalamaya başlıyor. Hatırlayın oksijen taşıyan glutatyonlar da artıyor bu hızlanan kan dolaşımında. Bol oksijenli güçlü dolaşım kardiyovasküler sağlığınız için bire bir!

İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, düzenli olarak aldığınız soğuk duş, hastalıklarla savaşan akyuvarların oranını da artırıyor ve bağışıklık sisteminizi güçlendiriyor.

6. Soğuk duş lenfatik sistemi hareketlendiriyor

Lenfatik sistemin, vücudumuzdaki toksinlerin atılmasında ve enfeksiyonlara karşı vücudu korumada büyük rolü var. Yani güçlü bir lenfatik sistem sizi sağlıklı tutan en önemli şeylerden biri.

Tıpkı sıçrama gibi, (Bkz. geçen haftaki yazım) soğuk duş da lenfatik sistemi roketliyor, özellikle de soğuk ve sıcak su arasında gidip geldiğinizde. Soğuk suyla büzülen lenf damarları sıcak suyla rahatlayıp açılınca durgunlaşan lenfatik sıvı hareketleniyor ve lenfatik dolaşım hızlanıyor. Hızlanan lenfatik dolaşımın da, tıpkı akyuvarların artışı gibi, bağışıklık sistemimiz üzerinde müthiş olumlu etkisi var.

7. Soğuk duş kaslarınızın yenilenmesini hızlandırır

Yüksek performans gösteren sporcular, yoğun antrenmanlar sonrası kaslarının çabucak toparlanmasını sağlamak için buz banyosu yaparlar. Soğuğun kaslar üzerindeki etkisi, 2009’da Finlandiya Turku Üniversitesi’nde yapılan deneylerle de kanıtlanmış durumda. Kaslarınızı zorladığınız yorucu bir günün ardından ya da ertesi sabahında yapacağınız çok sıcak ve çok soğuk su arasında gidip geldiğiniz bir duş sonrası kaslarınız size müteşekkir kalacak!

8. Soğuk duş sizi daha uyanık ve atik yapar

Her şeyin fizyolojide başladığına, Uplifers yazılarımda birkaç defa değinmiştim. Burada da durum direkt olarak fizyolojiyle ilgili. Soğuk suya vücudumuzun verdiği ilk reaksiyon; vücut ısısını dengelemek ve bizi sıcak tutmak için derin nefesler almak. Bu da otomatik olarak vücudumuza ve dolaşım sistemimize giren oksijen seviyesini bir anda artırır. Aynı zamanda kalp atışlarımız da hızlanır ve doğal olarak tüm vücudumuza oksijeni her zamankinden daha bol bir kan hücumu olur. Ve böylece; tüm gün ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi doğal yollardan vücudumuza pompalamış oluruz.

9.  Soğuk duş depresyondan kurtarır

2008 yılında yapılan bir çalışma soğuk hidroterapinin, belirgin bir yan etki ve bağımlılık yaratmaksızın analjezik bir etki oluşturduğunu ortaya koyuyor. Soğuk suyla yapılan duşlar aynı zamanda depresyon semptomlarını da rahatlatıyor: Soğuk suyun yoğun ve çarpıcı etkisiyle deri altındaki reseptörler, beynin periferik sinir uçlarına bunaltıcı yoğunlukta elektrik darbeleri gönderiyor ve bu da beyinde üretilen kimyasallar sayesinde bir antidepresan etki yaratarak ruh halini olumlu yönde değiştiriyor.

Duşa girip, pat diye buz gibi suyu açmak zor iş. İşte bu yüzden işinizi kolaylaştıracak birkaç tüyo:

  • Duşa normalde nasıl yıkanıyorsanız o sıcaklıkta başlayın ve sıcak duşun keyfini çıkarın. Ama hatırlayın çok önemli bir göreviniz var: Son 1 dakika soğuk suyun altında olacaksınız; ne kadar soğuk o kadar iyi! (Daha sonra süreyi artırmayı da değerlendirin lütfen)
  • Bunu bir deneye dönüştürün. Yapacağınız tek bir şey var: Yarın sabahki duşunuzu soğuk suyla yapmak ve deneysel anlamda gün boyu bunun vücudunuza etkisini gözlemlemek. Sıcak suyla başlayabilirsiniz; ama sonunu soğukla getirmelisiniz. Hoşunuza gittiyse ertesi gün soğuk duşun sizdeki etkisini gözlemlemeye devam edin; hatırlayın bir deney yapıyorsunuz.
  • Kendinize söz verin. Bir takvim yaprağını duvara asın ya da 30 küçük kutuyu bir kağıda çizerek sıralayıp, her gün soğuk duş sonrası o güne dair kutuyu işaretleyin. Kendinize karşı yaptığınız bu 30 günlük meydan okumayı bitirince iddiaya girerim ki, soğuk duşa devam edeceksiniz!

Lütfen anımsayın: Eğer bu sizde stres yaratacaksa kendinizi zorlamanın bir anlamı yok. Bunu eğlenceli bir sabah rutinine dönüştürün: Soğuk suyun altında nefesiniz kesilince attığınız çığlıkları kahkahaya çevirin mesela ve bakın bakalım; güne gülüp eğlenerek başlamak size neler kazandıracak.

Bir de soğuk duş mucizesini hayatınıza sokmak için en güzel mevsimdeyiz. Lütfen değerlendirin!

V. Tolga Hancı: Doğma büyüme İstanbul'lu Tolga, 20 yıllık reklamcılık kariyerini danışmanlığa, ve oradan da koçluk ve eğitmenliğe dönüştürmüş bir yüksek performans stratejisti. Çalıştığı kişi ve kurumların; hayatın her alanında sınırsız potansiyellerinin % 100'ünü kullanarak, daima yüksek performansta kalabilmeleri için stratejiler üretiyor. Power Coaching'in ve Anthony Robbins Türkiye oluşumlarının kurucu ortağı. Birlikte çalışacağı kişi ve kurumların hedef ve hayallerini merak ediyor ve şöyle söylüyor: "İstiyorsan yaparsın! Asıl soru şu: Harekete geçmek için ne kadar isteklisin?"

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale