X

Sizin sevgi diliniz hangisi: 5 farklı sevgi dili ile iletişiminizi iyileştirin

Sevgi dilinizi biliyor musunuz? Peki ya partnerinizinkini? İletişim hatalarını ortadan kaldırabilmek, sevginizi doğru ifade edebilmek ve partnerinizle ortak bir sevgi dili geliştirebilmek mümkün! Partnerlerimizi ne kadar seversek sevelim, bazen bunu ifade ederken dilimiz tutuluyormuş veya sinyalleri yanlış okuyormuşuz gibi hissedebiliriz. İletişimin sağlıklı ve kalıcı bir ilişkinin anahtarı olduğunu biliyor olabiliriz ancak partnerinizle doğru şekilde iletişim kuruyor musunuz? 1990’larda yazar ve danışman Gary Chapman tarafından geliştirilen beş sevgi dili, insanların sevgiyi ifade etmek ve sevgiyi almaktan hoşlandıkları farklı yolları açıklayan bir yöntemdir. Beş sevgi dili şunları içerir:

  • Paylaşım davranışları
  • Fiziksel temas
  • Kaliteli zaman
  • Hediye vermek / jestler
  • Onaylama / takdir

Peki, partnerinizin sevgi dilini öğrenmek iletişim kurmanıza gerçekten yardımcı olabilir mi? Psikoterapist Beverley Blackman bu konudaki yaklaşımı dikkat çekici:

“Birbirinizin sevgi dillerini öğrenmek (genellikle öne çıkan iki tercihimiz vardır) partnerinizi daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir. Bir ilişkinin ilk günlerinde, bir kişi ilişkinin doğru yönde ilerlediğini doğrulamak için belirli bir davranış arıyor olabilir. Her iki partner de kendilerinin ve partnerlerinin sevgi dillerinin farkındaysa bu onlara kendilerini daha iyi anlama fırsatı verir. Herkes farklı olduğundan ve sevgiyi ifade etmek için kendi yollarına sahip olduğundan, tüm sevgi dilleri önemlidir. Bir ilişkiyi dengeli, saygılı ve canlı tutan şey, küçük bağ kurma eylemleridir.”

Özünde; sevgi dilimiz, yakın olduğumuz kişiler hakkında hissettiklerimizi paylaşmayı tercih ettiğimiz yoldur. Kendi sevgi diliniz ve partnerinizin sevgisini göstermeyi tercih etme şekli hakkında daha fazla şey öğrenerek, birçok yanlış iletişim hatasından ve yanlış anlamalardan kaçınmaya başlayabilirsiniz.

1. Paylaşım davranışları

Hayatınız şimdikinden daha kolay olsa daha keyifli hissetmez miydiniz? Hayatı keyifli kılan şeylerin başında çevremizdeki insanlarla sağlıklı iletişim kurmak ve sevgiyi paylaşmak geliyor. Sevgi diliniz paylaşımcı ise, partnerinizle birbirinizin hayatınızı kolaylaştırmak kadar değer verdiğiniz hiçbir şey yoktur. İster size kahvaltı hazırlamak, ister hasta olduğunuzda size bakmak veya kendinizi bitkin veya moraliniz bozuk hissettiğinizde evde fazladan bir veya iki iş yapmak olsun, eylemlerin kelimelerden daha yüksek sesle konuştuğuna kesinlikle inanırsınız.

2. Fiziksel temas

Yakınlaşmaktan daha yakın hissetmenin daha iyi bir yolu var mı? Sevgi dili fiziksel dokunuşlar olan kişiler, sevginin fiziksel belirtilerini paylaşırken sevildiklerini en çok hissedenlerdir. Bu, el ele tutuşmaktan kucaklaşmaya, öpüşmeye ve seks yapmaya kadar her şeyi içerir. Fiziksel dokunuşu paylaşmak, yalnızca onaylayıcı değil, aynı zamanda güçlü bir duygusal bağın yanı sıra sıcaklık ve rahatlık hissi yaratan bir yakınlık duygusu yaratabilir.

3. Kaliteli zaman

Keyifli zaman geçirmekten daha büyük bir keyif yoktur. Eğer kaliteli zaman sizin sevgi dilinizse, partneriniz sizinle vakit geçirmek istediğinde takdir edildiğinizi en çok hissedersiniz. Aktif dinleme, göz teması ve partnerinizin size tüm dikkatini vermesi (sosyal medya veya diğer kesintiler olmadan) önemlidir. Anlamlı ve kaliteli zamanın anahtarı, onu partnerinizle aktif olarak geçirmektir. Partnerinizle birlikteyken sohbetlere doyamıyor, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor, birbirinizden başka bir şeyle ilgilenmeyip sadece birbirinize konsantre olarak zaman geçiriyorsanız, sevgi diliniz budur.

4. Hediye vermek / jestler

Birinin sevgisini satın alamazsınız ama hediyeler, nasıl hissettiğinizin görsel, somut bir sembolü olabilir. Hediye almanın sevgi dili, büyük harcamalarla ilgili değildir; her hediyenin arkasındaki düşünceyle ilgili manevi bir değer içerir.

Verilen hediye, hediye alan kişinin bir bağ hissedeceği bir şey olduğunda, hediye vermek fiziksel ve anlamlı bir süreç olabilir. Anahtar, hediye verenle değil, tamamen hediye alanla ilgili bir şey olduğundan emin olmaktır. Plansız gerçekleşen ve tamamen içten gelen, bazen bir kağıda bir not, bazen bir meyve dilimini paylaşmak bazen de yürüyüş yaparken ansızın bir dükkana girip hediye almak gibi. Bu bazen maddi değeri yüksek bazen düşük olabilir ancak genellikle manevi bağı güçlendirdiğinden aralıklı olarak tekrarlanan davranışlardır.

5. Onaylama / takdir

Kelimeler düşündüğünüzden daha güçlüdür. Onay sözleri tercih ettiğiniz sevgi diliyse, sözlü onaylara tüm diğerlerinin üzerinde değer veriyorsunuz demektir. Bu iltifat, teşvik veya takdir sözleri şeklinde olabilir. “Seni seviyorum“u sık sık duymayı tercih ediyorsanız, iltifatlar ve övgüler ağırlıkta söylemleriniz ise, onaylamalarınızı kısa cümlelerle değil yorum katarak ve partnerinizi yücelterek yapıyorsanız, sevgi diliniz budur.

Aşk dilini öğrenmek

Çiftlerin farklı aşk dillerine sahip olması alışılmadık bir durum olmasa da, sizinkinin ne olduğunu öğrenmek birbirinizi daha iyi anlamanın değerli bir yolu olabilir. Beverley’nin açıkladığı gibi, “Partnerinizin zihninin ve kalbinin nasıl çalıştığını anlamak önemlidir. Bu şekilde, kendi yöntemleriyle şefkat gösterdiklerini anlarsınız. Bu anlayış olmadan, kendinizi rahatsız veya güvensiz hissedebilirsiniz. İletişim, her ilişkinin temel taşıdır ve gözlem yapmak her zaman işe yarar.”

Araştırlamalar gösteriyor ki, mutlu ve sağlıklı devam eden ilişkilerin temelinde ortak sevgi dili ve iletişim yatıyor. Sevgi dili ilk olarak kişinin kendi ailesinde öğrenilen bir olgu olduğuna göre partnerinizin sevgi dilini öğrenirken aile içindeki iletişim dilini gözlemlemeniz çok aydınlatıcı olabilir. Herkesin sevgi dili birbirinden farklı olduğuna göre ilişkinize yeni bir sevgi dili oluşturabilir ve “geçinmeye niyetiniz var ise” bunu başarabilirsiniz.

Sevgiyle ve neşeyle kalın..

İlginizi çekebilir: İş yerinde mindfulness: Anda kalarak zihninizi odaklayın

Görkem Bakkaloğlu: Yüksek lisans eğitimi İnsan Kaynakları Yönetimi olup, 10 yıllık kurumsal iş hayatında uluslararası şirketlerde eğitim ve gelişim, strateji ve performans yönetimi, yetenek ve kariyer yönetimi konularında uzmanlaşarak, takımlara liderlik etti. Uluslararası Koçluk Federasyonu’nun Yetkilendirilmiş Koç Eğitim Programı mezunu profesyonel koçtur. 1000 saati aşkın koçluk seansı tecrübesi vardır. Türkiye’nin sürdürülebilirlik alanındaki ilk eğitimlerini tasarlayan eğitmenlerindendir. Türkiye’de sağlık ve futbol sektöründe motivasyon ve performans koçluğunu başlatan ve sistemler kuran ilk profesyonel koçtur. Motivasyon, performans ve sürdürülebilir sağlıklı yaşam temelli eğitim ve koçluk programları ile insanların hayatlarını dönüştürmelerine yardımcı olmaktadır.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale