X

Sizi yansıtan bir salona sahip olmak için ilham veren dekorasyon fikirleri

Evimizin en çok zaman geçirilen alanı salonumuzun bizi ve zevklerimizi en iyi yansıtan bir sahne gibi olmasını da arzularız. “Salon doğru ışık alıyor mu?”, “Yeterince aydınlatılıyor mu?” ya da “Mobilya seçimlerimiz odanın şekli ve büyüklüğüne göre doğru yapılmış tercihler mi?” gibi soruları bir kenara bırakırsak, ara sıra gelen değişiklik dürtümüzü daha basit bir şekilde baskılamak ve bu ortak alanı daha karakterli hale getirmek için en temel adım; duvarlara hayat verecek renk uygulamalarına bir göz atmak ve bu oyunu daha heyecanlı hale getirecek aksesuar seçimleriyle doğru kombinasyonları elde etmeye çalışmaktır.

Dikkat edilmesi gereken en önemli konu; çok baskın veya pastel tonları seçmek isterseniz, odanızın ışığı ve ebatlarına göre kararlar almaya çalışmak olacaktır. Parlak renkler bir süre sonra üzerinize üzerinize gelebileceği gibi, çok fazla yumuşak tonları bir arada kullanırsanız mutsuz ve enerjisi düşük bir salonla baş etmek zorunda kalabilirsiniz. Salonunuzu dekore ederken ilham verecek noktaları aşağıda bulabilirsiniz. 

1. En klasik: Beyaz ve ahşap uyumu

Hiç risk almak istemediğiniz anlarda yardımızına koşacak olan beyaz duvarlar, her daim modası geçmeyen bir klasiktir. Sıcak ve zarif bir dokunuş yakalayabilmek için beyaz duvarlarınızı yine sıcak ahşap tonlarında mobilyalar ve aksesuarlar ile besleyebilirsiniz. Her tip mekana ve her tür mobilya seçimine uyum sağlayabileceği gibi, küçük ve basık salonlarda mutlaka ilk akla gelmesi gereken tercih olmalıdır.

Beyaz ve ahşap uyumuzunu muhakkak altın rengi ama minimal objeler ile süslemeyi denemelisiniz. Koltuk tercihlerini kahverengi tonlarda hatta deri bitişli malzemelerden yana yapmak oldukça başarılı sonuçlar verecektir. Beyaz duvarlara şüphesiz en çok yakışan siyah çerçeveli tabloları da dekorasyonu tamamlarken ihmal etmemek gerek…

 

2. Grinin her tonu

Biz mimarların en sevdiği olan gri, genellikle yarattığı soğuk havadan dolayı ürkek yaklaşılan bir renktir. Oysa onu sıcak ve samimi bir hale getirip oldukça rafine bir etki yakalamak çok kolay. Duvarlarda tercih edeceğiniz gri tonunun üzerine koltuk dokunuzu, yastıklarınızı, halınızı da gri tercih edebilirsiniz ancak bunu yaparken hassas bir şekilde malzemelerin dokularıyla ve grinin tonlarıyla oynamalısınız. Oldukça zarif ve modern sonuçlar elde edebileceğiniz gri tonlarını siyah ve beyazlar ile destekleyebilir, böylece ortaya çıkması pek de istenmeyen soğukluk ve monotonluğu kırabilirsiniz.

3. Nedir bu Marrs Yeşili? 

2017 yılının en çok konuşulan rengi olmayı başaran Marrs Green yani Marrs Yeşili oldukça iddialı olmasına rağmen evlerimize girmesi için can attığımız heyecanda bir renk aynı zamanda. Dünyanın en sevilen rengi kabul edilen Marrs Yeşili’ne ismini veren Annie Marrs bu rengi seçerken İsviçre’deki Tay nehrinden ilham aldığını açıklıyor. Oldukça davetkar olduğu kabul edilen rengi siz de salonunuza sokmak isterseniz onu çok şık kahverengi deri koltuklar ve sıcak ahşaplarla kombinleyebilirsiniz. Siyah krom aksesuarlar veya altın tonlarla da oldukça uyum gösterecektir.

4. Denize doğru

Henüz Marrs Yeşiline hazır değilseniz ama mavi tonların verdiği huzuru deneyimlemek istiyorsanız, en dingininden pastel mavileri salonunuzun duvarlarında kullanabilirsiniz. Ahşapın sıcak dokusuyla birleştiğinde muhteşem etkiler yaratan mavi tonlarını yine beyaz veya koyu lacivert tonlarda aksesuarlarla veya hasır malzemelerle besleyebilirsiniz.

Her ne şekilde kombinlenirse kombinlensin içinizi huzur dolduran  ve sizi kucaklayan bir salon garantisi bizden…

 

5. Sarı ile yeşilin mükemmel uyumu

Yıllardır süregelen o beyaz, bej, gri duvarlardan içi sıkılanlar buraya… Farklı bir deneyim yaşama peşindeyseniz, duvarlarınızı pastel bir sarı tona boyayabilir, salonun geri kalanında da yine pastel renkler ve ağırlıkla lime yeşili objeler tercih edebilirsiniz.

Böylece salonunuzu yaz gibi uçuş uçuş ve fresh bir enerjiyle doldurmuş olacaksınız. Genellikle güzel ışık alan orta ölçekli salonlarda tercih edilmesi uygun olacaktır.

 

6. Pembe panjurlu hayaller

Pembe rengi evime asla sokmam diyenlerdenseniz bir daha düşünmekte fayda var. Fazla Barbie evi olması endişesi taşıtsa da, doğru tonlamalar yapıldığında pembe bir duvar oldukça karakterli, kararlı ve trendy bir görünüm elde etmenizi sağlayabilir.

Duvarlarda kullanacağınız pembeyi beyaz mobilyalarla yumuşatabilir, tam zıt tonlarda koyu yeşil veya lacivertlerle kombinleyebilir veya daha koyu ton pembeler hatta bordolarla tone on tone etkisi yaratabilirsiniz. Farklı bir salon hayal ediyorsanız pembe rengine bir şans vermeniz şiddetle tavsiye edilir.

 

7. Kontrast kontrast kontrast!

Oldukça baskın ama bir o kadar da karakterli bir duvar istiyorsanız somon ve şeftali arasında gidip gelen hatta kimi zaman turuncu ve kahverengiye çalan tonları duvarlarınızda tercih edebilirsiniz. Bu renkler duvarlarınız ile mobilyalarınız hatta aksesuarlarınız arasında çok zevkli kontrast etkiler yaratmanıza fırsat verecektir.

Baskın bir etki yaratılacağının tekrar altını çizerken, mutlaka hacimli, aydınlık ve yüksek salonlarda tercih edilmesi gerektiğini de hatırlatmakta fayda var.

 

İlginizi çekebilir: Keyifli ve şık bir ortam yaratmak için salonlarda yerden aydınlatma fikirleri

Gülin Keskin: 1985 yılında İstanbul’da doğdum. 2005 yılına kadar İstanbullu sonrasında hem İstanbul hem Milanolu oldum. İtalyan Lisesi’nden mezun olduktan sonra, pılımı pırtımı toplayıp mimarlık öğrenmek için İtalya’ya yerleştim çünkü bence bu işi en yapan adamlar hep ordaydı. Politecnico di Mllano’da hem lisans hem yüksek lisans eğitimimi tamamlarken, bolca seyahat ettim ve mimarlığı en çok da gezerken öğrendim. Bu sırada farkında olmadan İtalyan kültürünün de bağımlısı oldum. 2012 yılında İstanbul’a dönerek kariyerime burada devam ettim ve 2016 yılında kendi mimarlık ofisim GKMO’yu kurdum.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale