X

Siz de mi bunları yaşıyorsunuz, nedeni PKOS olmasın?

Kilo sorunum var… Gebe kalamıyorum… Sivilce ve tüylerden bıktım… Saçlarım ne yapsam güçlenmiyor… Adetlerim düzensiz… Hepimizin sık sık duyduğu yakınmalar…

Bunların nedeni sık görülen, ama az bilinen bir hastalık olan polikistik over sendromu olabilir… 

Polikistik Over Sendromu sık rastlanan bir sorun olmakla birlikte, belirtilerin değişebilmesi tanı konmasının gecikmesine neden olabilir. (1) PKOS belirtilerini bilmeniz, doktorunuza danışarak tedavinizi zamanında almanızı sağlayan ilk adım olacaktır.

Polikistik Over Sendromu (PKOS) nedir?

Polikistik overin birebir çevirisi yumurtalıklarda çok sayıda kist olmasıdır. Bu durumda yumurtalıkta normalden çok sayıda folikül kisti oluşur ve yumurtalığın boyutu büyür (Folikül kisti normalde kadınların gebe kalabilmeleri için yumurtayı serbestleştirdikleri içi sıvı dolu kürelere verilen isimdir). Sonuçta yumurtalıklarda bulunan bu çok sayıdaki kistler polikistik over sendromu (PKOS) adı verilen duruma yol açar. (1) Bu durum 5-10 kadın kadar sık görülmektedir. (2)

Akla ilk gelen soru: “bu kadar sık olan ve yumurtalıklarda çok sayıda kist olmasının ne zararı olabilir ki?” şeklinde. Ancak PKOS adet düzenini, doğurganlığı, hormonları ve dış görünümü, hatta uzun süreli sağlığı etkileyebilen önemli bir sağlık sorunudur. (1,2)

PKOS’un Nedeni Nedir?

PKOS’un nedeni tam olarak bilinmemektedir, ancak PKOS’ta kanda üreme sistemini düzenleyen bir hormon olan luteinizan hormonun (LH) ve erkeklik hormonlarının (androjenler, testosteron) düzeyleri yükselir ve bu yüksek miktarlardaki hormonlar yumurtalıkların çalışmasını engeller. (2)

PKOS’un Belirtileri Nelerdir? (2,3)

PKOS’ta hormon düzeylerinde oluşan değişiklikler; adetlerde düzensizlik, adet görmeme, kıllanma, saç dökülmesi, akne, kilo alma ve gebe kalamama gibi belirtilere yol açar. Bu belirtiler genellikle ergenlik veya gençlik döneminde ortaya çıkar ve şiddetleri her kadında farklı düzeyde olabilir.

  • Adet düzensizliği: Adet görmeme, seyrek veya düzensiz adet görme şeklindedir. PKOS’u olan kadınlar genellikle yılda 6-8 kez adet görür, kilo aldıkça adet düzensizliği ağırlaşabilir.
  • Kilo alma: PKOS’lu kadınların kilosu giderek artabilir ve yaklaşık yarısında obezite oluşur.
  • Kıllanma ve akne: PKOS yüz ve vücutta kıllanma, aşırı yağlanma, akne gibi sorunlara yol açabilir. Ayrıca erkek tipi saç dökülmesi görülebilir.
  • Kısırlık: PKOS’lu kadınların çoğunda normal yumurtlama olmadığı için gebe kalmaları güçleşir. Bu nedenle korunmasız ve düzenli bir birlikteliğiniz olmasına rağmen 6-12 ay içinde gebe kalamadıysanız mutlaka bir doktora danışmalısınız.
  • Depresyon ve endişe hali: Sık görülen bu durumlar gereğinde ayrıca tedavi edilir.
PKOS belirtileri genellikle ergenlik veya gençlik döneminde ortaya çıkar ve şiddetleri her kadında farklı düzeyde olabilir.

PKOS şeker ve kalp hastalıklarına yol açarak gelecekteki sağlığı da etkileyebilir:

  • Şeker ve kalp hastalıkları: PKOS insülin direncine ve kan insülin düzeylerinde artışa yol açar ve PKOS’u olan 3 kadından birinde 40 yaşında glukoz tolerans bozukluğu (prediyabet, gizli şeker), 10 kadından birinde ise şeker hastalığı (diyabet) gelişir. Aşırı kilo, şeker hastalığı ve PKOS’u olan kadınların yaklaşık yarısında bulunan uyku apnesi (geceleri nefesin durması) kalp hastalığı gelişme riskini artırır.

PKOS Nasıl Anlaşılır? (2)

Yukarıdaki belirtilerden herhangi biri varsa kadın doğum doktorunuza danışmayı ihmal etmeyin. Doktorunuz sizi muayene edecek ve gerekli görürse bazı testler isteyecektir.

Genel olarak aşağıdaki 3 durumdan 2’si varsa PKOS olduğu söylenebilir:

  1. Adet düzensizliği
  2. Erkeklik hormonu düzeylerinde yükselme (kan testleri veya kıllanma, akne, erkek tipi saç dökülmesi belirtilerinin varlığı)
  3. Ultrasonografide yumurtalıklarda çok sayıda kist olduğunun görülmesi

Bu testlerle birlikte veya daha sonra doktorunuz farklı kan testleri de isteyebilir.

Peki PKOS Nasıl Tedavi Edilir?

PKOS tedavisinde doktorunuzun önerdiği ilaçları düzenli şekilde kullanmanız çok önemlidir; ilaçların yanı sıra yaşam tarzınızı da daha sağlıklı olacak şekilde değiştirmeniz gerekir. (1-3)

Sık rastlanan bir sorun olan PKOS ile sağlıklı yaşam önerilerine uyup, doktorunuzun önerdiği tedavileri alarak başa çıkabilirsiniz.

Doğum kontrol hapları: PKOS’lu kadınlarda adetlerin düzenlenmesi için en sık kullanılan yöntemdir. Doğum kontrol hapları adetleri düzenleyerek rahim iç katmanının (endometriyum) kalınlaşmasını ve rahim kanseri oluşmasını engeller. Erkeklik hormonu üretimini engelleyerek kıllanma ve aknenin iyileşmesini, saçların uzamasını destekler. Ayrıca hamile kalmak istemeyen ve seyrek de olsa yumurtlaması olan kadınlarda gebelikten koruyucu etki sağlar. Doğum kontrol hapları etkili ve güvenlidir, yeni nesil doğum kontrol hapları bazı kadınların korktuğu gibi kilo alımına yol açmazlar. Bazen ilk aylarda bulantı, şişlik, lekelenme gibi geçici  yan etkiler görülebilir, ancak bunlar ilk 2-3 ay içinde kendiliğinden ortadan kalkar. Uzun süredir adet görmemiş olan kadınlarda önce adet görülmesini sağlayan bir hormon verilebilir. Adet düzensizliğinin tedavisi amacıyla her ay belli günlerde progesteron da kullanılabilir, ancak bu yöntem akne ve kıllanmayı etkilemez. (2)

Kilo verme: Adet düzensizliği, insülin direnci ve diğer belirtilerin giderilmesinde çok yararlıdır. Aşırı kilolu PKOS hastalarının çoğu ağırlıklarının %5-10 kadarını bile verdiklerinde, belirtilerinde iyileşme olduğunu fark ederler. Kilo vermek için diyet ve egzersiz birlikte uygulanmalıdır. Meyve ve sebze ağırlıklı, tam buğday ekmeği gibi rafine olmayan gıdalarla, yağsız et-balık ve kümes hayvanlarıyla beslenmek; şeker, tuz ve kafein tüketimini azaltmak sağlıklı beslenmenizi sağlayacaktır. Özellikle kahvaltı olmak üzere öğünler düzenli tüketilmeli ve alkol tüketimi sınırlanmalıdır. Sağlıklı bir yaşam için haftada en az 3 kez 30 dakika fiziksel egzersiz yapmanız da çok önemlidir. Bu konuda ayrıntılı bilgiyi doktorunuzdan ve diyetisyeninizden edinebilir ve kendinize özel bir program belirleyebilirsiniz. (1-3)

İnsülin direnci söz konusuysa doktorunuz buna yönelik bir ilaç da verebilir. (2)

Kısırlık yakınması olan yaklaşık 10 kadından 7’sinde PKOS bulunduğu bilinmektedir. Bu durum aşırı kilolu olan kadınlarda daha sıktır ve ilk önce kilo verilmesi önerilir. Zayıflamanın yanı sıra gebe kalmak için uygulanan çeşitli tedaviler bulunmaktadır. Bunlar yumurtlamayı sağlayan ilaçlar, hormon destekleri gibi doktorunuzun durumunuza göre seçeceği tedavilerdir. (2,3)

Sonuç olarak, sık rastlanan bir sorun olan PKOS ile sağlıklı yaşam önerilerine uyup, doktorunuzun önerdiği tedavileri alarak başa çıkabilirsiniz.

Sağlıklı ve mutlu günlere…

 

Kaynaklar:
1. Polycystic ovary syndrome: what it means for your long-term health. 
2. Barvieri RL. PCOS Overview.
3. Polycystic ovary syndrome.
4. Polycystic ovary syndrome. 

İlginizi çekebilir: Her kadının korunma yöntemi kendisine özel: Sizin için en doğru doğum kontrol yöntemi hangisi?

Op. Dr. Ebru Zülfikaroğlu: 1989’da TED Ankara Kolejini, 1995’de Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. 2001’de Numune Hastanesinde Genel Cerrahi Uzmanlığını, 2004’de Zekai Tahir Burak Hastanesinde Kadın Doğum Uzmanlığını aldı. 2001- 2002 yıllarında Yale Üniversitesi Reprodüktif Endokrinoloji ünitesinde ‘İmplantasyonda HOX A10 genin ekspresyonu’ ile ilgili moleküler düzeyde çalışmalarda bulundu. Horasan ve Haymana Devlet Hastanelerinde Kadın Doğum Uzmanı olarak hizmet verdi. Zekai Tahir Burak Hastanesinde Perinatoloji (Yüksek Riskli Gebelik), İnfertilite (Kısırlık), IVF (Tüp Bebek), Menopoz, Jinekoloji ve Endoskopik Cerrahi ünitelerinde çalıştı. 2009- 2010 yıllarında CISED’in eğitim programına katılarak Cinsel Terapist oldu. Genel Cerrahi uzmanı Doçent Dr Barış Zülfikaroğlu ile evli. www.drebruzulfikaroglu.com

Aldığımız iki nefesten biri denizden: #MaviNefesProjesi

Denizler, gezegenimizin kalbinde atan en önemli yaşam kaynakları. Sadece tatil rotalarını ya da en şahane manzaraları süslemekle kalmayan bu su ve hayat kaynaklarımız, gezegenimizin dengesi ve canlı yaşamlarının devamı için de kritik bir rol sahibi. Çünkü, ihtiyaç duyduğumuz oksijenin yarısından fazlası denizlerden geliyor. Ancak, denizlerimizin karşı karşıya olduğu tehditler, ekosistemin geleceğini tehlikeye atıyor.



İklim değişikliği, çevre kirliliği, insan müdahaleleri, plastik atıklar, petrol sızıntıları veya müsilaj gibi pek çok faktör, denizleri kirletmekle kalmıyor geleceğimizi de adım adım yok etmeye başlıyor. Çünkü denizlerdeki kirlilik, hem denizdeki hem de karadaki canlı yaşamını tehdit ediyor ve ekosistemin dengesini bozarak gezegenimizin geleceğinden çalıyor.

Denizlerimizin ve gezegenimizin karşı karşıya olduğu tehditler karşısında sessiz kalmayan Garanti BBVA, DenizTemiz Derneği/TURMEPA iş birliğiyle sürdürdüğü Mavi Nefes Projesi ile bu yıl da denizlerimize, yani yaşam kaynağımıza, sahip çıkıyor. Mavi Nefes Projesi, başta plastikler olmak üzere deniz çöplerinin toplanmasına ve deniz ekosisteminin korunmasına katkı sağlıyor ve denizlerimizdeki oksijen kaynakları olan deniz çayırlarını ve mercanları çoğaltıyor.

“Dünyaya iyi bakıyoruz, geleceğe iyi bakıyoruz.”

“Dünyaya iyi bakıyoruz, geleceğe iyi bakıyoruz.” misyonuyla yola çıkan Garanti BBVA, DenizTemiz Derneği/ TURMEPA ile birlikte hem deniz kirliliğini azaltmak hem de denizlerdeki biyoçeşitliliği korumak ve deniz ekosistemini rehabilite etmek için uzun soluklu bilimsel koruma ve izleme çalışmaları yürütüyor.

Mavi Nefes Projesi kapsamında Eylül 2021-Haziran 2024 döneminde Marmara Denizi, Adrasan ve Van Gölü’nde yaklaşık 200 bin kişinin günlük üretimine eşit 230 ton katı ve sıvı atık toplandı, uygun olan atıkların geri dönüşüme kazandırılması içinse çalışmalar sürüyor.



Projenin eğitim ayağında ise deniz temizliği konusundaki farkındalığı artırmak amacıyla ortaokul öğrencilerine ve öğretmenlerine denizlerin önemi, deniz ekosisteminin korunması ve sürdürülebilir su kaynakları için bireysel sorumluluklar konularında eğitimler veriliyor. Mavi Nefes Eğitim Otobüsü ve çevrim içi eğitimlerle 3 yıl boyunca 8 ilde yaklaşık 80 bin öğrenciye ulaşıldığı biliniyor.

Bu başarılı iş birliği, hem denizlerimize hem de gezegenimize hayat verirken; temiz denizlerin, sağlıklı ve uzun ömürlü bir yaşamın temelini olduğunu da bir kez daha bizlere hatırlatıyor. Denizlerdeki deniz çayırlarını ve mercanları koruyup çoğaltmak için çalışmaların sürdürüldüğü Mavi Nefes Projesi sayesinde “aldığımız iki nefesten biri denizden” diyen Garanti BBVA, DenizTemiz Derneği/ TURMEPA ile tertemiz ve sağlıklı yarınların kapısını aralıyor. Bu başarılı iş birliğinden ilham alarak geleceğimizden çalmak yerine geleceğimizi korumak için çalışmak ve denizlerin yaşam kaynağımız olduğunu her an hatırlamak ve hatırlatmak, hepimizin yarınlarımıza yapacağımız en büyük yatırım.

*Bu yazı Garanti BBVA katkılarıyla hazırlanmıştır.



Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.



Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.

Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sofralarda sürdürülebilir şıklığın yeni adı: Porland Re-Gen

Doğaya olan etkimiz, her gün attığımız adımlarla yeniden şekilleniyor. Günlük yaşamımızda aldığımız kararlar, tüketim alışkanlıklarımız ve yaşam tarzımız, doğa üzerinde hiç silinmeyecek izler bırakıyor, üstelik bu izler günden güne daha da derinleşiyor. Ulaşım tercihlerimizden yeme-içme alışkanlıklarımıza, satın aldığımız ürünlerden şehir hatta ülke dışından verdiğimiz siparişlere kadar hayatımızın her alanında karşımıza çıkan bu etki, yani karbon ayak izimiz, aynı zamanda günlük yaşamda kullandığımız eşyalarla da yakından ilişkili. Ne yediğimiz, ne içtiğimiz kadar yediklerimizi-içtiklerimizi nasıl tükettiğimiz de karbon ayak izimiz üzerinde etki sahibi.



Bu durumun farkında olan ve çevre bilinciyle hareket eden Porland, kırık porselenleri yeniden hayata döndüren Re-Gen Koleksiyonu ile sürdürülebilirlik anlayışını bir adım daha ileriye taşıyor ve dünyada bir ilke imza atıyor. Dünyaya karşı sorumluluk ilkesini odağına alarak üretim süreçlerini yürüten Porland, bu yenilikçi adımıyla bize de gezegenimize olan sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlatıyor. İklim krizine karşı geliştirdiği iş modeli sayesinde çevre dostu üretim ve sıfır atık felsefesini benimseyen vizyoner marka, Re-Gen Koleksiyonu ile hem sofraları iyi tasarımla buluşturuyor hem de daha sürdürülebilir bir dünya için yeni şanslar yaratıyor.

Kırık porselenlerden geleceğe: Daha sürdürülebilir bir dünya

Re-Gen ile artık kırık porselenler, sıradan bir atık olmaktan çıkıyor ve yeniden işlenerek hem doğaya hem insana hem de gezegenimize dost bir anlayışı temsil ediyor. Doğayla her şekilde uyumlu, sosyal açıdan faydalı, toplumsal olarak kapsayıcı ve kültürel bağlamda sürdürülebilir bir yaklaşımın öncüsü olan Re-Gen Koleksiyonu, ayrıca tamamen doğal bileşenlerle üretildiği için bakteri ve mikrop barındırmıyor. Dayanıklı ve uzun ömürlü olmasının yanı sıra sağlıklı bir kullanım deneyimi de sunuyor.

Böylece, koleksiyonda yer alan her bir parça sadece bir tabak ya da kupa olmaktan öte, doğaya saygılı ve sürdürülebilir bir yaşam döngüsünün parçası haline geliyor ve gezegenimize olan borcumuzu ödeme yolunda atılmış küçük ama etkili bir adımı simgeliyor.

Doğanın estetik yansıması, sofralara taşınıyor

Porselenin yeniden hayat bulduğu bu koleksiyon, Salda, Ontario, Birdsong ve One and Only isimli dört farklı tasarımdan oluşuyor ve ömürlük desen garantisiyle de zarafetini uzun yıllar koruyor. Re-Gen, sadece estetik açıdan harikalar sunmakla kalmıyor, aynı zamanda çevresel sorumluluğun mükemmel bir örneği olma misyonunu da üstlenerek döngüsel ekonomiye katkı sağlıyor.



Koleksiyonda yer alan her bir parça, doğanın izlerini üzerinde taşıyor. Doğanın sakinliğini, huzurunu, zarafetini yansıtan bu parçalar, sağlıklı, şık ve sürdürülebilir sofralar sunarken sadece bugünü değil, yarını da düşünerek hareket etmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Ve günlük hayatın içerisinde çoğu zaman fark etmediğimiz küçük tercihlerin bile ne kadar büyük öneme sahip olduğunu gösteriyor.

İlhamını doğadan alan Re-Gen Koleksiyonu’nun bir parçası olan Salda, Türkiye’nin güneydoğusunda bir volkanik krater gölü olan Salda’nın eşsiz kumsalını yansıtırken; Kanada’nın en güzel eyaletlerinden Ontario’nun masmavi göllerinden esinlenilerek yaratılan Ontario ise mavinin her tonunda derinleştirici bir etki sunuyor. Öte yandan, kuş seslerinin doğadaki varlığını temsil eden yaprak, çiçek ve kuş motifleriyle bezeli Birdsong ise huzur ve mutluluk duygularını sofralarda ön plana çıkarıyor. Gökyüzünün en ihtişamlı halini yansıtan One and Only tasarımları ise göz alıcı renkleriyle doğanın büyülü dokunuşlarını sofralara taşıyor. Karbon emilimini azaltma amacıyla tasarlanan ve güncel teknolojiler kullanılarak üretilen bu koleksiyon, porselen atıklarını sanatla buluştururken geleceğe de şekil veriyor.

Geçen bir yıldaki sürdürülebilirlik çalışmalarıyla 61 ton plastik, 169 ton kağıt, 80 ton ahşap, 80.800 ton su, 301 ton porseleni geri kazandıran Porland, bu sayede 735 ton CO2 emisyonunun engellenmesine öncülük etti. Sürdürülebilirliğe sağladığı katkılarla sektörün öncüsü olan ve ilklere imza atan Porland’ın ilham verici Re-Gen Koleksiyonu’nu daha yakından keşfetmek için hemen tıklayın.

*Bu yazı Porland katkılarıyla hazırlanmıştır.



“Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması” için başvurular başladı

İnsanlığın varoluşundan bu yana kadınlar, toplumda pek çok ilham veren, güçlü roller üstlendi. Her ne kadar toplumsal cinsiyet eşitsizliği kadınların mücadelesini her dönemde zorlaştırmış olsa da; günümüzde kadınlar iş hayatından siyasete, eğitimden medyaya toplumun pek çok alanında yer almaya, seslerini duyurmaya ve görünürlüklerini güçlendirmeye devam ediyorlar. Artık başarılı kadın hikayelerinin pek çok örneği var; özellikle de girişimcilik sektöründe.



Kadınlar girişimcilik dünyasına isimlerini altın harflerle yazdırmaya ve pek çok farklı sektörde muhteşem izlere imza atmaya devam ettikçe, kadın girişimcilerin hikayelerini paylaşmalarına aracı olacak pek çok etkinlik ve yarışma düzenleniyor. Böylelikle hem kadınların girişimcilik konusunda daha aktif olmalarına hem de ilham verici hikayelerini diğer kadınlarla paylaşmalarına olanak sağlanıyor. Bu yarışmaların ilki ve en köklülerinden biri de Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması.

 “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması, kadın girişimcilerin çevrelerinde yarattığı farka ve faydaya da odaklanırken, girişimcilikteki başarısını Türkiye’ye duyuran kadınların başka kadınlara katkı sağlama konusundaki motivasyonlarını da artıyor. Kadın girişimcileri ve kooperatifleri, büyük bir heyecanla gerçekleşen jüri değerlendirmesi sonucu belirlediğimiz birincilerden biri olması için Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’na başvurmaya davet ediyoruz.” – Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Sibel Kaya

Garanti BBVA, Ekonomist Dergisi ve KAGİDER iş birliğiyle: Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması

Türkiye’de, kadın girişimcilere yönelik çeşitli çalışmalar yürüten ilk özel banka olan Garanti BBVA, girişimcilik konusuna büyük önem veren, konuyu sayfalarına taşıyan Ekonomist Dergisi ve Türkiye’de kadın girişimciliği ve liderliğini geliştirmeyi hedefleyen sivil toplum örgütü KAGİDER’in iş birliğiyle 2006 yılından bu yana kesintisiz olarak gerçekleşen Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması” bu yıl 18. kez düzenleniyor.

Yarışmada başvurular, Türkiye’nin Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Teknolojide Gelecek Vadeden Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Yöresinde Sürdürülebilir Fark Yaratan Kadın Girişimcisi, Türkiye’nin Kadın Sosyal Etki Girişimcisi ve Türkiye’nin Kadın Kooperatifi olmak üzere 5 kategoride değerlendiriliyor.



Yarışmanın kazananları ise Şubat ayında yapılacak olan ödül töreni ile açıklanacak. “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi” ödülünü alacak girişimci 250.000 TL, “Türkiye’nin Yöresinde Sürdürülebilir Fark Yaratan Kadın Girişimcisi”, “Türkiye’nin Teknolojide Gelecek Vadeden Kadın Girişimcisi”, “Türkiye’nin Kadın Sosyal Etki Girişimcisi” ve “Türkiye’nin Kadın Kooperatifi” kategorilerinin birincileri ise 200 biner TL’lik ödülün sahibi olacak.

“Kadın girişimciliğinin sürdürülebilir kalkınmaya olan etkisini görmek ve bu başarıları ödüllendirmek bizim için büyük bir mutluluk. Kadın girişimcilerin ekonomiye kazandırdığı değer, ülkemizin geleceği için büyük önem taşıyor. Yarışmaya katılacak tüm kadınlara başarılar diliyorum. Hep birlikte, kadınların gücünü daha da ileriye taşıyacağız.” – KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Esra Bezircioğlu

2025 yılının kadın girişimcisi siz olabilirsiniz

Hikayenizle tüm kadınlara ilham olmak ve başarılarınızı tüm Türkiye’ye duyurmak istiyorsanız; 15 Kadım 2024 tarihine kadar www.garantibbvakadingirisimci.com adresindeki formu doldurarak yarışmaya başvurabilirsiniz.

“Türkiye’de kadının ekosisteme katkısını daha da artırmayı, girişimci kadınları cesaretlendirmeyi amaçladığımız bu yarışma önemli bir aşama kaydetti. 17 yılda 45 bin başvuru olmamız, yıllar içinde kategori sayısının bir iken geçen yıl itibarıyla beşe çıkması çok kıymetli. Ekonomist dergisi, Garanti BBVA ve KAGİDER olarak kadın girişimcilerimizi yarışmamıza davet ediyoruz.” –Ekonomist Dergisi Yayın Yönetmeni Talip Yılmaz



İlgili Makale