Şiva dedi ki: “Farkında ol ve sonsuz yaşamı keşfet”
Şiva dedi ki; “Ey lotus çiçeği gözlü, dokunması tatlı kişi, şarkı söylerken, bakarken, tat alırken sen olduğunun farkında ol ve sonsuz yaşamı keşfet…”
Bir doğum… Bir çığlık, ağlama… Böyle olur değil mi genelde? Bildiğimiz sahne. Peki ya bilmediklerimiz? Kimsin? Sen nasıl oldu da bu bedendesin? Sen bu bedendesin diye mi sensin? Daha öncesi? Var mıydı, varsa nasıldı da sen şu an buradasın? Peki ya anne karnı? Belki çocukken çok kereler yüzünü gözünü sıkıp hatırlamaya çalıştığın geçmiş anlarından bir tanesiydi. Anne karnı… Senin bilinçli halinle hatırlayamadığın her ayrıntıyı bilinçdışın kaydetti. Nereden ve nasıl geldiğini sorguladığın o çocukluk zamanlarından şu anına kadar, yaşadığın coğrafya, doğduğun aile, çevresel koşullar ve gün içinde hayatını idame ettirebilmek için yapmakla yükümlü oldukların arasında sen, buradasın. Durup hepsinden zihnini sıyırdığında, farkında mısın? Gerçekten BURADASIN.
Dilersen gözlerini kapayıp, derin bir nefes al, ver. Burada olmanın tadını çıkar. Demek ki burada, “sen olarak” olman gerekiyordu ve oldun. Belki hepsi sadece bu kadar basit.
Tüm yükümlülüklerden, şimdiye kadar öğrendiğin her şeyden kendini sıyırdığında, kendine dışarıdan bakmayı başarabildiğin zaman ne kadar değerli bir an’a sahip olduğunu, ruhunun, nefesinin ne kadar sana özel, senin için dizayn edilmiş olduğunu fark ettiğin zaman, anlayacaksın ki, evren sensiz olamazdı.
Gurdjieff’in Batı’da temel tekniklerinden birisidir kendini hatırlayış. “Her ne yapıyorsanız kendinizi hatırlayın“. Çok kolay görünür ancak çok zordur bu. Kabul edilir ki, kendinle ilgili verdiğin her cevap, kendin için zihninin verdiği cevaplardır. Ancak kendini hatırlamanın bir zihinsel süreç olmadığını söyler üstadlar. Osho doğru cevabın, aklın sessizliğinde, cevapsızlıkta gizli olduğunu söyler. Neyi sorguluyorsun? Sana cevap verecek kimse yok ortalıkta der, çünkü bu soru akıldandı. Akıldandı tüm soruların. Hepsi birlikte yok oldular ve sizsiniz şimdi…
Kimim ben?
Bu sabah Osho’nun aşağıda sizlerle paylaştığım videosuyla gözlerimi açtım. Kim bilir, belki yine günlerdir, “kimim ben?” diye dalıp düşündüğüm anların etkisinden. Dönüp durup, Şiva’nın dediği gibi, sonsuz yaşamı keşfetmeye yöneltiyorum kendimi. Belki bir daha ağlayacağım aldığım ilk nefeste, ancak şu anda buradayım, ve tadını çıkartıyorum. Videoyu izledikten sonra hislerini paylaşmak istersen lütfen iletişime geç.
Videodaki sözler;
“Burdasın!
var oluş seni doğurdu.
demek ki çok büyük bir ihtiyaç oluştu.
ve sen bir boşluğu doldurdun.
sensiz var oluş eksik kalacaktı.
ben bunu söylediğimde,
yalnızca sana söylemiyorum:
bunu ağaçlara, kuşlara, hayvanlara,
sahildeki çakıl taşlarına da söylüyorum.
koskoca sahilde tek bir çakıl taşı eksik olduğunda,
sahil aynı olmayacak.
tek bir çiçek eksik olduğunda,
evren onun yokluğunu hissedecek.
nasılsan öyle değerli olduğunu hissettiğinde,
başkalarının da nasılsa öyle değerli olduğunu hissedeceksin.”
Osho
İlginizi çekebilir: Hayatımızın içindeki üç katman: Uyanma, uyuma ve düş görme